The Soulmate / Minsung

20.Bölüm

Jisung:

"Cidden beni seviyor musun? "

"Hemde çok. Ve ömrümün sonuna kadar da sevmeye devam edeceğim. "

Diyerek sarıldı bana.

"Ya gitmek zorunda kalırsan?
Ya ayrılırsak?... "

"O zaman sana verdiğim bileklik sayesinde bizi asla unutmazsın. "

En sonunda bende ona sıkıca sarıldım. Yüzünü benimkine yaklaştırdı ve-

~~

Ter içinde uyandığımda bunların hepsinin sadece berbat bir rüyadan ibaret olduğunu anlamıştım. Yataktan inip gözümü ovalayarak odadan çıktım. Bunun üzerine bir bardak su içmek iyi olurdu. Merdivenlerden inip mutfağı buldum ve kendime su doldurdum. Gereksiz yere nefes nefese kalmıştım.

"Günaydın."

"Günaydın Felix. "

"N'oldu sana? Bunu sormaktan bıktım ama ter içinde kalmışsın. "

"Kötü bir kabus gördüm de. "

"Anladım, umarım bir daha görmezsin o zaman. "

"Umarım... "

Konuyu dağıtmanın daha iyi olucağanı düşündüm.

"Herkes kalktı mı yoksa? "

"Hayır, sadece Hyunjin ve ben ayaktayız. Normalde Jeongin de vardı ama onun gece saat üç gibi uykusu geldi ve yatmaya gitti. Anlıyacağın, Hyunjinle hiç uyumadığımız için ayaktayız. "

"Gece boyu hiç uyumadınız mı cidden? Nasıl o kadar ayakta kalabildiniz ki? "

Yüzüne benim anlam veremediğim bir sırıtma yerleşmişti.

"Boş ver, film falan izledik işte. "

"Sadece film mi? "

"Bide sohbet ettik. Zaten zaman hızla geçiyor, farkına varmıyorsun yani. "

"Hm hm kesin öyledir. Neyse
ben gidiyorum. "

Suyumla beraber mutfaktan çıktım ve merdivenlere yöneldim. Odama gittiğimde suyu masaya koydum ve o rüyayı unutmaya çalıştım. Derken kapı çaldı.

"Gir."

İçeriye Bangchan ve Minho girdi.

"Sen şaka yapıyor olmalısın Chris. "

Dedim sinirle.

"Hayır yapmıyorum. "

Minho kapıya yaslanmış dururken o da yatağa oturdu.

"Neden böylesin? "

"Nasılmışım ki? "

İkisi de birbirlerine baktılar.