54.Bölüm

18 3 12
                                    

Jisung:

"Ne dediniz siz? Anlamadım da mesaja bakıyordum. "

Dedi Jeongin. Bunun üzerine Hyunjin ve Felix birbirlerine baktılar.

"Biz Felix ile sevgiliyiz. Umarım bu sefer anlamışsındır. "

Herkes ağzı açık bir şekilde kalmıştı. Bu güne kadar delirmediysem de şimdi kesin delirecektim. Sevgili olduklarını önceden tahmin etsem bile garip hissediyordum.

"Ya siz şaka mı yapıyorsunuz?! "

Diye sitem etti Seungmin.

"Bu saçmalık kaç günden beri devam ediyor? "

Dedi Bangchan.

"Dokuz aydan be-"

"YUH, NE ZAMAN BİZE SÖYLEMEYİ PLANLIYORDUNUZ?"

"Yadırgarsınız diye söyleyemedik. Ayrıca keşke de söylemeseydik, şu yaptığınıza bakın! "

"Birbirinize olan bakışlarınızdan anlamalıydım! Zira hiç iyiye haber değildi! "

O sırada bacağımda hissettiğim bir sıcaklık ile bakışlarımı utançtan kıpkırmızı olmuş Felix den çektim. Minho'nun eli bacağımı ısıtmaya başlamıştı.

"Minho hiç sırası değil. "

Diye fısıldadım.

"Nedenmiş? Bence tam da sırası. "

"Şu anda önemli bir şey üzerine konuşulduğunu biliyorsun. Senin etik olmayan fantazilerin ile uğraşamam yani. "

Ben bunu söyledikten sonra dudak büzerek elini geri çekti.

"Siz ne kaynatıyorsunuz orada? Önemli bir konuda konuştuğumuzu bilmiyor musunuz?! "

"Konuşmak için senden izin almayacağız Jeongin. Bak işine! "

~~

Dakikalar sonra masadaki gürültünün yerini derin bir sessizlik almıştı. Kimse konuşmuyordu fakat bu konu ile ilgili konuşmak isteyenleri de Bangchan bakışlarıyla susturuyordu zaten. En sonunda masadan çıt çıkmadığı için yerimden kalktım.

"Ben gitsem iyi olucak. Bir şey konuşmuyoruz nasıl olsa. "

"Hayır ya kal! Ne güzel kahve içiyorduk! "

"Aynen, ne güzel kahve içiyorduk değil mi? Ayrıca en yakın arkadaşlarımızın dokuz aydır sevgili olduğunu öğreniyoruz. Çok normal bence. "

Dedi alayla Changbin.

"Kesin artık şunu... "

"Ne yapabilirim Hyunjin?! Felix yerine bize de asılabilirdin! Düşünmeden
edemiyorum! "

"Kapat şu çeneni Changbin! Yoksa ben kapatmasını bilirim! "

Changbin Hyunjin'in ne dediğini kavrayamamış gibi kaşlarını çattı.

"Pardon, nasıl susturacaksın? Aklıma bir şey geliyor ama-"

"Biz en iyisi gidelim Felix. Yoksa bu olayı bambaşka yerlere götürücek. "

İkiside yerlerinden kalkarken bende Minho ile birlikte son kez Felixe baktıktan sonra kafeden ayrıldık.

"Olanlar hakkında ne düşünüyorsun? "

Diye sordum Minho'ya.

"Sadece sevgili olduğumuzu onlara söylememeyi düşünüyorum. Hemde hiçbir zaman- "

"JİSUNG, MİNHO! "

Yürümeyi bırakıp arkamızı döndüğümüzde Hyunjin ve Felixi bize doğru gelirken bulduk.

"Sizde onlar gibi mi düşünüyorsunuz? "

Diye sordu Hyunjin.

"Yani zaten biliyorduk. Sadece okulda sizi depoda bastıktan sonra anlatmanızı
bekliyorduk. "

Gözüm istemsizce tutuşan ellerine kaydı.

"Aslında sizin onlar gibi davranmayacağınızı biliyorduk. Sonuçta sizde de durumlar farklı değil. "

Hyunjin'in bu söylediği üzerine kalbim hızla atmaya başlamıştı.

"Nasıl sizde de durumlar farklı değil? Ne demeye çalışıyorsun? "

"Sevgili olduğunuzu biliyoruz. Hemde uzun bir süreden beri. Ama şimdi bunları konuşmayalım isterseniz. Eee, yine mi eve gidiyorsunuz? "

Öylece kalakaldım. Kendimde Minho'ya bakıcak cesareti bile bulamıyordum şu an.

"Yok canım, ne sevgilisi-"

"Evet eve gidiyoruz, sizde gelin isterseniz. "

"Pekala. Madem ısrar ediyorsunuz. "


















The Soulmate / MinsungHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin