Minho:
Jisung bir kaç dakika sonra sakinleşince lavabodan ilk o, sonra da ben çıktım.
"Aşkım böyle olmasını istediğinden emin misin? "
"Bana aşkım falan demesen de iyi olur. Hiçbir sevgi sözcüğü kullanma kısacası. "
"Saçmalama. Sana aşkım bile diyemeyeceksem neden sevgiliyiz?! "
Ağzımı hızla eli ile kapattı.
"Belki de şu sevgililik işi konusunda fazla hızlı olduk. Ayrıca okuldan atılma gibi bir tehlike ile karşı karşıya iken seninle olan ilişkimizi düşünemem! Sen bu okulda okumak zorunda olmaya bilirsin ama ben zorundayım! O yüzden ilişki işini unut tamam mı? "
"Sen kendinde değilsin Jisung. Cidden kendinde değilsin..."
"Bak, arkadaş olarak kalalım bence. Neden çünkü, daha ikinci günden başımıza böyle belalar açıyorsak bir hafta sonra neler olur kim bilir."
"Sabah sabah sinirlerimi olması gerekenden fazla geriyorsun yine! Yeter bu kadar gevezelik yaptığın! "
Sinirden elimden bir kaza çıkmasın diye yumruklarımı sıkmaya başlamıştım.
"Jisung bunu başka zaman konuşalım, tamam mı? "
Ne diyeceğini umursamadan yanından ayrıldım. Hangi kafa ile bana bunları söylüyordu? Cidden iki gün bile sevinmek yasakmış bana, bunu öğrendim. Sınıfa girdiğimde herkes bana döndü.
"Minho, müdür seni ve Jisung'u çağırıyor."
"Yine ne yaptıysanız. "
Yutkundum, sınıfa girmemle çıkmam bir olmuştu. Ben koridorlarda ilerlerken ders zili çoktan çalmıştı ama bizim işimiz sınıfta olmadığına göre bir sıkıntı yoktu. O kadar aradıktan sonra onu bulabildim.
"Jisung benimle gelmen gerekiyor. "
"Nereye? "
Diye sordu fakat bakışlarımdan anlamış gibiydi.
"Sen ciddi misin?... "
"Hm hm. Gel hadi. "
Elinden tutarak beraber hayatımızın gözler önüne serilecek olan o odaya gittik.
Kapıyı iki kere tıklattım. Jisung ise elimi asla bırakmıyordu. En sonunda 'Gir' diye bir ses duyunca içeriye girdik."Bende sizi bekliyordum. "
Yanında Ivan duruyordu. Şu an onu boğmak o kadar çok isterdim ki!
"Kısa keseceğim. Ivan sizi bir sınıfta münasebetsiz şeyler yaparken görmüş. "
"Yani öpüşürken! "
Diye araya girdi Ivan.
"Aynen, onu yaparken işte. Şimdi bana doğruyu söyleyeceksiniz, o sınıfta Ivan'ın dediği gibi öpüşüyor muydunuz? "
Adam bize keskin bakışlar atmaya başladı.
"Hayır, öyle bir şey yapmıyorduk. "
Dedim kendimden emin bir şekilde.
"Doğru mu söylüyorsun? Neyse zaten kameralara bakınca anlarız. "
Bilgisayarından görüntüleri açmaya çalıştı.
"Ama bu nasıl olur? Görüntüler yok, kameralar ya bozulmuş ya da devre dışı bırakılmış. "
Ivan şaşkınlık içinde bize baktı.
"Ben gördüğüme eminim! Öpüşüyorlardı! "
"Yanlış gördün o hâlde. "
Diye tersledim.
"Evet Ivan belki de gerçekten yanlış görmüşsündür? "
"Hayır hocam,eminim. Herşey üstüne iddiasına girerim ki bunlar-"
"Tamam yeter bu kadar. Kamera kayıtlarına ulaşmaya çalışacağım. Yarın sizi sonucu bilgilendirmek için çağırırım. "
Tekrardan Ivana döndü.
"Tabi, seninle beraber şu dediğin 'öpüşme' olayını gören biri varsa durum değişebilir. "
Ivan müdüre mahçup bir şekilde baktı.
"Benimle gören biri yok. Ama iyiki de yok, birisi daha görseydi psikolojisi bozulurdu kesin. "
Müdür bize sorgulayıcı bir bakış attı.
"İyi, gidin hadi. Dediğim gibi yarın sizi tekrar çağırırım. "
Odadan Jisung ile çıktığımızda kesik kesik olan nefeslerini yeni fark etmiştim.
"İyi misin? "
Başını onaylayarak salladı ama tam tersi gibiydi sanki.
"Ben sana demiştim o kadar merak etme ben hallederim diye. "
"Sen mi hallettin? Saçmalama Minho. Görüntüler yoktu sadece. "
"İşte seni öperken bunu bildiğim için öpmüştüm. Geçen aydan beri bütün kameralar bozuk, okulun bahçesindekiler dışında tabi. "
Jisung bana garip garip bakmaya başladı.
"Sen ciddi misin? O yüzden mi beni bu kadar rahat öpmüştün? "
"Evet, ve şimdi bu sorun da hallolduğuna göre artık aramız dünkü gibi olabilir mi? "
"Okulda yakınlaşmama şartı ile olur."
"Ah, yapma ama Jisung. Ben buna uyabilir miyim sence? "
"Bende istemiyorum ama olması gereken bu. "
"Yani bu dakikadan sonra beline bile dokunamayacak mıyım?... "
"Korkarım ki evet. "
Yüzümü astığımdan moralimin bozulduğunu anlamıştı.
"Evde istediğin kadar dokunursun. Seni engellemem de, anlaştık mı? "
Mantıklı.
"Pekala. Ama ne istersem yaparım,
ona göre."Bu lafımı düşünerek sertçe yutkundu.
"Tamam. Derse gidelim artık, çok geç
kaldık. ""Ya acaba ben sizin sınıfa mı
transfer olsam? ""Neden ki? "
"Çünkü o elli dakika boyunca seni görmeden yapamıyorum! "
"Biraz daha koridorun ortasında cilveleşirsek biri görücek. "
"Of tamam. Ama haklıyım-"
"Minho, gidelim hadi. "
ŞİMDİ OKUDUĞUN
The Soulmate / Minsung
RomanceOkul ortamında pek heycanlı ve enerjik biri olmayan Han Jisung aynı zamanda pek de sevilmez. O sırada arkadaşları ile iddaya giren Lee Minho, Han Jisung'u biraz zorlamaya karar verir ve gerçekte nasıl biri olduğunu öğrenmeye çalışır. ****** J: Delir...