Minho:
Evime geldiğimizde hepimiz şarap kadehlerimizi doldurduktan sonra salondaki koltuklarda yerlerimizi almıştık.
"Çok merak ediyorum, acaba ne zaman sevgili olduğunuzu söyleyeceksiniz? "
"Hiçbir zaman. Siz söylediniz ve olanları gördük. "
"Haklısınız, biz söyledik ve olanlar
ortada... ""Neyse boşverin onları. Alışırlar elinde sonunda. "
"Umarım... "
Kısa bir zaman sonra Jisung'a baktığımda iyice kafayı bulduğunu anladım. Demek ki bu gece bana eğlence düşecekti. Bunun düşüncesi ile istemsizce sırıtmaya başlamıştım bile.
"Biz gidelim artık. Zaten Jisung'un hâli de ortada, onunla ilgilenmen lazım. "
Dedi Hyunjin imalı imalı.
"Muhakkak. Ben sizi geçireyim. "
Yerimden kalkarak ikiliye kapıya kadar eşlik ettim.
"Biz yarın okula gitmeyelim diyoruz. Peki ya siz? "
"Bende yarın gitmem gibi. Ama Jisung'u bilemiyorum. "
"Eğer o da gitmezse kafa dağıtmaya bir yerlere mi gitsek? "
"İyi, gidelim. "
"Süper! Neyse seni daha fazla tutmayalım görüşürüz. "
Kapıyı kapattıktan sonra salona geri döndüm.
~~
Aradan yaklaşık yarım saat geçmişti ve ben Jisung ile koltukta öylece oturuyordum. Anlamıyorum, bir insan sarhoşken bile nasıl bu kadar tatlı olabilir?
Derken kapının çalması ile bütün büyü bozuldu. Yerimden kalkıp oflayarak kapıya yöneldim.
"Changbin, Jeongin, ne işiniz var sizin bu saate bura-"
"Sus, geldik işte. N'oldu beğenemedin mi? "
"Hayır o yüzden değil. Gelsenize. "
Jeongin bana ters ters bakarak Changbin ile içeriye geçti.
"Jisung da mı buradaydı? Siz de kuyruk gibisiniz, sürekli berabersiniz. "
"Size ne ki, dedektif kesilmeyin başımıza. "
"Neyse boşver sen onu. "
Dedi Changbin karşıma otururken.
"Şu Hyunjin ve Felix ikilisi hakkında ne düşünüyorsunuz? "
"Siz ne kadar onaylamasanız bile onların sevgili olduğunu kabullenmeniz
gerektiğini. ""Yani siz onayladınız mı? "
"Bu halde mutlu oldukları için onayladık. Yani sizin gibi bağırıp çağırmadık. "
"Hm hm, öyle oldu... "
Jisung'un konuşması ile bütün gözler ona döndü.
"İçmiş mi bu? "
"Biraz."
"Biraz mı? Çocuk doğru düzgün gözünü bile açamıyor! "
"Giderken evine bırakalım ister misin? "
"Yok hayır, ben bırakırım. Hem siz neden geldiniz ki? Saat onbir."
"Dolaşırken buralardan geçiyorduk uğrayalım dedik. "
"Keşke gelmeseydiniz, bizim Minho ile işlerimiz vardı... "
Jisung gözlerini zar zor açarak konuşmuştu. Ondan sonra da geri omzuma yaslandı.
"Ne işi? "
"Se-"
Ne diyeceğini anladığım için hızla ağzını kapattım.
"Sevdiğimiz bir oyun oynayacağız da. Onu diyor. "
"Yoo ben se-"
"Gitseniz mi artık? Saat cidden çok geç
oldu. ""Hm hm gidin siz, biz sevgilim ile vakit geçireceğiz... "
Ne?! Jisung şaka mı yapıyorsun?!
"Ne sevgilisi, Minho ne içirdin sen buna? "
"Fazla içmiş işte... Ben size kapıya kadar eşlik edeyim. "
"Umarım."
Yine bana ters ters bakarak evden gittiklerinde ter içindeydim. Jisung'a baktığımda ise kendi kendine bir şeyler mırıldanıyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
The Soulmate / Minsung
RomanceOkul ortamında pek heycanlı ve enerjik biri olmayan Han Jisung aynı zamanda pek de sevilmez. O sırada arkadaşları ile iddaya giren Lee Minho, Han Jisung'u biraz zorlamaya karar verir ve gerçekte nasıl biri olduğunu öğrenmeye çalışır. ****** J: Delir...