The Soulmate / Minsung

49.Bölüm

Jisung:

Ders bitiminde herkes sınıftan çıkınca Minho yanıma gelerek önümdeki sıraya oturdu.

"Fazla solgunsun. Oysa ben gelince mutlu olacağını sanmıştım. "

"Tabi ki de mutluyum, ama şu haberi gördükten sonra bunun pek bir önemi yok. "

"Ne haberi? "

"Bilmemezlikten gelme. Okul sayfasındakini diyorum. Zaten sen benden önce görmüşsündür... "

O anda ortalığı büyük bir sessizlik kapladı. Dediğimin doğru olduğunu bildiği için cevap veremiyordu.

"Sana söylemek istemedim, hastalığının üstüne bir de bunlarla uğraş istemedim. "

Moralim iyice altüst olmuştu. Ve bunun Minho ile bir alakası yoktu.

"Tamam ama şimdi ne yapacağız? Haberi herkes görmüş... Müdür de görürse işimiz biter. "

O an aklıma bir düşünce geldi.

"Bizimkiler de gördü değil mi? "

"Hm hm, bana Chris gösterdi. Haberin saçma olduğunu söylüyorlar. Ama öyle  düşünmediklerini biliyorum. Dikkat çekmek için yapılmış diyorlar. "

"Haksız de değiller. Bunu kim yaptıysa dikkatleri bizim üzerimize çekmek
istiyor... "

"Neyse boşver sen. Böyle olması daha iyi değil mi? İlişkimizi kimseden gizli yaşamamıza gerek yok. "

"Saçmalama, şanslıyız ki müdür okulun medyasına bakmıyor. Yoksa-"

"Okuldan atılmış olurduk... "

"Aynen."

Önümdeki sıradan kalktı ve hızla boynuma bir öpücük kondurdu.

"Seninle sevgili olmak bunu gerektiriyorsa katlanırım. "

Ben söylediği karşısında sadece ona bakmakla yetinmiştim.

"Minho-"

"Sen istiyorsun diye sana çok bulaşmayacağım. Ama sevgili olduğumuz hakkında ısrar ederlerse herkesin önünde bunun doğruluğunu kanıtlarım. "

~~

Minho:

Jisung'un yanından ayrılır ayrılmaz eski sınıfıma giderek durumun ciddiyetini Seungmin ve Bangchan ile paylaştım. O sırada da Changbinle Jeongin gelmişti.

"İşin harbiden zor Lino. Senin yerinde olmak istemezdim. "

Bir anda aklıma saçma ama cevabını merak ettiğim bir soru geldi. Şimdi sormasam bile illa soracaktım.

"Size bir şey soracağım, ciddiye almanızı ve doğru dürüst cevaplamanızı istiyorum. "

Ben tam ağzımı açıcaktım ki Hyunjin ve Felix'in de gelmesiyle kadro dolmuş oldu.

"Ne konuşuyordunuz? Şu sevgili olayını
mı? "

"Aynen, neyse sen devam et Lino. "

Changbin'in Hyunjin ve Felix'i terslemesi garibime gitse de umursamadım.

"Bir ihtimal, yani sadece bir ihtimal olarak... Jisung ile sevgili olsaydık ve o görüntüler gerçek olsaydı ne yapardınız? Destekler miydiniz, yoksa iğrenir miydiniz? "

"Ne demeye çalışıyorsun Minho? Aklım almıyor. "

Bangchan bunu derken zaman kazanmaya çalıştığını anlamıştım.

"Diyorum ki, bir gün yanınıza gelip de Jisung ile sevgili olduğumuzu söylesem ne yaparsınız? "

Ağzımdan bir anda dökülen cümleler ile herkes sus pus olmuştu.

"Şaka yaptığını umardık. "

Diye cevapladı Jeongin.

"Dostum 'kızlarda olmadı, erkekler de
dene.' derken şaka yapıyordum. "

Dedi bir yandan Bangchan.

"Sanırım seninle bütün bağımı keserdim... "

Seungmin'in böyle bir şey diyeceğini hayal bile edemezdim. Changbin de aynı fikirdeydi.

"Cidden böyle mi düşünüyorsunuz? "

Diye sordum son bir umutla.

"Sence? Dediğinin ne kadar saçma olduğunun farkında mısın? "

Felix de son noktayı koyduğunda susmayı tercih ettim. Yanlız tek susmayı seçen ben değildim, Hyunjin de hiçbir şey demiyordu. Çünkü bir aralar aramızı yapmaya çalışan bizzat kendisiydi.

Bir anda yerimden kalkıp derin bir nefes aldım.

"Ben gitsem iyi olucak, zil birazdan çalar... "

"Tamam işte nereye gidiyorsun? Geç kalma sonra. "

Doğru ya, yan sınıfa geçtiğimi bilmiyorlardı.

"Size söylemeyi unuttum, ben yan sınıfa transfer oldum. "

Bunları söylerken bile sesim titrek çıkacak diye ödüm kopuyordu.

"Niye yaptın peki? "

"Orası beni ilgilendiren bir mesele. Gidiyorum ben, görüşürüz... "

Bu lafları herkesten duymaya hazırdım fakat arkadaşlarımdan duymak beni felç ediyordu resmen. Oysa destekleyeceklerini düşündüğüm için onlara böyle bir soru sormuştum. Şimdi ise bana gözlerini pörtleterek bakan insanları umursamadan Jisung'un yanına, sınıfıma gidiyordum.