Jisung:
Son iki gündür her şey garip bir şekilde harika gidiyordu. Belki bu kötüye bir haberdi ama şu an durumumdan gayet memnundum. Felix ile bahçede oturmuş diğerlerini basketbol oynarken izliyorduk.
"Şimdiki dersin ne? "
Diye sordu Felix.
"Sanırım Coğrafya. "
"Sınav falan olmayacak mısınız? '
"Hayır, yoksa siz mi olucaksınız? "
"Evet... Maalesef. "
"Yazık size. "
"Kesin düşük alıcağım var ya! "
"Kesin."
Ben böyle diyince bana şaşkınlık ile baktı.
"Biraz moral verseydin bari! "
"Yalan söylemek istemiyorum!
O sırada yanımıza ter içinde ki Minho gelmişti. Açık olmak gerekirse, zaten oldukça sexy birisiydi, bide üzerine terleyince daha da sexy olmuştu. Elindeki sudan içtikten sonra bize döndü.
"Jisung, benimle gelebilir misin? "
"Nereye? "
"Sınıfa."
Kaşlarımı çatarak Felix'in yanından kalktım.
"Resim atölyesinde görüşürüz. '
"Görüşürüz. "
Felix'e gülümsedikten ve Minho ile koridorlara ilerledikten sonra kaşlarım yine çatılmıştı. Sonunda boş olan bir sınıfa girip kapıyı arkasından kapattı.
"Seninle konuşmak istediğim bir konu var. "
"Nedir? Sesinden anlaşıldığına göre kötü bir şey olsa gerek. "
"Sayılır. Kuzenlerim bana geliyorlarmış. "
Bir tek ben mi anlamadım yoksa kuzenlerinin gelmesini kötü bir şey olarak mı algılıyor?
"Anlamadım ne var ki bunda? "
"Olay şu, kuzenlerim bizim sevgili olduğumuzu biliyorlar ve seni de
tanıyorlar. "Duyduklarım ile gözlerim kocaman oldu.
"Seni tanıyorlar derken? "
"Sapık gibi gece gündüz demeden seni araştırmışlar. "
"Yok artık! "
Minho bana gülerek tepki gösterdi.
"Haklısın, ama sen onların nasıl manyaklar olduklarını bilmiyorsun. "
Derin bir nefes aldım.
"Yani şimdi? Ne zaman gelicekler ve kaç gün kalıcaklar? "
"Bir haftaya gelirler. Ve sanırım beş gün falan kalırlar. Onların da okulları var sonuçta. "
"Minho biz bu saatten sonra ne yapacağız? Ya sevgili olduğumuzu herkese
anlatırlarsa? ""Anlatmazlar merak etme. Onlar da az bela değil sonuçta. "
Kaşlarımı çatarak ne dediğini anlamaya çalıştım.
"Nasıl? "
"Beş kuzenim de gelecek ve aralarından üç tanesi biz ikimiz gibi. "
"Yani eşcinsel. "
"Aynen öyle. Bunu birine anlatırlarsa onların da başları yanar. "
Tam bir şey demek için ağzımı açıyordum ki zil çaldı. Açıkcası zamanlama oldukça iyiydi, çünkü söyleyecek söz bulmakta zorlandığım anlardan birindeydim.
"Daha sonra konuşuruz. "
~~
Sınıfa zar zor girdiğimde yanımdaki sırada daha önce görmediğim bir kızın oturduğunu gördüm. Kızıl dalgalı saçlara ve kahverengi gözlere sahipti. Yanındaki sırama oturunca pür dikkat bana bakmaya başlamıştı.
"Merhaba ben Ji-a. Sende Jisung olmalısın. "
Ona bakarak gülümsedim.
"Selam Ji-a, ismimi bilmen beni şaşırttı. "
"Okulda sen ve Lee Minho diye birinin dedikoduları dönüyor. Anlayamıyorum, kimin kiminle sevgili olduğu onlara ne? "
Dedikleri beni şaşırtırken gülümsemem de yavaşça soluyordu.
"Ya, öyle mi... "
"Üzülmene gerek yok. Salaklar işte. Ben senin yerinde olsam hiç takmazdım. "
"Orada oturup söylemesi kolay Ji-a. "
"Sende haklısın tabi. "
Bunu dedikten sonra kendi önüne döndü. Açıkcası benimde konuşacak hâlim yoktu zaten, yani bunu yaparak ikimize de iyilik yapmıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
The Soulmate / Minsung
RomanceOkul ortamında pek heycanlı ve enerjik biri olmayan Han Jisung aynı zamanda pek de sevilmez. O sırada arkadaşları ile iddaya giren Lee Minho, Han Jisung'u biraz zorlamaya karar verir ve gerçekte nasıl biri olduğunu öğrenmeye çalışır. ****** J: Delir...