1. Bölüm

115 5 10
                                    

Jisung:

Yeter artık, şu okulda da bana huzur yok. Çantamı sıraya yerleştirip sınıfta göz gezdirdim. Yine her zamanki gibi kızlar başkalarını çekiştiriyor, erkekler de onlara tip tip bakıyorlardı. Ne manzara ama...

Bu sınıfta kalırsam sabah sabah olmayan enerjimi de çekiceklerinden sınıftan elime bir kitap alıp çıktım. Kimse sizinle konuşmayıp ilgilenmeyince çareyi kitaplarda buluyorsunuz işte.

Okulun bahçesine gidip gördüğüm ilk banka oturdum. Kitap hoşuma gitmişti, benim gibi yanlız ve öksüz bir çocuğu anlatıyordu. Daha çok okumak isterdim, tabi Ivan elimden almasaydı.

"Ivan! Ver onu! "

Kitabı okumaya çalışıyordu

"Oo bu bir aşk romanı mı yoksa? Bebeğim falan diyor. "

Sinirle kitabı elinden almaya yeltendim.

"Ivan hiç komik değilsin, ver şu lanet kitabı!"

"Komik değil miyim? Bak çok üzüldüm şu an. Komikliğin tanımı nedir bilir misin? "

Ona sinirle baktım.

"Şu anki durumuna denir canım. "

Kitabı tek hareket de ikiye ayırdı.

"Böyle şeyler okuma, zaten salağın tekisin, Bunları okuyunca daha da salaklaşırsın başımıza. "

"Çok iyi bir espiri anlayışın var Ivan! Şunları biraz hayvanat bahçesine saklasana! "

Ben bunu dedikten sonra yüzüme sert bir yumruk yedim. Aman ne iyi, bir bu eksikti!

"Kendinden büyük işlere karışma istersen ufaklık!"

Sırıtarak çenemi tutup ona bakmamı sağladı.

"Bu kitaba da yazık oldu. Kim bilir ne kadar hoşuna gitmişti. "

'Dost' dediği embesiller ile gülerek gittiler.

*Salak işte ne olucak... *

Yerde paramparça duran kitabı aldım. İt gibi her yerini yırtmıştı. Gözyaşlarımı silerek kitapla beraber kalkıp onu çöpe attıktan sonra yüzümü yıkamak için lavaboya yöneldim.

~~

Okul bitiminde çantamı da alarak eve doğru yola koyuldum. Noel yüzünden sokaklar çok kalabalıktı. En azından şu dünyada beni mutlu eden bir şey var: Kar! Zaten kim kar'ı sevmez ki?

Kapıyı açıp içeri girer girmez çantamı koltuğa fırlattım. Bütün perdeler her zamanki gibi kapalıydı, bu yüzden içeriyi havalandırma görevi de bana kaldı. Bazen düşünüyorum da, acaba bir kedi veya köpek mi alsam? En azından daha az yanlız hissederim.

Ertesi Gün:

Okula gitmek istemesem de otobüs durağına yöneldim. Her yer yine sıkıştepişti, şaşmamak lazım. Bulduğum ilk yere geçip kulaklığımı taktım.

"Pst biraz yana kaysana "

Duyduğum ses ile başımı kaldırıp karşımda duran kişiye baktım. Sonra da dediği gibi biraz yana kaydım.

~~

Okulda yine gergin bir hava baş veriyordu. Daha bahçeyi bile geçemeden Ivan ayısı çıkageldi. Varya, sabah sabah hiç çekemem.

"Oo bizim ezik de gelmiş. Niye haber vermiyorsun? Kırıldım bak. "

Onlarla göz teması kurmamaya çalışarak yanlarından geçip gitmeye çalıştım ama barikat gibi dizilmişlerdi adeta.

"Ivan sabah sabah seninle hiç uğraşamam.İnan hiç modumda değilim. Şimdi git, öğlen gel. "

"Ama ben modumdayım, o nolucak?"

Göz devirip bu sefer yanlarından geçmeyi başardım. Dün gece hiç uyuyamamıştım, nedense gözüme tek damla uyku girmemişti.

"Hey küçük ezik! Annen yüzünden mi böyle inatçısın? O da senin gibi beş para etmez olmuştur kesin! Böyle devam! "

Sinirle yumruklarımı sıktım. Gidip en azından bir tane yapıştırmak isterdim ama
Yine kaşım patlak bir şekilde eve gitmek istemediğimden dudağımı ısırıp yoluma devam ettim.







The Soulmate / MinsungHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin