Jisung:
Öğlene doğru anca okula gidip de sınavlara girebilmiştim. Hani girmesem de olurdu aslında.
"Coğrafya sınavından kaç aldın? "
Diye sordu Jeongin, bir yandan yanıma gelirken.
"98 aldım, sen? "
Bangchan kocaman olmuş gözler ile bana bakakaldı.
"98 mi? Ben 65 aldım! "
"Ne güzel, verdiğim taktiği uygulamadın değil mi? "
"Hiçte bile! Neredeyse bütün soruları senin dediğin gibi yaptım. "
Tek kaşımı kaldırarak Jeongine baktım.
"O da senin sorunun. "
"Kesin ben düşük alayım diye verdin o taktikimsi şeyi. "
Dediği şey yüzünden gözlerimi devirmeden edememiştim. Cidden, nasıl böyle sonuçlara varabiliyordu bu çocuk?
"Neyse, boşver sınavı sen. Nasıl gidiyor? Sabah biraz keyifsiz görünüyordun."
Jeongin yanımdaki sıraya otururken ben ise derin bir iç çektim, beş dakika babam dediğim adamın rezilliğini unutmuşum ve Jeongin sayesinde şimdi tekrardan beynimde sorular dört dönmeye başlamıştı.
"Çok da önemli değil, normal ben işte. Sadece biraz fazla uykuluyum. "
Jeongin bana gözlerini kısarak kısa bir bakış attıktan sonra sırasında geriye yaslandı.
"Seni şu an doğruyu söylemen için zorlamak istiyorum, fakat inan ki hiç enerjim yok. "
"Nedenmiş o? Daha demin etrafına pozitif dalgalar saçıyordun. Şimdi ne oldu? "
"Sen oldun. BÜTÜN ENERJİMİ ÇEKTİN! "
O sırada Minho ve Bangchan sınıfa girmişti. Ve gelir gelmez Bangchan'ın sorduğu soru,
"Sınavdan kaç aldınız? "
Jeongin ile kısa bir bakış paylaştık.
"98 aldım. "
Diyi verdim. Bangchan takdir edercesine gülümsedi.
"İyi not almışsın, sen Jeongin? "
Jeongin'e baktığımda pencereden dışarıya baktığını gördüm. Muhtemelen Bangchan'ın sorusunu duymamazlıktan geliyordu.
"Jeongin? "
Diye seslendim.
"Ne oldu? "
"Chan az önce bir soru sordu. "
Tekrardan bize döndüğünde yüzünde gergin bir gülümseme vardı. O an o kadar komik görünüyordu ki, gülmemek için çok büyük çaba sarf etmem gerekmişti.
"Sınavdan kaç aldın? "
"Hangi sınav? "
Bangchan kaşlarını hafiften çattı.
"Coğrafya sınavı. "
"Haa, o sınavı diyorsun... 85 aldım. "
Jeongin'e lafı üzerine dayanamayarak bir kahkaha attım.
"85 mi? 65 alan da dedemdi zaten! "
Bangchan ve Minho kocaman açılmış gözler ile şaşkınca Jeongin'e baktılar.
"Jeongin? Sen bu kadar mal mıydı-"
"Hiçbir zorbalamayı kabul etmiyorum! "
Diyerek ayağa kalktı Jeongin.
"Ne olmuş yani 65 aldıysam? Hayatın sonu mu? "
"Sınavı beş yaşındaki kuzenim bile yapardı ama. "
Jeongin bana bıkkın bir bakış attı.
"Ben zekilerin arasında harcanıyorum. Gitsem iyi olacak"
Bangchan Jeongin'in sınıftan çıktığını (kaçtığını) görünce arkasından seslendi.
"O kadar kolay kaçamazsın! Gel buraya, sana Coğrafya çalıştıracağım! "
O da Jeongin'in peşinden sınıftan çıkınca etrafa kısa bir göz attım. Minho ile yalnız kalmıştık.
"Jisung, gergin misin sen? "
Diye nokta atışı yaptı Minho.
"Alakası yok... Uykum var sadece."
Bana inanmadığını gösterircesine baktı.
"Sana inanmalı mıyım? Hayır. Şimdi neler oluyor söyle bana. "
Gerginlik ile dudağımı ısırdım. Halimden memnun olmadığımı bu kadar dışa yansıtıyor muydum cidden? Fakat bu soruşturmalardan da kaçamayacağımı biliyordum.
"Eve gidince anlatsam olur mu? "
ŞİMDİ OKUDUĞUN
The Soulmate / Minsung
RomanceOkul ortamında pek heycanlı ve enerjik biri olmayan Han Jisung aynı zamanda pek de sevilmez. O sırada arkadaşları ile iddaya giren Lee Minho, Han Jisung'u biraz zorlamaya karar verir ve gerçekte nasıl biri olduğunu öğrenmeye çalışır. ****** J: Delir...