Minho:
Tamam kabul ediyorum, biraz fazla abartmış olabilirim ama sonuçta bir haftam var. Changbini arayıp şunu iki haftaya katlasam iyi olur. Saat sabah altı gibi alarmın sesi ile uyandım. Jisung uyanmamak için direniyordu adeta.
"Kalk hadi. "
Dedim oturur pozisyona gelirken.
"Zorunda mıyım?... "
"Evet zorundasın. Sinemaya gideceğiz ya. "
Anında kendine gelmişti bunu duyunca.
"Ne sinaması? Her gün farklı bir şey ile geliyorsun! "
"İşte bu yüzden değerimi bil."
"Tamam sen git. Ben uyuyacağım... "
"Jisung o kadar bilet aldım! Bir kere de beni zorlamadan olur de! "
"Filmin türü ne peki? "
"Hem romantik komedi hemde aksiyon türünden var. Ama sen romantik komedi sevmezsin o yüzd-"
"Hayır bir kere! Sevmediğimi kim söylemiş?! "
"Seviyor musun?! "
"Evet!
"O zaman ona gideriz."
"Elbette ona gideriz. Peki saat kaçtaydı? "
"Bir saate orada olmalıyız. "
Tekrardan kendini yatağa attı.
"Off hiç şu yataktan çıkasım yok... "
"Başka nedenlerden ötürü de çıkmak istemeyeceksin emin ol. "
"Nasıl yani? Hangi neden? "
"Emm, gitmiyor muyuz artık? Daha kahvaltı falan yapmıyıcak mıyız? "
"Sen yap, ben yapmıyıcağım... "
"Neden? "
"Kendimi iyi hissetmiyorum de ondan... Normalde yataktan bile kalkmazdım ama sinema diyorsun... "
"Ciddi misin? Neyin var? "
"Üşütmüşümdür gibi geliyor. Önemli değil. Neyse sen gidip kahvaltını yap, bende biraz daha uyusam? Bitince de gelip beni uyandırırsın... "
"Nasıl istersen. "
Yanağından öpüp yataktan kalktım.
"Bir daha bunu yapma... "
"Neyi? "
"Bir daha beni öpme."
"Nedenmiş? "
"Garip hissettiriyor çünkü ve uyumaya çalışıyorum... "
"Peki."
~~
Yolda ilerlerken bile ayakta uyuyordu adeta.
Onu kendime çektim."N'apıyorsun?... "
"Biraz dinlen diye yaptım. İstemiyorsan g-"
"Aslında böyle daha iyi... Sağol. "
Böyle diyeceğini hiç düşünmediğimden şaşırmıştım.
~~
Sinema salonuna girdik ve yerimize oturduk.
"Daha iyi misin Jisung? "
"Bilmem, sen yanımda olduğun için iyiyimdir herhalde... "
Kolumu omzuna attım, böylece kafasını bana yaslayabildi.
"Normalde buna izin vermem, biliyorsun değil mi?... "
"Hm hm. "
Jisunga döndüm.
"Peki neden şimdi izin veriyorsun? "
"Çünkü seninle uğraşacak halim yok. "
İkimiz de güldük.
"Minho bu filmden sonra eve gideceğiz, değil mi? "
"Neden? "
"Gözlerimi bile zor açıyorum da ondan... "
"Fazla mı mızıkçısın sen yoksa bana mı öyle geliyor? Neyse tamam ben seni eve bırakırım. "
"Sende gelmiyecek misin? "
Şaşkınlıkla ona baktım. Beni evinden kovmaya çalışan çocuk şimdi ise kalmamı mı söylüyordu!?
"Bekle, ne dedin sen!? "
"Gelip gelmeyeceğini sordum . Ama bu sefer kalmalık değil, hem eşyalarını da almalısın."
"Pekala, eşyalarımı alıp gide-"
"Hayır! Ayh, Minho gitme diyorum işte anlamıyor musun?! Yine dünki gibi film izleyelim diyorum! "
"Her gün yeni bir şey ile geldiğimi söylüyorsun ama sen daha da garipsin. "
"Çünkü karşımda sen varsın ve sen böyle biriyken benim de normal olmam imkansız!"
"E o da doğru tabi. "
"Minho... "
"Hm? "
"Kalıcaksın değil mi?... "
"Emin ol sen istemesen de kalırım. "
O da bana sarıldı.
"Var ya, seni ilk gördüğümde böyle biri olduğunu asla tahmin etmemiştim. "
Söyledikleri beni hayal dünyalarından çıkartıp gerçeğe geri döndürmüştü.
"Ama asla tahminimde ki gibi değilsin. "
"Tabiki... "
ŞİMDİ OKUDUĞUN
The Soulmate / Minsung
Roman d'amourOkul ortamında pek heycanlı ve enerjik biri olmayan Han Jisung aynı zamanda pek de sevilmez. O sırada arkadaşları ile iddaya giren Lee Minho, Han Jisung'u biraz zorlamaya karar verir ve gerçekte nasıl biri olduğunu öğrenmeye çalışır. ****** J: Delir...