63. bölüm

361 24 42
                                    

-kapatırlar-

Songül: Biz ne zaman görebiliriz Sadi'yi?

Taylan: Bugün göstermezler ama yarın için muhakkak bir görüş ayarlarım ben.

Songül: Çok sağ ol abi.

Yaver: Yengem, biz de hastaneye gidelim istersen, en azından yanlarında olduğumuzu bilirler.

Songül: Haklısın. Gidelim o zaman.

Songül Taylan'a döner.

Songül: Abi yeni bir haber gelirse...

Taylan: Merak etme güzelim, bir haber olursa ilk seni arayacağım.

Songül: Teşekkür ederim.

Mehmet: Kızım ben de bizim arkadaşlara gideyim, bir şeyler buluruz belki.

Songül: Tamam baba, ben de emniyete geçerim zaten birkaç saat sonra.

Mehmet: Tamam kızım.

Herkes bir tarafa dağılır. Songül hastaneye geldiğinde Orhan'ın eşini görür ameliyathane katında. Orhan'ın eşi, Songül yanına doğru geldiğinde karşı koltuğa gider. Songül anlam vermez bu duruma ama şuan herkesin morali bozuk olduğu için üstelemez çok fazla.

Yaklaşık yarım saat beklerler, yarım saat sonra doktor çıkar ameliyathaneden. Songül'ün de Orhan'ın eşinin (Reyhan) de kalbi ağzındadır.

Doktor: Orhan Bey çok zorlu bir ameliyat geçirdi, şuan durumu stabil. Yoğun bakıma alacağız, önümüzde ki 3 gün çok kritik. Kurşun kalbin 5 santimetre yukarısına gelmiş, kalbi zorluyor. Tabi bunun yanında bazı kronik hastalıkları da var. Diyeceğim o ki şuan sadece bekleyebiliriz. Kritik süreç devam ediyor. Geçmiş olsun.

Songül: Peki ne zaman uyanır?

Doktor: Bilmiyoruz, kendisini ne zaman toparlarsa diyebilirim. *doktor gider*

Reyhan: Siz nasıl hala burada durabiliyorsunuz ya? Hiç mi utanmanız yok?

Songül: Nasıl yani?

Reyhan: Gayet açık.

Songül: Reyhan Hanım, anlıyorum şuan sinirleriniz bozuk ama bu suçlamayı kabul edemem. Orhan müdür bizim abimizdi, Sadi onu bilerek/isteyerek vurmadı!

Reyhan: Songül, lütfen git buradan. Ben sizi burada istemiyorum. Mümkünse uzun süre de görüşmeyelim.

Songül: Reyhan Hanım, ne Sadi'nin ne de benim bir suçumuz yok.

Bu sırada Orhan müdürün kendi ekibinden birkaç polis memuru gelir.

Memur: Baş komiserim, lütfen gidin buradan. Tatsızlık çıkmasın.

Yaver: Koçum, hayırdır ne tatsızlığı çıkacak?

Memur: Komiserim, bizim müdürümüz vuruldu, hem de sizin başkomiseriniz tarafından vuruldu.

Yaver: Aslanım, sizin müdürünüzdüyse bizim de müdürümüzdü, adamın sinirini bozmayın!

Songül: *Yaver'in kolundan tutar* Yaver, tamam, boş ver, biz gidelim.

Yaver bakmakla yetinir.

Songül: Yaver, lütfen.

Yaver: Peki yenge, sen nasıl istersen.

Songül ve Yaver çıkarlar hastaneden.

Yaver: Bunlar ne diyorlar yenge ya? Nereden geliyor bu özgüven bunlara? Düne kadar karşımızda önlerini ilikliyorlardı!

Songül: Herkesin sinirleri bozuk, takma kafana.

Yaver: Sen nasıl bu kadar sakinsin onu anlamıyorum zaten.

YENİ HAYATHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin