52. bölüm-Yeni hayat

470 31 48
                                    

Sadi her ne kadar Songül ile konuşmaya çalışsa da Songül kapalı kutu gibidir, çok az iletişim kuruyordur. İçine kapanmıştır. Ağlamaktan gözleri şişmiştir, gözünde yaş kalmamıştır resmen. Sadi'ye kızgındır ama şuan tek ihtiyacı olan da Sadi'dir. Ondan başka kimsesi yoktur ki... Kızı vardır bi. Kızı... Buse'si... Biriciği... Onu o kadar çok özlemiştir ki... Burnunda tütmüştür resmen. İçsel kaygılarına her geçen saniye bir yenisi ekleniyordur. 'Buse'ciğe de bir şey olacak' korkusuyla içi içini kemiriyordur.

İki gün geçer. Songül sonunda taburcu oluyordur, kendini yormamak ve her gün günde iki kez pansumanı değiştirmek şartıyla. Meltem Songül'ün hazırlanmasına yardım eder, beraber çıkarlar. Araba aşağıda hazırdır, Fatma evi hazırlamıştır, Songül nerede durmak ister bilemediğinden yatak odasına da oturma odasında ki koltuğun yanına da gerekli şeyleri, ilaç, su, kitap vb. şeyleri hazırlamıştır. Evi toparlamış ve tertemiz yapmıştır. Busecik anne ve babasının geleceğini anlamış olacak ki kıpır kıpırdır, neşe saçıyordur adeta.

Songül Sadi'nin yüzüne pek bakmıyordur, Meltem arkada Songül'ün yanındadır ve onun ellerinden tutuyordur. Ona destek olmaya çalışıyordur ama Songül dışarıya bakıyordur, arada Meltem ile göz göze geldiklerinde zar zor gülümsemeye çalışıyordur.

Sadi aynadan Songül'e bakıyordur ama Songül gözlerini kaçırıyordur resmen.

En sonunda eve gelirler, Songül eve gelir gelmez kızına sarılır. Onu kucağına alıp yatak odasına gider, kapıyı kapatır. Kızı ile uzun uzun vakit geçirir. Onu çok özlemiştir, ağlamadan duramıyordur.

Sadi ve Fatma eşyaları yerleştirirler. Meltem ve Yaver de yardım ederler, biraz oturup da giderler.

Sadi yemek zamanı geldiğinde çekinerek kapıyı tıklatır ve odaya girer, Songül uyuyordur. Busecik kendi kendine oynuyordur. Sadi'yi görünce hemen kıpırdanmaya başlar.

Sadi kızını kucağına alır, öper bolca, onu içeriye yürütecine götürür. Geri odaya geldiğinde Songül'ün yüzüne düşen saçlarını geri çeker.

Sadi: Güzelim... Songül'üm...

Songül derin olmayan uykusundan uyanır.

Songül: B-Buse Naz nerede? Buradaydı...

Sadi: İçeride oynuyor. Yemek zamanı güzelim, yemek yemen lazım.

Songül: İstemiyorum, uyumak istiyorum.

Sadi: Güzelim yemek yemen lazım, ilaç alacaksın.

Songül: İstemiyorum, lütfen ısrar etme.

Sadi: Edicem Songül, edeceğim. Ne olur yapma böyle.

Songül: Sadi, istemiyorum. İs-te-mi-yor-um. İstemiyorum. Türkçe konuşuyorum ya, neden anlamıyorsun beni. Yalnız kalmak istiyorum. *ciğeri sızlar* Ahh...

Sadi: S-Songül? İyi misin? Ağrı mı girdi? İlaç... İlaç getireyim mi?

Songül: *ağlamaklı* Sadi ne olur yalnız bırak beni, ne olur ya...

Sadi: Güzelim, bak istemiyorsun beni, biliyorum. Ama seni böyle bırakamam. Yapamam. İlacını getiriyorum, biraz düzelince de yemek yiyeceğiz! Bu kadar. Beni isteme, kız, vur istersen. Giderim de istersen ama acı çekmene de izin veremem, dayanamam.

Songül bir şey diyemez, ciğerinin sızısı onu çok zorluyordur. Sadi ilacını getirir hemen. Songül ilacı içince biraz daha rahatlar. Sadi'nin zoruyla biraz olsun yemek yer.

Sadi: Bak onu da ye, o kalmasın.

Songül: Yiyemiyorum. Midem bulanıyor artık.

Sadi: Peki, çay demlemiştim, içer misin? İstersen limon falan da sıkabilirim. İster misin? Bak istersen menengiç de yapabilirim ama kokuyor diyorsun, ısrar etmiyorum o yüzden.

YENİ HAYATHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin