Korkularınız da olabilir, kaygılarınız da.
Belki çok büyük kararsızlıklar yaşayabilirsiniz, ikilemde kalabilirsiniz. Ama eğer, tutunacak tek bir dalınız bile varsa, o zaman güveneceğiniz şey odur.
Şirketteydim. Bir elimde çantamı tutarak dikiliyordum.
Duvarları camlı odasında olan Evgin'i izliyordum.
Kapıyı çalmaya cesaretim bile yoktu, o da beni görmemişti. Çünkü baktığı tek bir şey vardı: kadehi.
Flashback...
"Hâlâ aldırmayı düşünüyor musun?" diye sordu Zerya. Karnımı hızlıca silip doğrulduktan sonra ona baktım.
Kararsızlığımı fark eden Zerya, sandalyeye oturmamı söyledi, dediğini yaptım.
Ve önüme kürtajı kabul edip etmeyeceğimi belirleyecek bir evrak koydu.
"Eğer aldırmaya gerçekten kararlıysan, önündeki formu imzalarsın." dedi ve beni yalnız bırakarak odadan çıktı.
Evgin'i düşündüm, hayal ettim. Kucağında bir bebek daha olacaktı Alyona'yla beraber.
Gülümseyecekti onlara bakıp. Bütün varlığını onlara verecekti. Hiç ayrımcılık yapmayacaktı...
Bunları düşünürken ister istemez gülümsüyordum.
Bunu fark ettiğimde ayağa kalktım.
Geride bıraktığım tek şey, o boş kağıttı.
Flashback sonu...
Gözü elinde yuvarladığı kadehinde olan Evgin'i izlerken gözüm dolu gülümsüyordum.
Akşam onu evde büyük bir sürpriz bekliyordu.
"Ezgi Hanım?" diyen Ceyda'nın sesini duyduğumda arkama döndüm. "Hoş geldiniz."
Ceyda güler yüzle selam verdiğinde ona aynı şekilde karşılık verdim.
"Hoş buldum Ceyda." dedim gülerek.
"Evgin Bey'e bir şey mi söyleyecektiniz?"
"Yok..." dedim panikle kafamı sallayarak. "Buraya geldiğimi ona söylemezsen sevinirim."
Aceleyle Ceyda'nın yanından geçip giderken önüme bakmadan koşmaya başladım.
Ve Barış'la çarpıştım.
"Ay!" diye tepki verirken çantam yere düştü.
"Ezgi?" dedi Barış hayretle. "Senin ne işin var burada?"
"Ben..." dedim ne diyeceğimi bilemeyerek. "Evgin..."
Elim ayağıma dolanırken Barış yerdeki çantamı alıp bana uzattı.
"Teşekkür ederim..." dedim çantayı alırken.
"Evgin sana çok kırgın, haberin olsun." dedi.
"Farkındayım..." dedim başımı sallayarak.
Elimi karnıma koyup Barış'a döndüm.
"Ama onun gönlünü alacağım." dedim gülümseyerek.
Barış neyi kastettiğimi anlamış olmalı ki şaşkınlıkla gülümsedi.
"Gerçekten mi?" dedi. "Kararını verdin mi?"
"Evet..." dedim gözlerim doluyken.
Barış bana içtenlikle sarılırken mutluluk gözyaşlarım akıyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kayıp Hayatlar
General FictionSavaş ve Barış "Türkiye'nin En Zenginleri" olarak bilinirler. Sonradan tanıdığı kardeşleri Cemre, aileye ayak uydurmakta biraz zorlanmış olsada eskisi kadar yabancılık çekmiyordur. Yaşadıkları bazı problemler sebebiyle son zamanlarda gündemden düşme...