Çocuk (Kayıp Hayatlar 2) 21. Bölüm: Yirmi Dört Saat.

8 2 11
                                    

"Test yapmamız lazım. Bu kadar bayılması normal değil." diyen Zerya'nın sesini duydum. "Birazdan hemşire gelir kan almaya. Geçmiş olsun."

"Sağ ol Zerya." diyen Evgin'in sesini duyduğumda gözlerimi araladım.

Zerya odadan çıkmıştı.

"Evgin..." dediğimde herkes endişeyle başına toplandı. Diğerleri de buradaydı.

"Aşkım, iyisin, tamam mı? Daha iyi olacaksın." dedi Evgin yanıma otururken.

"Alyona..." diyerek olanları hatırlamaya çalıştım. Ve olanlar dank etti.

"Süremiz azalıyor. Sen uyandığına göre..." dedi Evgin ve Barış'a döndü. "Barış, gidiyoruz."

"Bir dakika, nereye?" dedim doğrularak.

"Merak etme. Alyona'yı sağ salim getireceğim." dedi Evgin ayağa kalkarak.

Evgin ile Barış gidecekken onları durdurdum.

"Bekle." dedim ve zorla elimdeki serumu çıkardım.

"Ezgi, hiçbir yere gidemezsin. İyi değilsin." dedi Evgin.

"Az önce öyle demiyordun." dedim Evgin'in koluna tutunup ayağa kalkarken. "Kızımızı kurtarmaya ben de geleceğim tabii ki."

Sasha ayakta durmama yardım etmek için kolumdan tuttu.

"Ezgi, yüzünü görmedin. Bembeyaz." dedi Sasha fakat bu beni ikna etmedi, edemezdi.

Ayağa kalkınca halsizleşmiştim, gözlerim kapanıyordu.

"Gideceğiz, dedim..." dedim gözlerimi açık tutmaya çalışarak.

Adını bile bilmediğim, yabancı sesin söylediği yere gelmiştik hep birlikte. Küçük, depo gibi bir yere gelmiştik.

Ayakta durmakta bile zorlanıyordum fakat Alyona ve Can'ı bulmadan rahat edemezdim.

O yabancı ses, yine arıyordu. Geldiğimizi görmüş olmalıydı.

"Alo?" diyerek açtım telefonu. Hoparlöre aldım.

"Polisi karıştırmadın, değil mi?" diye sordu.

"Yok polis falan..." dedim son derece yorgun sesimle. "Yirmi dört saat içinde geldik, ver artık çocukları bize."

"Sen beni aptal mı sandın?" dedi dalga geçer gibi.

"Ne diyorsun?" dedim.

"O polisleri fark etmeyecek kadar salak değilim." dedi. "Polisi karıştırdığın an yanarsın demiştim sana."

"Dur!" diye bağırdım. "Ne yapacaksan bana yap, çocuklardan ne istiyorsun?"

"Anlaşmamız böyleydi." dedi. "Şimdi ben bu tetiği iki kere çekeceğim. Eğer çocuklardan herhangi birinin ağlama sesini duyarsan, bil ki o vurulmamıştır."

"Hayır, yapma!" dedim ağlamaya başlayarak. Korkuyla Evgin'e sarıldım. Hiçbir şey yapamıyordum.

"Üç, iki... Bir." diyerek geri saydı. O an derin bir sessizlik oluştu.

İki kere silah sesi duyuldu.

Çocuklardan ikiside ağlamıyordu.

Kimseden ses çıkmıyordu.

Çığlık çığlığa ağlamaya başladım. Evgin beni her ne kadar tutsa da sakinleşemezdim. Çaresizliğin en dibindeydim.

Göz kapaklarım ağırlaşmaya başlarken Evgin'in kollarına yığılmıştım.

Bu son, ailemizin sonu olamazdı.

Kayıp HayatlarHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin