Evgin'den:
Stresten doğru düzgün uyuyamamış ve erkenden kalkmıştım. Bugün mahkeme vardı.
Mahkeme için hazırlanırken kapının çalmasıyla merdivenlerden aşağı indim. Gelenin Ezgi olduğunu sanmıştım ki kapıyı açınca karşımda Seda ve Sasha'yı gördüm. Ben kapıyı açınca Ezgi önüme yığıldı, büyük ihtimalle gece kapının önünde uyumuştu."Evgin, bu kızın hali ne böyle?" dedi Seda, Ezgi'yi işaret ederek. Ezgi'yi ayağımla dürtmeye ve sinirle bağırmaya başladım.
"Ezgi, uyan! Kalk şuradan!"
"Evgin, dur. Kız ameliyatlı, canını yakacaksın." dedi Sasha. Ama Ezgi'ye çok kızdığım için Sasha'yı dinlemiyordum.
"Kalk!" diyerek daha sert vurunca Ezgi öksürerek uyandı. Önce etrafa sonra bana baktı.
"Ne oluyor ya? Ne yapıyorsun sen sabah sabah?" dedi Ezgi bana.
"Neden burada uyudun sen?" dedim bağırarak.
"Beni kovduğun için olabilir mi?" dedi bir hışımla ayağa kalkarak.
"Ben seni kovmadım, ayıl da gel dedim!"
"Kapının önüne koyarak mı ayıltıyorsun sen beni!" dedi sinirle.
"Ezgi, Evgin, ne oldu size? Ne bu haliniz?" dedi Sasha.
"Ben üstümü değiştirmeye gidiyorum." diyerek içeri girdi Ezgi. Merdivenlerden yukarı çıkarken öksürmeye devam ediyordu.
"Sarhoş geldi eve, sinirlendirdi beni. Size gelir sanmıştım, burada uyumuş." dedim Seda ve Sasha'ya bakarak.
"İçmiş mi?" dedi Sasha kaşlarını çatarak.
"Evet." dedim başımı sallayarak.
"Nasıl ya?" dedi Sasha. "Ezgi daha iyileşmedi bile, neden?"
Sessiz kaldım. Ezgi'yle aramızın kötü olduğunu kimse bilmiyordu."Bana bak, yine mi aldattın lan yoksa?" dedi Seda üstüme gelerek.
"Seda, abartma." dedi Sasha Seda'ya bakarak. "O aldatmamıştı zaten, ben onu öpmüştüm..."
"Unuttum onu ben..." dedi Seda pot kırdığını anlayarak. "Kusura bakma papatya."
"Önemli değil." dedi Sasha ve bana döndü. "Ne olduğunu anlatacak mısın?"
Tam bir şey söyleyecekken Ezgi merdivenlerden aşağı indi ve yanımıza yaklaştı."Adliyede görüşürüz." dedi Ezgi sinirle. Yanımızdan uzaklaşıp arabasına giderken Sasha ve Seda anlamayarak bana baktı.
"Ne adliyesi?" dedi Sasha. Sadece onlara bakmakla yetindim.
Ezgi'den:
Yarım saat sonra ikimizde adliyedeydik ve mahkeme başlamıştı. Heyecandan ellerim titriyordu. Uğruna ölecek kadar çok sevdiğim adamdan boşanıyor muydum gerçekten? Ne hale gelmiştik..."Ezgi Yesari, eşiniz Evgin Yesari'den boşanmak istediğinizi tarafımıza bildirdiniz, doğru mudur?" dedi hakim. Ayağa kalktım ve konuşmaya başladım.
"Evet, doğru Sayın Hakim." dedim başımı sallayarak. Evgin'in yüzüne bakamıyordum, belki de boşanmaya aceleyle karar vermiştim...
"Şiddetli geçimsizlik nedeniyle?" diye sordu hakim. Bunu da onayladım ve oturdum.
"Velayet konusunda da mahkemeye başvurmuşsunuz. Velayeti neden istiyorsunuz?" dedi hakim Evgin'e dönüp. Evgin ayağa kalkıp gözlerimin içine baktı."Sayın Hakim, eşim Ezgi, uzun süredir alkole bağımlı, çocuğumuzun hayatı kötü etkileniyor. Bu yüzden çocuğumuzun daha fazla yıpranmaması için velayetin bana geçmesini istiyorum." deyince sinirlerime hakim olamadım.
"Ne?" diye bağırdım ve ayağa kalktım. "İtiraz ediyorum! Asıl Evgin alkole bağımlı, çocuğumuz doğduğundan beri eve gelmiyor. Geçen gün bana şiddet uygulamaya kalktı!" dedim gözlerim dolarken.
"Sessizlik!" diye bağırdı hakim. Sustum ve sadece Evgin'e baktım.
"Bu doğru mu?" dedi hakim Evgin'e bakarak. Evgin sessiz kaldı. "Peki boşanmak istediğinizden emin misiniz?"
Evgin biraz düşündü ve başını sağa sola salladı."Değilim..." dedi. "Ben boşanmak istemiyorum."
Hakim bana döndü ve aynı soruyu bana da sordu."Siz emin misiniz boşanmak istediğinizden?"
Kararsızlıkla başımı öne eğdim.
"Bakın, ikinizde gençsiniz, iki yıllık evlisiniz, yeni doğmuş bir bebeğiniz var." dedi hakim. "Bence çok ani karar vermişsiniz buna."
Salonda derin bir sessizlik oldu. Evgin ile göz göze geldik.
"Karar!" dedi hakim, zaten hepimiz ayaktaydık. "Ezgi Akduman'ın, Evgin Akduman'a açtığı boşanma davası, henüz on günlük bir bebeğe sahip olduklarından ve kararsız kaldıklarından, mahkeme bir hafta sonraya ertelenmiştir."Evgin'le adliyeden çıkarken magazincileri gördük. Bizi gördükleri anda soru yağmuruna tuttular.
"Ezgi Hanım, eşinize neden boşanma davası açtınız?"
"Evgin Bey, Ezgi Hanım ile kavgalarınız yüzünden eve gelmediğiniz konuşuluyor, bu doğru mu?"
"Evgin Bey, çocuğunuz bu süreçte zarar görecek mi?"
"Ezgi Hanım, çocuğunuzun velayeti sizde mi kalacak?" gibi sorular sormaya başladı onlarca magazinci. Güvenlikler bizi koruyordu.
"Sen halleder misin?" diye sordum Evgin'e.
"Hallederim de, iyi görünmüyorsun." dedi bana bakarak.
"İyiyim ben." dedikten sonra sendeleyerek Evgin'in kolunu tuttum. Kendime gelince onu hemen bıraktım.
"Evde konuşacağız bunu." dedi Evgin ve magazincilere döndü. "Bakın arkadaşlar, Ezgi ile boşanma kararı almamızın nedeni bildiğiniz gibi bir şey değil. Herkes için en iyi olan bu diye düşündük ve bu kararı aldık. Çocuğumuz bu süreçte asla kötü etkilenmeyecek. Boşanma henüz gerçekleşmedi. Mahkeme ertelendi. Bizde bu bir haftalık süreçte evliliğimizi tekrar gözden geçireceğiz. Teşekkürler."
Evgin elimi tuttu ve beraber oradan sıyrıldık.Arabalarımızla eve geldik ve Evgin beni karşısına oturtup konuşmaya başladı.
"Anlat, neyin var senin sabahtan beri?""Biliyorsun işte." dedim soğukça.
"İlacın bitmiş." dedi ve cebinden yeni ilaç kutusunu çıkardı. "Al."
"Teşekkür ederim." dedim kutuyu alırken. İçinden bir hap aldım ve suya gerek duymadan yuttum. "Bana bir iyi davranıyorsun, bir kötü..."
"Özür dilerim." dedi başını öne eğerek.
"Dileme." dedim. "Bu sen değilsin. Anneni kaybettin. Hem seni doğuranı hem de seni büyüteni kaybettin. Haklısın, benim hiç annem babam olmadı. Senin duygularını hiç hissedemeyeceğim."
"Ezgi, ben öyle demek-"
"Öyle demek istedin." dedim tebessüm ederek ve başımı sallayarak. "Haklısın. Tüm bu söylediklerinde haklıydın."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kayıp Hayatlar
Fiksi UmumSavaş ve Barış "Türkiye'nin En Zenginleri" olarak bilinirler. Sonradan tanıdığı kardeşleri Cemre, aileye ayak uydurmakta biraz zorlanmış olsada eskisi kadar yabancılık çekmiyordur. Yaşadıkları bazı problemler sebebiyle son zamanlarda gündemden düşme...