25. Bölüm: İhbar.

23 5 85
                                    

mylove_ismail351

"Gerçekten mi?" dedim gülümseyerek.

"Evet, odaya alıyorlar." dedi Büge.
Beş on dakika sonra üçümüzde Sasha'nın odasındaydık.

"Savaş nerede?" diye sordu Sasha.

"O evde, dinleniyor." dedim.

"Ezgi, sen-"

"İyiyim ben, yok bir şeyim." diyerek kestim Sasha'nın sözünü. "Neden yaptın bunu?"

"Ezgi..." diyerek iç çekti. "Benim ailem yok, biliyorsun. Sevdiğim adam gitti, benden boşanacak. Arkadaşım kalmadı. Bu yalnızlıkla yaşarsam yine başa dönerdim ben."

"Saçmalama." dedim. "Asla o günlere dönmeyeceksin."

Ertesi gün...
Sasha sabah taburcu olmuştu. Durumu iyiydi ve evdeydi. Saat akşam dokuzdu. Evgin'le birbirimize sarılmış televizyon izliyorduk.

"Her şey yoluna giriyor mu?" dedim ona.

"Giriyor bir tanem." dedi gülümseyerek.

"Sen bugün ilaçlarını içtin mi?" diye sordum.

"E durum böyle olunca unuttum." dedi. "Gecenin bir yarısı hastaneye gittik, bir gün orada kaldık. Almadım yanıma, dün de içemedim."

"Aşkım, aksatmaman lazım ama." dedim ve ayağa kalktım. Mutfaktan hapları getirdim ve önüne koydum.
"Benim gözümün önünde içeceksin."

"Peki Doktor Hanım." dedi gülerek. Hapları ağzına attı ve su içti. "Oldu mu?"

"Oldu." dedim onun aksine ciddi bir şekilde. Tekrar yanına oturdum. Başımı omzuna yasladım.

"Eğer kızımız olursa..." diyerek bozdum sessizliği. "Ben Alyona, sen Tomris koysan adını."

"O nereden çıktı şimdi?" dedi gülümseyerek.

"Ben Rusya'dayken hayaller kurardım. Böyle prensesler gibi bir kızım olsa, adını Alyona koysam diye." Gözlerim doldu.

"Anlamı ne peki?" dedi. Hoşuna gitmişti.

"Parlak, aydınlık." dedim. "O, böyle elbiseler giysin, ben saçlarını öreyim, parıl parıl parlasın isterdim."
Gözümden bir yaş aktı.
"Alyona Tomris Akduman-"

"Yesari." dedi sözümü keserek. "Alyona Tomris Yesari."
Bana sarıldı ve saçlarımı okşadı. Uzaklara bakmaya başladım.

"Alyona Tomris Yesari..."

Saatler sonra...
"Evgin!" diye bağırarak uyandım. Bu, bu geceki üçüncü kabusumdu. Kan ter içinde ve nefes nefese kalmıştım.

"Aşkım, sakin ol." dedi Evgin gözyaşlarımı silerken.

"Ölmedin, değil mi?" dedim korkuyla. Hâlâ kendime gelememiştim.

"Ölmedim, buradayım." dedi gülerek. Ben ise ağlayarak ona sarılıyordum.
"Sen bir şey mi taktın kafana, üçüncü kere uyanıyorsun uykundan."

"Bilmiyorum..." dedim başımı sağa sola sallarken.
Evgin'in kollarının arasında ağlayarak uyuyakaldım.

Ertesi sabah Evgin işe gitmeden uyanabilmiştim.

"Aşkım, ben çıkıyorum." diye seslendi kapının oradan. Mutfaktan onun yanına gittim.

"Tamam hayatım, görüşürüz. İlaçlarını almayı unutma."

"Unutmam, sende iyi bak kendine. Hiç yorulma tamam mı? En ufak şeyde beni ara."
İkimizde birbirimizi tembihlerden gülüyorduk. Evgin çıkıp gidince burnumun kanadığını farkettim.

Kayıp HayatlarHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin