"Can, C-Can kaçırıldı mı?" diye sordu korkuyla Büge.
Arama sonlanırken, Büge çaresizce ağlamaya başlamıştı.
Barış evdeki çalışanları arayıp Can'ı sordu fakat Can, okuldan sonra eve dönmemişti.
Birkaç saat geçmişti. Büge bir köşede ağlarken Sasha onu teselli ediyordu. Barış polislere Can'ı anlatıyordu. Savaş ve Seda camdan dışarı bakıp birbirleriyle sohbet ediyorlardı.
Koskoca evde yalnızca Büge'nin ağlama sesi duyuluyordu.
Merdivenlerden yukarı çıkıp Ezgi'nin yanına gittim dalgınca.
Odadaki tek ışık kaynağı aydı. Ezgi, benim onu bıraktığım gibi yatıyordu, uyuyordu.
Odanın kapısını kapatıp daha da karanlık olmasını sağladım ve Ezgi'nin yanına gittim. Yatağın kenarına oturup elini tutunca gözlerim istemsizce dolmuştu.
Yatak odamızdan çıkıp Alyona'nın odasına girmiştim.
Odası hiç olamayacak kadar boş ve sessizdi.
Alyona, şu an beşiğinde uyuyor olması gerekirken, bizim bile bilmediğimiz bir yerdeydi.
Bedenim yavaş yavaş soğumaya başlamıştı. Ciğerlerime dolan suyun haddi hesabı yoktu. Bir güç beni yukarı itmek istiyordu ama artık çok geçti.
Suyun altında nefes almak kadar özgür bir şey yoktu. Ciğerlerinize dolan suyu saymazsanız...
Aniden denizin ortasında bana yaklaşan bir şey belirdi. Adeta kollarıyla beni yukarı çıkardı. Bir insan.
Deniz kıyısına gelene kadar durmadan öksürdüm. Evgin beni kollarında taşıyordu.
Deniz kıyısına geldiğimizde, Evgin beni yere bıraktığında Barış, Büge, Savaş, Sasha ve Seda yanımıza endişeyle gelmişti. Ben ise ağlamaktan nefes alamıyordum.
"Ne yaptığını sanıyorsun sen?" diye bağırdı bana Evgin.
"Niye kurtardın beni?" dedim hıçkırarak.
"Sen gerçekten kafayı yedin!" dedi öfkeyle. "Beni de, kendini de öldürüyordun be!"
"Evgin, niye anlamıyorsun? Ben bu acıyla yaşayamam..." dedim yalvarak. Herkes bizi izliyordu. Beni. Sırılsıklam ve rezil halimi.
"Ben nasıl yaşayayım bu acıyla?
"Ben nasıl yaşayayım bu acıyla!" diye beni tekrar etti Evgin.
O öfkesinden, ben üzüntümden sırılsıklam olduğumuzu ve üşüdüğümüzü unutmuştuk.
Titremeye başladığımı hissettim. Her yerden üstüme geliyorlardı sanki. Ciğerlerimde kalan suyu hissederek kusma hissi oluştuğunda öksürmeye başladım. Bu öksürük az öncekinden daha da şiddetliydi. Yere, dizlerimin üstüne çöktüm ve karnımı tutarak öksürmeye devam ettim.
"Ezgi?" dedi Evgin şok içinde. Öksürmekten nefes alamamaya başlamıştım. Sasha yanıma geldi ve beni sarstı.
"Ezgi, kendine gel!" diyerek beni kendime getirmeye çalıştı. Ancak kendime gelmek yerine yere yığılmıştım.
Yuttuğum sulardan çok öfkemi kusmak istiyordum. Bunu nasıl yapabilirdim ki? Ben, içindeki öfkeyi asla dışa vurmayandım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kayıp Hayatlar
Ficción GeneralSavaş ve Barış "Türkiye'nin En Zenginleri" olarak bilinirler. Sonradan tanıdığı kardeşleri Cemre, aileye ayak uydurmakta biraz zorlanmış olsada eskisi kadar yabancılık çekmiyordur. Yaşadıkları bazı problemler sebebiyle son zamanlarda gündemden düşme...