Beş on dakika içinde itfaiye ekipleri geldi. Ezgi, yanındaki kadın ve küçük kız hemen acile alındı. O kadın da Ezgi gibi hamileydi. Ezgi de o da ameliyata alındı. Sasha kollarımda çaresizce ağlıyordu, bu sırada diğerlerine haber bile verememiştik.
Ezgi'den:
Gözlerimi açtığımda hastane odasındaydım. Oksijen maskesi takılıydı, kolumda sargı vardı. Maskeyi çıkarıp olayları hatırlamaya çalışırken öksürmeye başladım ve refleks olarak karnımı tuttum. Karnımda bir gariplik vardı. Şişlik inmişti, dikiş izleri vardı...
O an kabusta gibiydim. Korkuyla doğruldum, ani hareket ettiğim için canım yandı ve istemsizce bağırdım. Bebeğim orada yoktu...
Verdikleri ilaçlardan dolayı sadece sessizce ağlayabiliyordum.
Ben ağlarken odaya Evgin girdi. Heyecanlı gözüküyordu."Aşkım," dedi yanıma oturarak. "Neden ağlıyorsun, ağrın mı var?"
"Sen niye bu kadar mutlusun?" dedim gözyaşlarımın arasından. "Bebeğimiz öldü, ve sen gülüyor musun!"
Ne olup bittiğine anlam vermeye çalışırken Sasha elinde tekerlekli sandalyeyle içeri girdi."Seni götürmeye geldim!" dedi Sasha mutlulukla.
"Nereye?" dedim. Ağlamama engel olamıyordum.
"Sürpriz."
"Gitmiyorum ben bir yere, yalnız bırakın beni." dedim ellerimle yüzümü kapatarak.
"Geliyorsun." dedi Sasha ve kolumdan tuttu. Yataktan zorla kaldırıp tekerlekli sandalyeye oturttu.
"Siz iyi misiniz? Kafanıza taş mı düştü? Ben bebeğim öldü diyorum siz mutlu mutlu beni gezdiriyorsunuz!"
Hastane koridorlarında bağırışımı önemsemeden devam ediyorlardı. Koridordaki doktor ve hemşire arkadaşlarım da gülüyorlardı. Nereye gittiğimizi bilmiyordum.
"Sasha, Evgin, cevap versenize! Nereye götürüyorsunuz beni?""Sabret biraz..." dedi Evgin. "Az kaldı."
"Nereye az kaldı?" diyerek ona döndüm.
"Geldik." dedi Evgin durarken.
"Nereye-" derken döndüm ve karşımda gördüğüm şeyle şok oldum. Yenidoğan bakımın önündeydik ve Sasha içeri girmiş, bir bebeği küvezden alıp bana getiriyordu.
"Evgin..."
Sasha bebeği bana uzattı ama ben donup kalmıştım. Gözlerim dolmuştu."Alyona Tomris Yesari." diye fısıldadı Evgin. Ona şaşkınlıkla baktım ve bebeğe dönüp onu kucağıma aldım.
"Kızım," dedim. Kokusunu içime çektim ve ağlamaya başladım. "Hoş geldin anneciğim..."
Gülümseyerek tekrar Evgin'e döndüğümde iki elinin de sargıda olduğunu farkettim ve yüzüm düştü."Ellerin..." deyince ellerine baktı.
"Bir şey değil..." diyerek başını salladı ve ellerini saklamaya çalıştı.
"Ne demek bir şey değil?" dedim bileğinden tutup elini kendime çekerek. "Ne oldu?"
"Yandı." dedi omuz silkerek. Endişeyle baktığımı görünce gülümsedi.
"Nasıl?" dedim. "Benim yüzümden mi?"
"Hayır." dedi. "Anlatırım. Önemli bir şey değil."
Tekrar bebeğimize döndüm, çok zayıf görünüyordu."Kaç kilo?" diye sordum Sasha'ya.
"Bir buçuk." deyince gözlerim yeniden doldu. "Ama çok güçlü, tek başına nefes alabiliyor."
"Çok zayıf..." dedim Alyona'ya bakarak. Gözlerimden yaşlar akıyordu. "Kemikleri sayılıyor..."
Ben gözlerimi kapatıp ağlamaya devam ederken Evgin bana sarıldı."Durumu iyiye giderse iki güne taburcu olacakmış." dedi Sasha.
"Sende yaralanmışsın." dedi Evgin kolumdaki sargıyı işaret ederek. "Nasıl oldu?"
"Ben de anlatırım sonra." dedim ve gözüm yere takıldı. "O yangından kurtulamayacağımı sanmıştım..."
"Şş..." diyerek beni sakinleştirdi Evgin. "Hepsi geçti."
"Ah!" diye bağırdım ve karnımı tuttum.
"Yavaş..." dedi Sasha. Alyona'yı kucağımdan alıp yenidoğan bakıma girdi ve onu küveze koydu. Tekrar yanımıza geldi.
"Doğumdan sonra böyle ağrılar olabilir, biliyorsun. Şimdi odana gidip dinlenmen gerekiyor, Alyona burada güvende." dedi Sasha gülümseyerek. Başımı aşağı yukarı salladım. Sasha beni tekerlekli sandalye ile odama götürürken koridorda beni gören doktor ve hemşireler bana geçmiş olsun diyordu.
Odaya döndüğümüzde Evgin de peşimizden gelmişti. Karnımı tutarak yatağa yattım ve Evgin'e döndüm."Nasıl oldu?" dedim Evgin'in ellerine bakarak.
"Seni ararken, yere yanan tahtalar düşmüştü. Yolu açmaya çalışırken ellerim yandı." dedi karşıma oturduktan sonra.
"Acıyor mu?" dedim ona endişeyle bakarken.
"Biraz..." dedi. Yalan söylediğini anlamıştım.
"Biraz dediğine göre çok acıyor." dedim gülümsemeye çalışarak. "Çünkü biraz acısa, acımıyor deyip yalan söylerdin."
Evgin gülerek başını öne eğdi."Senin de kolun ciddi hasar almış." dedi Sasha.
"Asıl seninki nasıl oldu?" diye sordu Evgin ciddileşip.
"Koluma tahta düştü." dedim. "O kızla annesi korumak için..."
Derken dank etti.
"Onlar..." dedim ve Sasha'ya döndüm. "Onlar nasıl?""Merak etme." dedi Sasha. "Kız da, annesi de, bebek de çok iyi."
Rahatlayarak derin bir iç çektim.
"Ama bizi çok korkuttun Ezgi." dedi Evgin. "Seni orada, öyle görünce çok korktum.""Eğer o kızın sesini duymasam..."
Öksürmeye başladım ama konuşmaya devam ettim.
"Oraya girmesem... O kız da, annesi de, doğmamış kardeşi de ölecekti..." dedim öksürüklerimin arasından. Öksürüğüm şiddetlenince Sasha bana oksijen maskesi taktı. Gözlerimi kapatarak derin nefes alıp vermeye başladım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kayıp Hayatlar
Fiksi UmumSavaş ve Barış "Türkiye'nin En Zenginleri" olarak bilinirler. Sonradan tanıdığı kardeşleri Cemre, aileye ayak uydurmakta biraz zorlanmış olsada eskisi kadar yabancılık çekmiyordur. Yaşadıkları bazı problemler sebebiyle son zamanlarda gündemden düşme...