15. Bölüm: SEN DE MASUMDUN!

18.5K 681 88
                                    

Bölüm Şarkısı: Florence and the machine- over the love

Multi: ONUR :) (yalnız herif çok yakışıklı be... :))


KEYİFLİ OKUMALAR :)



»» Özür dilemek, sizin haksız olduğunuz manasına gelmez.

Karşınızdaki insana verdiğiniz değerin;

egonuzdan yüksek olduğunu gösterir.

SIGMUND FREUD

DOĞANAY

Bana ölümcül bakışlar atarak kemerini çıkardı. Ne yapacağını kestiremediğim için sertçe yutkundum, korkuyordum. Sağ ayağıma dikkat ederek arabanın içine girip bana yaklaştı. Kendimi yaslandığım kapıya daha çok bastırdım, çünkü çok korkutucu görünüyordu...

Görüşüne rağmen nasırlı elleriyle yavaşça sargılı bileklerimi kavradı ve çıkardığı kemerle bağladı. Elini arabanın dışarısına doğru uzattı ama gözleri hala bendeydi. Timuçin elinde halata benzer kalın bir iple geldi. İpi Onur'a verdi.

Onur kararsız ifadesi ile bacaklarımı boydan boya süzdü. Bu yaptığına karşılık ayağımın acısına rağmen yerimde huzursuzca kıpırdandım. Ayağımın acısı çoğalınca istemsizce yüzümü buruşturdum.

İpi diz kapaklarımın biraz altından bağladı, sanırım ayak bileğim incindiği için nereden bağlayacağına karar vermeye çalıştığından ayaklarımı incelemişti. Öyle korkutucuydu ki sesimi bile çıkartamıyordum. İşi bittiğinde hızla çıkıp sertçe kapıyı çarparak kapattı HAYVAN!

Timuçin'in omzuna dokunarak duyamadığım şeyler söyledi ve hızla ön koltuğa binip kontağı çalıştırdı. Bu arabanın da modelini bilmiyordum ancak bu araba önüme çıkıp kaza yapmama sebep olan arabaydı ve Onur'undu.

Aşırı hız yapıyordu.

Yollar bomboştu ancak bu kadarı da fazlaydı. On dakika kadar sonra bağırmaya başladı.

''Senin derdin ne ha? Hanım hanımcık duramadın bir yerinde değil mi? Hep bir olay, hep bir sıkıntısın! Senin gibi biriyle muhatap olmaktan nefret ediyorum, anladın mı beni?'' sözlerine takılmamaya, kulaklarımı kapatmaya çalıştım. Ancak ellerimin bağlı olduğunu gördüğümde aptalca gülümsedim. Denge falan bırakmamıştı bende bu adam!

Erkekler kızgınken susarlardı, hiç sesleri çıkmazdı. Mesela babam; kızgın ve sinirliyken hiç konuşmaz hıncını başka şeylerden çıkarırdı. Poyraz, Selim ve Batuhan abimde babam gibi davranırlardı böyle bir durumda. Çünkü sonuç itibariyle onları da babam yetiştirmişti.

Ancak Onur onlardan farkını bir kez daha kanıtladı. Sinirini, kızgınlığını ve hıncını benim beynimin etini yiyerek çıkartmaya yemin etmiş gibi hiç susmuyordu!

''Silahlarla oynamaktan senin beynin sulanmış! Silahların oyuncak olduğunu düşünüyorsun değil mi? Ya sana olan kızgınlığıma yenik düşüp seni bulduğumda kafana sıksaydım? Tabi Doğanay Hanım bunları düşünür mü? Yok tabi soran da hata!!!''

Söylediğinin aksine ne kadar da bana kızsa, sinirlense beni vurmayacağını ilk gün anlamıştım. Çünkü vuracak olan adam bu kadar beklemezdi, kafama sıkar ve leşimi de babamın önüne atardı...

''Senin tek düşündüğün bir an önce kendini Poyrazın kollarına atmak! Poyraz seni bir kere altına aldıktan sonra bir daha yüzüne bakmayacak haberin yok!'' dedi kibirle.

Aşkıma Mafya - İNFİAL (FİNAL)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin