56. Bölüm Part- 2: NEDEN OLMASIN!

14.8K 546 52
                                    


Bölüm Şarkısı: Buray - Aşk mı lazım

Multi: Onur ve Doğanay tatlılığı


''Evlilik; yeni bir başlangıçtı ikisi için de.''

DOĞANAY

Enseme vuran sıcak nefesle gözlerimi araladım. Belimdeki elin sahibi yani biricik kocam sıkıca bana sarılmıştı. Ensemdeki nefesi tenimi gıdıklamaya yetiyordu. Kolları arasında yavaşça ona doğru döndüm. Düzenli nefes alışverişleri derin bir uykuda olduğunun kanıtıydı. Ne kadar da güzel uyuyordu. Dudakları hafif aralıktı ve uzamaya başlayan saçları alnına dökülüyordu. Sağ elimi kaldırıp saçlarını geriye ittim yavaşça, ardından burnuna küçük bir öpücük kondurdum. Hala uyumaya devam ediyordu. Onu uyandırmamaya çalışarak kollarının arasından sıyrıldım. Ben kollarından çıkınca arkasını döndü ve yastığa sarıldı. Çarşafı bedenime sarıp yataktan doğruldum. Yerdeki pikeyi alıp Onur'un üstünü örttüm ve banyoya girdim. Dün geceyi hatırlamak gereksiz yere heyecanlanmama ve utanmama neden olmuştu.

Bedenim ılık suyla buluştuğunda rahatladığımı hissettim. Onur'a kahvaltı hazırlamak istediğim için aceleyle yıkanıp çıktım. Bornoza sarılıp odaya geçtim. Dolaptan Onur'un siyah çizgileri olan gri şortunu ve gri yüzücü atletini alıp giydim. Saçlarımı da havluyla güzelce kuruttum. Nemli kalmasını önemsemeden saçımı tepeden topuz yaptım. Sevdiğim adama son kez bakıp yavaşça odadan çıkıp mutfağa yol aldım. Önce buz dolabına baktım ağzına kadar doluydu. Ardından temiz ve yeni mutfakta göz gezdirdim. İki elimi belime koyup derin bir nefes aldım. Mutfağa o kadar yabancıydım ki kahvaltı hazırlamak bile benim için oldukça zor olacaktı. Çay suyunu koydum ve ocağı yaktım, sanırım ilk aşama tamamdı. Salata yapmak için dolabı açtım. Domates ve salatalık alırken gözüme yeşil biberler çarptı. Onur biber seviyordu birkaç tane de biber aldım. Bıçak ve doğrama tahtasını yaklaşık beş dakika aradım ardından bulunca malzemeleri güzelce doğradım. Sıra salata tabağını bulmaktaydı. Derin bir off çektikten sonra onu da buldum. Gözüme kenarda duran patatesler ilişince patates kızartması yapmaya karar verdim. Tahtayı yıkadıktan sonra ince ince patatesleri de doğrayıp geniş bir tabağa koydum içine de su doldurdum.

Geniş bir tava bulup içine ocağın kenarındaki yağdan döktüm. Yağ kızana kadar masaya dolaptan kahvaltılıklar çıkardım. Hafif bir yağ kokusu gelince patatesleri koyduğum tabağı aldım ve içine dökerken yağdan değişik bir ses geldi ve yağ koluma sıçradı. Yağdan kaçarken elimdeki tabak fırladı ve kendimi bir anda sert bir cüsseye çarparken buldum.

Onur'un tanıdık kokusu burnuma doldu ardından Onur kollarını bana sıkıca sardı ve beni geriye çekti. Aynı anda tabağın kırılma sesiyse kulaklarımızı doldurdu. Onur cam kırıklarına dikkat ederek kırılan tabağa ve mutfağın haline baktı, tabi bende...
"Bu mutfağın hali ne?" diye soran Onur aynı zamanda çayın ve tavanın altını kapattı. Baya bir dağıtmıştım mutfağı bu yüzden utançla alt dudağımı dişledim.
"Sana kahvaltı hazırlamak istemiştim..."
Onur; "Kahvaltı? Yetişmeseydim 3. Dünya savaşı çıkacakmış mutfakta, ne kahvaltısı!" diye kızdı bana. Neden bu kadar kızdığını anlamamıştım sonuçta onun için kahvaltı hazırlamaya çalışıyordum.
"Amacım bu kadar dağıtmak değildi..." diye mırıldandım.
"Onu mu diyorum ben! Kendini yakacaktın resmen! Yağı yakıp bir de üstüne su içinde olan patatesi içine atıyorsun!" dedi ardından yağ sıçrayan kolumu yakalayıp öptü.
"Çok acıdı mı?" diye sordu. Sesi yumuşamış gibiydi. Kafamı olumsuz anlamda salladım.

Kolumu bırakmadan beni kendine çekti ve sarıldı. Ellerim sabit dururken başımdan öptü.
"Senin canın bir yandığında benim bin yanıyor... Ondan bu tepkim," dedi ve kafamdaki soru işaretleri kayboldu. Kollarımı sıkıca beline sardım.
"Senin için bir şeyler yapmak istedim sadece..." diye açıklama yaptım.
"Benim için başka şeyler de yapabilirsin..." diyen arsız Onur'un elleri kalçamı kavradı. Ona doğru yükseldiğimde ellerim çıplak göğsündeydi ve dudaklarımız arasında milimler vardı.
"Sapıksın sen ya!" dedim gülerek.
"Hı-hı, senin sapığınım..." dedi ve dudaklarımızı birleştirdi. Onunla öpüşürken kendimi bulutların üstünde hissetmem normal mi? Ya da kalbimin vücuduma fazla gelmesi? Dudaklarımız ayrıldığında gözüm Onur'un boynundaki morarıklığa takıldı. Onur nereye baktığımı anladı.
"Eserini beğendin mi?" diye sordu ve göz kırptı. İşaret parmağımı morarığın üstünde gezdirdim. Dün gece dişlerimi geçirdiğimi hatırladım. Yüzümde sinsi bir gülüş oluştu.
"Oh olsun sana!" dedim. Onur bir anda beni kucağına aldı. Düşmemek için bacaklarımı beline doladım.
"Boşver kahvaltıyı, odamıza gidelim!" diyen kocam hızla mutfaktan çıktı. Merdivenleri arşınlarken;
"Üzerindekiler çok yakışmış, senden zevkle çıkarıp kendim giyeceğim..." dedi.
"Hmm, neden olmasın." dedim ve yanağına sıkı bir öpücük kondurdum. Odamıza vardığımızda kısa bir süre içinde yatakla buluştum. Sevdiğim adamda üzerimdeki yerini aldığında tekrar ve tekrar birbirimizin olduk. Bir dokunuşuyla bile beni alt üst eden bu adama karşı koymak artık tamamen imkansız hale gelmişti...

Aşkıma Mafya - İNFİAL (FİNAL)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin