56. Bölüm Part-1: VUSLAT!

14.6K 548 88
                                    


''Gerçek aşkta vuslat zamanı...''

Nikahtan hemen sonra el ele ailelerinin yanına yürüdüler. Doğanay'ın önce Ayşen Hanım ve Ayhan Bey'in ellerinden öptü. Onur da bu sırada Yağız Bey'in elini öpüyordu. Sonra genç adam kendi ailesini öperken Doğanay kendi babasının elini öptü ve sıkıca sarıldı. Bu sarılma bitecek gibi değildi.
"Babanı ilk defa mı görüyorsun kız?" diyen sese çevirdi kafasını. Timuçin elleri cebinde kendisine bakıyordu.
"Bir an hiç gelmeyeceksin sandım," dedi Doğanay. Timuçin kardeşi gibi gördüğü kıza sarıldı. Sarılmaları bittiğinde;
"Bu anı ölsem kaçırmazdım! İki inatçı evlenecek ve ben gelmeyeceğim? İşlerim biraz uzadı ama merak etme nikahınıza yetiştim," dedi genç adam.
"Öyle olsun bakalım," diyerek hafiften trip atan genç kadına gülerek baktı Timuçin.
"Sen benimle uğraşacağına kendi haline bak kızım,"
"Nedenmiş o?"
"Nedeni mi var, ulan bir adamın ayağına basamadın!"


"Hii!" diyen genç kadın Alev'in ve teyzesinin bin kere tembihlemesine rağmen nihahtan sonra sevdiği adamın ayağına basmayı unutmuştu.
"Yaa ben unuttum," diyen genç kadını Onur duymuştu. Yanlarına geldiğinde;
"Neyi unuttun hayatım?" diye sordu Timuçin ile selamlaşırken.
"Senin ayağına basmayı! Ya insan hatırlatır, şu anda ayağıma basman gerek diye!" diyen Doğanay sevdiği adama yalancıktan kızmıştı.

Onur küçük çaplı bir kahkaha attı;
"Hiç üzülme Doğanay, çünkü her dans ettiğimizde ayağıma basmayı ihmal etmiyorsun!"
"Ben senin ayağına mı basıyorum?" diye soran kız istemsiz kızarmıştı. Bilmediği bir ayrıntıydı.
"Evet güzelim," diyen genç adam elini karısının beline elini attı ve onu kendine çektikten sonra şakağından öptü içtenlikle.
"Sana bir sürprizim daha var karıcığım," diyen genç adam karısını peşi sıra sürüklemişti. Sahnenin önüne geldiklerinde Doğanay'ı orada bırakıp sahneye çıktı. Müzik durdu ve Onur mikrofonu eline aldı.
"Sesim geliyor mu?" diye sordu. Onay aldığında ise konuşmaya başladı.
"Bugün benim en mutlu günüm, yarın ise bugünden daha mutlu olacak ve bu böyle bir ömür devam edecek çünkü yanımda her zaman sevdiğim kadın olacak. Nikah memurunun da dediği gibi iyi günde, kötü günde..."
Konuşması bittiğinde arkasındaki orkestraya işaret verdi ve müzik başladı.
Genç adam, ömrünü adayacağını kadının gözlerine bakarak şarkıyı söylemeye başladı.

Tesadüf mü nüksetti aşk ellerinde,
Damlar durur kaçınılmaz yaz yağmuru,
Çok ıslandım üşüyorum, gözlerinden,
Zoraki bir sevda da,
Çaresiz sırılsıklam...

Tesadüf bir tanışmada aşık olmuştu karısına. Kaçmak istemişti bu aşktan ama nafile! Yok saymak isterdi donuk bakan bal rengi gözleri. Ama bu zor aşka yenik düşmüştü bir kere ve acı çekmişti kendince...

Geçmişi sorma yine zora koyma,
Beni bugünümle sev,
Her yanım aşktan hadi en baştan,
Beni bütünümle sev,
Davetsiz misafirim, davetsiz misafirim...

Mazi her zaman yara vermişti Onur'a ve gurur duyduğu şeyler yapmadığı için de sevdiği kadın geçmişi kurcalasın istemezdi. Çok fena aşık olmuştu deli dumruluna hem de sürekli ilk anmış gibi. Doğanay kalbine konuk olmuştu hiç izin almadan ama genç adam zevkle kabul etmişti bu aşkı. Her şeyiyle sevdiği kadın tarafından her şeyiyle sevilmek istiyordu.

İçimdeki aşk esir almadan durmalıyım,
Gülümse hadi karanlıklardan çıkmalıyım,
Kime niyetin ben kısmetin olmalıyım,
Ooo, deli bir yaz yağmuru sevdam...

Aşktan kaçma çabaları da boşaydı ya. Çünkü genç kadının en ufak bir tebessümüyle zor olanı yapardı hiç kuşkusuz. Geçmişi gömmüştü ve kaderine yazdığı kadının kaderi olmak istiyordu. Tıpkı tanıştıkları ilkbahar günü gibi, her kıştan sonra bir çiçek açardı her kalpte...

Aşkıma Mafya - İNFİAL (FİNAL)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin