43. Bölüm Part-2: ONUR SAĞLAM!

12.9K 634 185
                                    

Bölüm Şarkısı: Kutsi- ilan-ı aşk

Multi: Doğanay'ın denediği gelinlik :)
Gelinlik bulmamda bana yardımcı olan kuzuma çok teşekkür ederim :) ❤ HAZALLYAZARR

Keyifli Okumalar; SEVGİLERLE... ❤ ❤


''Yeniden, Yine, SEN...''

On beş gün sonra;

Doğanay ve Çakal'ın yaşayacakları evin bütün hazırlıkları bitmişti. Nurselin kendi odasını kendisi dizayn etmişti. Haftaya yapılacak olan düğündeki tek eksik Doğanay'ın gelinliğiydi. Gelinlik konusuna gelene kadar Doğanay'ın hala babasından umudu vardı. Babasının bu evlilikten vazgeçmesi için dua ediyordu devamlı ancak duaları kabul olacak gibi durmuyordu. Doğanay defalarca gelinlik giymek istemediğini söylese de başta Çakal Mustafa olmak üzere babası da kızının gelinlik giymesini istiyordu.

Gelinlik bakmaya Doğanay, Çakal Mustafa, Nurselin ve Batuhan gitmişti. Batuhan kardeşini Çakal ile yalnız bırakmamak için her adımlarında yanlarındaydı. Gelinlikçiye girdiklerinde; Batuhan bir köşede yazışırken, Nurselin ve Çakal gelinliklere bakıyordu. Doğanay ise koltuğa oturmuş, ellerini göğsünde bağlayarak ayağıyla ritim tutuyordu.

Nurselin elinde tuttuğu gelinlikle Doğanay'ın yanına gitti; ''Doğanay! Ayy, bu gelinlik çok güzel, sana da çok yakışır... Hemen denemelisin canım,'' dedi.

Çakal da kızının elindeki gelinliği gördüğünde hızla yanlarına gitti. Gelinliğin eteklerinden tutarak inceledi. Sert mizacını bozmadan otoriter sesle konuştu; ''Güzelmiş, dene de üzerinde görelim!''

Doğanay, Çakal'ın mide bulandırıcı sesini duyduğunda yüzünü buruşturdu. Omuz silkerek kafasını başka bir tarafa çevirdi. ''Giymeyeceğim! Bin kere söyledim size, ben gelinlik istemiyorum diye!''

Çakal, Doğanay'ın sergilediği bu inatçı ve çekilmez tavırlardan iki hafta içerisinde çok bunalmıştı. Artık patlama noktasına gelerek genç kızı sertçe kolundan tutarak ayağa kaldırdı. ''Yeter lan! Kendine gel artık Doğanay, çok sıktı senin bu hal ve hareketlerin! Kendine çeki düzen ver, ver ki sonu kötü olmasın!''

Doğanay, kolunu mengene gibi kıskıvrak tutan adamdan kurtarmaya çalıştı. ''Bırak kolumu, canımı yakıyorsun!'' dedi. Dokunuşu rahatsız ediyordu, midesini bulandırıyordu.

''Anlaştık mı Doğanay? '' diye sordu sinirle.

''Sana, bırak kolumu dedim!'' dedi aynı sinirle Doğanay. Çakal Mustafa direttikçe Doğanay daha da hırslanıyordu.

''Sana anlaştık mı dedim?!'' diye sordu Çakal Mustafa genç kızın kolunu daha sıkı tutarken.

Nurselin, babasını ilk defa bu kadar sinirli görüyordu ve bu genç kızı korkutmaya başlamıştı. ''Baba, bırak Doğanay'ın kolunu lütfen...'' dediğinde sesi titremişti.

''Sen karışma Nurselin!'' diye bağırdı Nurselin'e.

''Allah'ın cezası! Senden nefret ediyorum!'' dedi hırsla Doğanay.

''Beni sevmeyi öğreneceksin Doğanay! Ya seve seve ya da si-'' Çakal'ın cümlesini Batuhan Doğanay'ın kolunu Çakal'dan kurtararak bölmüştü. Kız kardeşini arkasına aldı.

''Neler oluyor burada! İki dakika yalnız bırakmaya gelmiyorsunuz! Söyle bana Mustafa, şimdi böyleyseniz ben ömür boyu sana nasıl kardeşimi emanet edeyim?!'' diye hesap sordu.

Aşkıma Mafya - İNFİAL (FİNAL)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin