7. Bölüm: KIZ KAÇIRMA!

19.5K 747 23
                                    

BÖLÜM ŞARKISI: BİLL FAY- BE NOT SO FEARFUL (hikayeyi şarkıyı dinleyerek okumanızı öneririm, bölüme cuk oturan bir şarkı.. :) )



''Sahi neydi o kural! Sevince mi kaybediyorduk?

Kaybedince mi seviyorduk...''

DOĞANAY

Burnumdaki keskin sızı ve başımdaki amansız ağrı ile gözlerimi araladım ancak her yer karanlıktı. Gözlerimi açıp açmadığımdan emin olmak için gözlerimi kırpıştırdım. Evet! Gözlerim açıktı ancak gerçekten her yer karanlıktı. Ah, lanet olsun! Karanlık bir ortamdaydım ve bulunduğum yere bir türlü gözlerim alışıp da bir şeyler seçemiyordum çünkü ben gece körüyüm...

Gece körü olduğumu babam ve Poyraz dışında bilen yok ve doktorum dışında... Tedavisi varmış ancak benimkisi geç kalınmış ve genetikmiş bla bla bla... Bize koz olarak kullanılma ihtimaline karşı hastalıklarımızı dahi herkesten, hatta en yakınlarımızdan bile saklıyoruz. Ben böyle bir hayatın içindeyim işte.

Gözlerim bir şeyleri algılamıyor olabilir ancak üzerinde dik bir şekilde oturulduğum bir şey var yumuşak koltuk gibi ve sırtım demire yaslı ve ayaklarımı kendime çekemiyorum göremediğim bir yere bağlı sanırım.

Ellerim ise kafamın üstünde toplatılıp sırtımın yaslı olduğu demire bağlı hem de çok sıkı bir şekilde sanki denizci düğümü atılmış gibi, en ufak bir hareketimde bile canım yanıyor. Ben neredeyim ve en önemlisi beni kim kaçırdı? Olanlar bir film şeridi gibi gözlerimin önünden geçtiğinde sesli bir şekilde yutkundum;

Poyraz ''ULAN!'' diye bağırdıktan sonra gözlerimi açmıştım. Poyraz'ın beni öpmesine mani olan şey bize doğru gelen, daha doğrusu zorla getirilen Selim idi. İki yanında kar maskeli izbandut gibi adamlar tarafından ite kaka bize doğru yaklaşıyorlardı.

''Ne oluyor ya!'' diye ayaklandığımda Poyraz beni arkasına aldı. Sırtım bar masasına çarptı. Bar masası ile Poyraz'ın arasına sıkışmış halde dururken adamlardan biri Selim'in boynuna cebinden çıkardığı çakıyı bastırdı ve konuşmaya başladı.

''Kızı bize ver!'' sesi kar maskesinden dolayı boğuk ama güçlü çıkıyordu. Selim boynundaki çakıya rağmen hareket etmeye çalışarak konuştu.

''Hayır.. ben bu salakları hallederim siz gidin!'' diye artistlendiğinde konuşan adam çakıyı daha fazla boynuna bastırdı ve diğer adamda Selim'i sıkı sıkı tutuyordu. Poyraz tok ve keskin sesiyle konuşmaya başladı;

''Bakın! İki kişisiniz ve bize göre güçsüzsünüz sizi iki dakikada alt edebilirim. Selim'i bize verip defolup gidin ve bizde bu olanları unutalım, ölmek istemezsiniz sanırım! '' dedi. Sesi sonlara doğru daha tehditvari çıkmıştı.

Tabi ki onlara gününü gösterecekti ama önceliği bizi buradan sağ salim çıkarmaktı bunu biliyordum...

Çakıyı tutan adam kafasını biraz geriye atıp pis bir kahkaha attı. Kar maskesinden dolayı sesi boğuk çıksa da iğrençliğinden ödün vermiyordu. Kahkahasına son verip konuştu;

''Gerçekten buraya iki kişi mi geldiğimi düşünüyorsunuz, bu kadar salaksınız demek!'' diye alaylı konuşup bir anda ciddileşti;

''Şimdi son kez söylüyorum. KIZI BANA VER!'' diye bağırdı. Adam bildiğin ruh hastasıydı.

''Sende kızı sana vereceğimi düşünecek kadar GERİZEKALININ TEKİSİN! Doğanay'ı size vereceğime ölürüm daha iyi lan!'' dediğinde içimden bir parça koptu. Poyraz'ın öldüğünü düşünmek bile içimi ezmeye yetmişti...

Aşkıma Mafya - İNFİAL (FİNAL)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin