12. Bölüm: BENİ TANIYORSUN SADECE HATIRLAMIYORSUN!

16.3K 678 52
                                    

Keyifli okumalar dilerim... SEVGİLERLE :)

-Yorum ve oylarınızı bekliyorum arkadaşlar :)

Bölüm Şarkısı: Bora DURAN- insan

Multi: Yağız Bey (Doğanay'ın babası)



''Bakmakla görmek arasındaki o noktadayım. Gör beni!''

DOĞANAY

İçinde bulunduğum durumu anlatabilecek tek cümle; Nefesim kesildi, olurdu muhtemelen.

Üç el ateş beni teğet geçmişti sanırım çünkü vücudumda hiçbir acı hissetmiyordum. Telefonun ucundaki bağırışlar, ağlamalar ve feryatlar sadece boş bir uğultu oluşturuyordu kulaklarımda. Gözlerimi sımsıkı yummuştum ve açamıyordum, kendimi o kadar sıkıyordum ki kirpiklerim gözlerime batmaya başlamıştı. Kalbim ise ağzımda atıyordu resmen...

Adım sesleri çok yakınımdaydı, kokusundan Onur'un dibime kadar geldiğini anlamıştım. Ayakkabısı ayakkabımın ucuna değene kadar gelmişti. Üzerime ağır bir gölge düşüyordu. Kulağımın orada bir nefes hissettim;

''Nefes al,'' diye sakince fısıldadığında dudakları kulağıma sürtmüştü. Titreyerek derin bir nefes koy verdiğimde fark etmiştim nefesimi tuttuğumu... Ona itaat etmek istemesem de bir şekilde dediklerini yapıyordum ancak ona kızgındım, hem de çok!

Ölüm ile tehdit edip öldürmemişti. Sanırım ölsem böyle bir ağırlık hissetmezdim vücudumda.

Hala gözlerimi açamıyordum. Üzerimdeki gölgede hala kalkmış değildi. Derin bir nefes aldığını hissettim. Sanki kokumu içine çekercesine ya da öyle bir şeyler işte...

Ben donup kalmıştım adeta; ne kıpırdayabiliyordum ne gözlerimi açabiliyordum ne de konuşabiliyordum. Nutkum tutulmuştu işte...

Hızlı bir şekilde üzerimdeki gölge kalktı. Adım sesleriyle birlikte telefondaki bağırış sesleri de kayboldu. Kapı çarparken Onur'un kibirli sesi kulaklarıma doldu;

''Sanırım bu ölüm korkusu size yetti ne dersiniz Yağız BEY!...'' dedi ya da ben bu kadarını duydum adım sesleri ve konuşmalar yok olmuştu artık. Sadece kendi kesik kesik nefes alıp vermelerimi duyuyordum. Sonra bir el omzuma dokununca ateş değmişçesine gözlerimi açtım;

''Çek şu pis ellerini omzumdan!'' diyerek hala mal mal yanı başımda dikilen Timuçin'e baktım.

Onur beni öldürmek üzereyken hiçbir tepki de bulunmamıştı ancak şimdi bana süt dökmüş kedi gibi bakıyordu.

''Doğanay Hanım be-''

''SUS! Sesini dahi duymak istemiyorum... Oyun mu oynuyorsunuz benimle!'' diye bağırdığımda kapı bir hışımla açıldı. İçeri giren Onur telefonunu cebine koydu;

''Ne oluyor burada?'' diye soracak kadar da yüzsüz mendebur!

''İYİ HALT OLUYOR! Sende ister misin?'' dedim bağırarak.

Onur sakin kalmak istercesine derin bir nefes aldı. Aman çok korktum! Ateş olsan cürmün kadar yer yakarsın be, hah! Tek elini saçlarından geçirerek düzgün duran saçlarını düzeltti haspam!

''Timuçin, ilk yardım çantasını getir arabadan.'' dedi donuk bir ifade ve duygu barındırmayan ses tonuyla.

''Tamam abi, hemen.'' diye konuştu kuyruğu! Timuçin hızlı adımlarla odayı terk etti. Kapı tamamen kapanınca Onur yavaş adımlarla bana ilerledi.

Aşkıma Mafya - İNFİAL (FİNAL)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin