54. Bölüm: BEN SENİN KIZINIM!

12.4K 591 135
                                    

*küçükken dizine yatmadan uyumadığım gecelerim vardı benim. seni çok özledim be baba. kara toprak altında sevgimizi hissetmen dileğiyle...



''Babasına aşık kız çocukları babasız kaldıklarında kalplerinde açılan o boşluğu hiçbir zaman dolduramazlar. Çünkü o boşluk sadece babalarıyla kapanabilir...''

DOĞANAY

Ayşen Teyze sevdiğim adamı evden postaladıktan sonra bahçedeki çardakta çay içtik. Onur'un kulağıma patavatsızca söylediği şeyler içten içe heyecanlanmama neden oluyordu. "İntikamım acı olacak güzel gözlüm! Gerdek gecesini iple çekiyorum..." dedikten sonra gözlerine baktığımda orada saf arzu ve tutkuyu görmek açıkçası hoşuma gitmişti. Beni istiyordu hem de en az benim onu istediğim kadar. Bu tarz konular beni utandırsa da gerçek buydu işte.

Gece geç saatlere kadar Ayşen teyzeyle sohbet ettik. Beni kızı gibi seviyor ve bunu bana her fırsatta hissettiriyordu. Gece üç gibi Onur'un odasına çıktım ve onun kokusuyla harmanlanmış odada sevdiğim adamın yastığına sıkıca sarılarak uyumaya çalıştım. Heyecandan gözüme uyku girmiyordu. Yatakta dönüp durdukça Onur'un kokusu beni esir alıyordu ve onu bu birkaç saatte bile ne kadar çok özlediğimi açık ediyordu. En son saate baktığımda sabah beşe geliyordu...

"Ay yok! Top patlasa uyanmaz bu kız!" diyen Selin'in sesiyle kafama iyice yastığı bastırdım. Üzerimdeki yorganın bir anda çekilmesiyle üşüyerek bacaklarımı karnıma çektim. Mart ayının ilk haftası olduğu için hava bir soğuk bir sıcaktı. Ee, boşuna dememişler; Mart kapıdan baktırır, kazma kürek yaktırır. Koluma atılan cimcikle ağzımdan çıkan inlemeye engel olamadım.
"Ahh!"


"Kalk kız zibidi! Gören de bizim kınamız var sanır!" diyen Alev'in sesiyle gözlerimi zorlukla da olsa araladım.
"İşkence ekibi olarak boş durmuyorsunuz maşallah!" dedim.
Selin; "Uyanmış bu, baksana bize nasıl da laf yetiştiriyor haspam!" dedi.
"Belli belli," diyerek Selin'e destek veren Alev beni kolumdan tutarak kaldırmaya çalıştı.
"Kızım gören de seni zayıf sanır ama dana gibi güçlüsün!" dediğinde istemsizce güldüm. Gözlerimi ovalarken; "Saat kaç?" diye sordum. Selin kolundaki zarif saate bakarak; "Dokuz," dedi.

"Ya ben daha uyuyalı dört saat olmadı bu haksızlık!" dedim ve kafamı yastığa gömdüm. Bu sefer ikisi birden kollarıma girmiş beni kaldırmaya çalıştılar ve başarılı da olduklarını söylemek gerek. Alev, sabah sabah kulağıma sinek vızıltısı gibi gelen sesiyle bugün yapılacakları anlattı ve eklemeyi de unutmadı; "Ha bu arada; Yeşim teyze ve Ayşen teyze aşağıda kahvaltı hazırlıyor. Hemen giyin gel, kahvaltıdan sonra Onur seni almaya gelecekmiş."


Alev'in dediklerine kafa salladım. İkisi de uyandığımdan emin olduktan sonra odadan çıktılar. Yüzümü üç kere soğuk suyla yıkadılar, bir zahmet uyanayım artık! Her ne kadar onlara çemkirsem de benim iyiliğim için uğraştıklarını biliyordum. Eşyalarımın çoğu yeni evimize taşındığı için burada az kıyafetim vardı. Altıma koyu lacivert kot pantolonumu giydim, üstüne ise siyah, hiçbir süsü olmayan yuvarlak yaka bir kazak geçirdim. Dün banyo yaptıktan sonra Ayşen teyzenin ördüğü saçlarımı açtım. Saçlarım neredeyse belime kadar geliyordu, belki biraz uçlarından kestirmeliydim ama yapamıyordum. Bana göre anneme benzeyen tek özelliğimden vazgeçemiyordum. Önceden babam bana bazen öyle bir bakardı ki, sanki karşısında ben değil de annem varmış gibi hissederdim. Bana olan sevgisini bilsem de bunu hissettirmez ve beni gizlice severdi. Ya da ben böyle olduğunu düşünerek kendimi tatmin ediyordum. Biz kızlar ya babamız gibi adamlarla evlenmek isterdik ya da babamız yüzünden hiçbir erkeğe güvenmezdik. Ben bu iki zıtlık arasında gidip gelirken Onur çıkmıştı karşıma. Beni kaçırdıktan sonra onu gördüğüm ilk an aramızdaki garip bir elektrik oluşmuştu.

Aşkıma Mafya - İNFİAL (FİNAL)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin