ÖZEL BÖLÜM: AŞK

12.3K 444 108
                                    

Multimedia: ONUR VE DOĞANAY 💜

Şarkı: İnsan insan

Arkadaşlar merhabaaa; daha önce çok içime sinmediği için özel bölümleri kaldırmıştım. Okumak isteyenler olduğu için küçük düzenlemeler yapıp yeniden yükledim.

Aslında tüm zorluklarla mücadele ettiğimiz dönemde yayımlamak istemezdim ama depremzedelerimizden dahi okumak isteyenler olduğunu öğrendim.

Bu bölümü o bölgede olup da bin bir türlü mücadele veren herkese ithaf ediyorum.

Keyifli Okumalar; Sevgilerimle


ÖZEL BÖLÜM –  AŞK

Doğanay gözlerini devirdi ve ocaktaki çorbasını karıştırmaya devam etti.
"Nurselin'cim, güzel arkadaşım sen hayal görüyorsun! Onur asla bana sürpriz hazırlamaz. Hele ki sevgililer gününde... asla!"
"Bu kimin suçu acaba? Adama askerlik arkadaşınmış gibi davranırken gayet normal!"
"Bunun benim tavırlarımla ne ilgisi var acaba? Beni tavlayana kadar binbir tane dalavere çevirdi, sürprizler yaptı ama nikahı basınca bıraktı bu romantiklik mevzularını ben napayım!"
"En son ne zaman seviştiniz?"
Doğanay, Nurselin'in sorusuyla çorbayı karıştırdığı kaşığı çorbanın içine düşürdü.
"Yuh, Nurselin! Sana ne be özel hayatımızdan!"
"2 gün önce," dedi ve Doğanay'ın mimiklerine baktı.
"3 gün, 4 gün....1 hafta önce?" diye sıralarken Doğanay da parmaklarıyla oynuyordu.
"Yok artık, en son Göktürk'ü yaptığımız gece seviştik de, de düşüp bayılayım!"

"Ay saçmalama Nurselin, sadece fazla uzaklara gittin..."
"Ne yani dün gecede mi iş üstündeydiniz!"
"He canım, he! Hem sana ne yaa!"
"Adam her istediğinde veriyorsun değil mi? Doğanay, sende hiç naz huyu yok bari azıcık teyzene çekseydin!"
Doğanay pes edip çorbanın altını kapattı ve Nurselin'in karşısındaki sandalyeye oturdu.
"Napim kızım ya, her defasında aklımı başımdan almayı başarıyor..."
"Neyse bu mevzu derin, çıkalım buradan en iyisi,"
"Aynen ben bir terledim."
"Doğanay şubat ayındayız hava buz gibi," dedi ve ikisi birden kahkaha attılar.

Göktürk minik adımlarıyla annesinin sesini takip etti ve mutfağa ulaştı.
"Oyy, benim paşam gelmiş." diyen Doğanay oğlunu kucağına aldı ve kafasından sıkıca öptü. Neredeyse iki yaşına gelmişti aslan parçası.
Göktürk işaret parmağıyla ocağı göstererek; "Coyybaa," dedi.
Göktürk'ün en sevdiği çorbayı pişirmişti. Zaten tek düzgün pişirebilmeyi öğrendiği çorba kırmızı mercimek çorbasıydı.
"Benim paşam acıkmış mı ne?" dedi ve Göktürk'ü mama sandalyesine oturttu. Kasaye çorba doldurup kaşıkla karıştırıp soğutmaya çalışırken telefonu çaldı.

Çorba kasesini Nurselin'e uzattı.
"Al sen soğut, şu telefona bakayım!"
Hızla salona koştu ve sehpanın üzerindeki cep telefonunu eline aldı. 'Uyuz Herif'im' yazısını görünce hafifçe gülümsedi. Onur her defasında değiştir şunu; 'Aşkım, bitanem, kocacım' yaz diyordu ama Doğanay inadına değiştirmiyordu. Telefonu açıp kulağına götürdü.
"Efendim Onur?"
"Doğanay beni akşam yemeğe bekleme,"
"O neden?"
"Çünkü önemli bir toplantı var, uzun sürecek..."
"Ne zaman gelirsin?"
"Geç gelirim, siz uyuyun bekleme beni!"
Doğanay tam bir şey diyecekken arkadan bir kadın sesi duydu;
"Onuurrr, hadi ama!"
Ardından Onur;
"Kapatıyorum, görüşürüz!" dedi telaşla ve telefonu kapattı.
Doğanay yüzüne kapanan telefona baka kalırken içi sızladı.

Nurselin kucağında Göktürk'le salona geldiğinde genç kadını donuk bir halde buldu.
"Doğanay ne oldu?"
"Onur aradı..."
"Ne dedi?"
"Akşam geç gelecekmiş, beni beklemeyin dedi."
"Ee, ne var bunda?"
"Arkadan yellozun biri; 'Onuurrr, hadi ama!' dedi! Sence de bunda bir şey yok mu?"
"Gerçekten mi?"
"Evet, gerçekten! Hem Onur iş yemeklerini toplantılarını önceden söyler ve izin ister benden ama az önce sadece başında sağdı beni..."
"Ya bunu sana söylemek istemiyordum aslında?"
"Ne söyleyeceksin, söyle?"
"Geçen şirkete gittiğimde gördüm, yeni bir kız işe başlamış. Onur'un yeni sekreteri olarak..."
"Kız? Nasıl bir kız hem Emre'ye noldu?"
"Bilmiyorum Emre'nin yerinde bu kız vardı... Kız çok güzeldi,"
"Ve sen bana bunu yeni söylüyorsun öyle mi?"
"Ne bilim ben, söylemiştir diye düşündüm. Onur senden hiçbir şeyi saklamaz ki!"
"-dı olacak o canım, saklamazdı! Artık saklıyor demek!" dedi ve merdivenlere yöneldi.
"Nereye?"
"Giyinmeye! O Timuçin'i de arıyorsun Onur nerdeymiş konum atsın sana. Eğer Onur'a tek kelime ederse ikinizin de topuklarına sıkarım!"
"Tamam sakin ol!"
"Ben gelene kadar da oğluma iyi bak!" dedi ve sinirle merdivenleri çıktı.
"Zevkle," diyerek kıkırdayan Nurselin Göktürk'ün yanağını öptü. Arka cebinden telefonunu çıkarıp kocasına mesaj attı.

Aşkıma Mafya - İNFİAL (FİNAL)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin