35. Bölüm: AŞK DEĞİLMİŞ!

13.5K 611 134
                                    

Bölüm Şarkısı: Kıraç- olur ya

@çağlar1905 tatlım bu bölümde azıcık Yeşim var, senin için :) ❤


''Hayal kırıklığının ete kemiğe büründüğüne tanık oldu gece...''

İşler her zaman bir şekilde sarpa sarardı. Hele de benim hayatımda! Kafamı arkaya doğru çevirdiğimde Selim ile karşılaştım. Elinde silah bize doğru yaklaşıyordu.
"Sana hemen, dedim! " dedi ve silahı Onur'a doğru tuttu.
"Oo, seni sert çocuk!" dedi Onur alayla.
"Selim?" dedim dudaklarımdaki belli belirsiz gülümseme ile.
"Buradayım çirkin ördeğim, yanında." dedi Selim. Unutmamıştı, hala onun çirkin ördeğiydim.
Onur kahkaha atarak ellerini üzerimden çekti. Selim hızla yanıma geldi ve beni kolunun altına aldı. Abim benim Selim, en az Batuhan kadar abim bu adam! Elimi beline koydum. Silahı hala Onur'a doğru tutuyordu.

"Gidelim buradan, lütfen." dedim. Selim benim konuşmamla silahı yavaşça indirirken Onur konuştu;
"Çirkin ördek, ha? Timuçin dediğinde bu kadar komik gelmemişti,"
Selim hızla silahı beline taktı. Beni bırakıp Onur'a iki adımda ulaşıp sol gözüne yumruğu çaktı. Onur içkinin de etkisiyle yere kapaklandı.
"Şimdi de komik mi?!" dedi Selim bağırarak. Selim'in yanına koştum;
"Lütfen, gidelim lütfen.." dedim.
"Sen dua et Timuçin'e sözüm var, yoksa inan tetiği hiç düşünmeden çekerdim Onur efendi!" dedi Selim.

"Hadi, lütfen..." dedim. Selim elini omzuma atıp beni sarmaladı. Kafamı göğsüne yaslayarak, Onur'u aramızda bırakıp yürümeye başladık. Selim kafamın üzerine bir öpücük kondurdu.
Yürürken arkadan Onur'un sözlerini işittik.
"Asıl sen Doğanay'a şükret! Eğer onun üzülmeyeceğini bilsem seni yere sererdim. Unutma Selim, sen daha toysun!"

Selim'in vücudu kaskatı kesildi ve duraksadı.
"Bakma sen ona, yürü lütfen... Ben seni özledim, bu anı bozmasına izin verme!" dedim. Selim de anlayışla kafa salladı. Arkamıza bile bakmadan yürüyorduk. Mekanın otoparkına geldik. Etrafta ses yoktu. Ancak topuklu ayakkabının yere vurma sesini duyuyordum yalnızca.

Arabaya yaklaştığımızda görüş açıma Selin girdi. Topuklu ayakkabının kaynağı belli oldu.
"Doğanay!" diyerek topuklu ayakkabının verdiği ölçüde bana doğru koştu sarışın. Birbirimize sıkıca sarıldık.
"Çok korktum sana bir şey yapacaklar diye." dedi ağlamaklı sesiyle. Aslında bana pek çok şey yapmışlardı ancak kimsenin etkileneceği kadar, daha doğrusu fark edeceği kadar büyük şeyler değildi.

"İyiyim ben kuzum, sizleri çok özledim sadece." dedim. Sarılmamız bittiğinde yüzümü avuçladı;
"Sen zayıflamışsın kuzum," dedi Selin.
"Yok canım, ne zayıflaması ya.." dedim ve Selim'e baktım. Adam akıllı sarılamamıştık.
"Gel buraya seni çirkin..." dedi ve sıkıca sarıldı bana, tabi bende ona.
"Çok korktum, o pislikler sana zarar verecekler diye! Aklım çıktı lan!" dedi.
"İyiyim ben abicik, unutma kimse bana zarar veremez!" dedim. Ancak dediğime kendim bile inanmıyordum.

Arabaya binip Selim ve Selin'in kaldığı eve gittik. Evet, ben kaçırılınca Selim efendinin aklı başına gelmiş ve Selin'e aşkını itiraf etmiş. Babam ve Batuhan abimle yaşadıkları sorunlardan ötürü de Poyraz ile evi terk etmiş Selim. Daha sonra Poyraz ile de sorunlar yaşayınca beraber eve çıkmaya karar vermişler. Selin bize kahve yaparken bizde Selim ile salonda oturuyorduk. Müstakil, tek katlı, üç oda bir salon ve bahçesiyle harika bir evdi.

"Doğanay, ben biliyorum." dedi. ilk başta neyi kastettiğini anlamasam da bakışları ele verdi kendini. Kimden veya nasıl öğrendiğinin bir önemi yoktu benim için. Önemli olan bunu öğrenmiş olmamız.
"Bende yeni öğrendim abi, abim benim." dedim ve hızla ona sarıldım. Artık bunu saklamanın manası yoktu. Saçlarımı kokladı ve öptü.
"Esma teyzenin mezarına gittim, ondan özür diledim." dedi. Bir aydır annemin mezarından mahrumdum.
"Senin hiçbir suçun yok ki Selim! Annem, ah şimdi anlıyorum işte ihanet ağır gelmiş ona. Herkese ağır gelir ama bu senin suçun değil sen istemezdin böyle olmasını."

Aşkıma Mafya - İNFİAL (FİNAL)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin