16. Bölüm: KARMAŞIK DUYGULAR!

15.3K 648 73
                                    

Bölüm Şarkısı: Nükleer Başlıklı Kız- EĞER İSTERSEN (harika bir şarkı; ONUR-DOĞANAY'ın şarkısı, sözlerini iyi dinleyin anlayacaksınız :) )




''Ben şu ana ait değilim. Geçmişimle geleceğim arasında

sıkışmış bir zamanda tutsağım.''

''Özür dilerim Doğanay,'' diyen genç adamın sesi fısıltıdan farksızdı ve Doğanay anlamamıştı ne dediğini.

''Ne?'' dedi Doğanay, ah biri şu kıza biraz saygılı konuşmayı öğretebilir mi acaba?

Onur biraz kendine gelebildiğinde başını yerden kaldırdı ve hala tam olarak uyanamamış olan genç kıza baktı. Gece lambasının loş ışığında dağılmış saçları ve alnındaki küçük beyaz bandajla ayrı bir havası vardı.

''Konuşmamız lazım,'' dedi ve ayağa kalkarak odanın ışığını yaktı.

Işığa gözleri bir süre alışamayan genç kız gözlerini kırpıştırdı. Beyni daha tam olarak uyanmış değildi ve işlemiyordu.

''Ne hakkında?'' diye sordu Doğanay. Bu sırada yatak başlığına dayadığı yastığa yaslandı. Onur'da genç kızdan kalan boşluğa oturdu ve kızın sağ ayağının altına önceden koymuş olduğu kırlenti düzeltti.

''Ben bugün sana karşı kaba davrandım ve-'' genç kız alayla gülerek Onur'un sözünü kesti;

''Sen bana karşı hep kabasın zaten!'' dedi.

''Sözümü kesme de, dinle!''

''Ah, bak işte bu da bir kaba davranış... Beni kaçırmış olman bana hayvanca davranman gerektiği anlamına gelmez! Tamam mı?''

''Tamam başımın belası, tamam da; ben böyleyim sen istiyorsun diye kendimi değiştiremem! Ben sadece...'' dedi ve sustu. Kelimeleri toparlamakta ilk defa bu kadar zorlanıyordu. Şu hayatta sadece iki kişiden af dilemişti; biri annesi, biri ise Timuçin idi.

Şimdi bu küçük kızdan özür dilemek oldukça zordu ama yapmalıydı. Özellikle de Timuçin'in anlattıkları ve gösterdiği videodan sonra kendine kızmıştı. Belki küçük bir detaydı ve Doğanay çoktan unutmuştu ama Onur unutmamıştı kızgınken dediklerinin ağırlığını...

''Sen sadece, ne?'' dedi, Doğanay sabırsızca. Onur iki dakikadır aptal aptal suratına bakıyor ve konuşmuyordu.

''Ben sadece, bugün arabada çok sinirliydim ve sana; Poyraz'ın seni bir kere al-''

''Yeter! Devam etme,'' dedi, Doğanay.

Çünkü anlamıştı ne diyeceğini; bugün arabada ''Senin tek düşündüğün bir an önce kendini Poyrazın kollarına atmak! Poyraz seni bir kere altına aldıktan sonra bir daha yüzüne bakmayacak haberin yok!'' demişti.

Onur'a hem sinirli olduğunu için kırılmamıştı hem de kendini ve Poyraz'ı bildiğinden. Doğanay her ne kadar rahat, umursamaz olsa da evlenmeden asla bir erkekle birlikte olmazdı, öyle bir kız değildi. Karşısındaki kişi yıllardır aşık olduğunu düşündüğü Poyraz bile olsa...

''O ipe sapa gelmez sözlerim için senden özür dilerim Doğanay.'' dedi, bu defa genç kızın duyabileceği bir sesle. Doğanay, ellerine çevirdiği kafasını genç adamın sözleri ile kaldırdı ve onun gri-mavi gözlerine baktı. Yüzünde ve gözlerinde alay aradı çünkü bu Onur'dan beklediği bir şey değildi.

'Aman ALLAH'IM! İçten söylüyor,' diye içinden geçirdi.

''Sen emin misin?'' diye sordu genç kız. Onur samimi bir şekilde sımsıcak gülümsedi;

Aşkıma Mafya - İNFİAL (FİNAL)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin