8. Bölüm: SON GÜLEN İYİ GÜLER!

20.6K 738 81
                                    

BÖLÜM ŞARKISI: Lana Del Rey - Dark Paradise


''Bekleyenler gelmeyen güzel günlerin içinde esir olurlar.''

DOĞANAY

Poyraz'ın son hali gözlerimin önünden gitmiyordu. Ona bir şey olmamış olmasını bütün benliğimle dilerken düşüncelerimi bölen kilit sesi olmuştu. Gözlerimi yumdum amacım uyuduğum izlenimini vermekti, karşı karşıya kalacağım adi herifler kim, bilmiyordum ya da bu kadar yakın zaman sonra kimin böyle bir şeye cesaret edebileceğini...

Açılan kapıdan sızan ışığa direnip gözlerimi açmazken, bulunduğum yerin ışığı açıldı. Eğer gözlerim açık olsaydı bu ani ve büyük açıyla gelen ışık gözlerimi ortama alışmadan evvel yakardı. Yanıma yaklaşan iki farklı adım sesi duymaya başladım. Sert bir el çenemi kavrayıp kafamı yukarı doğru kaldırdığında, gözlerimi açmamak için kendimi tamamen zorluyordum. Nefesini yüzüme vurarak çenemi tutan el konuşmaya başladı. Numara yaptığımı anlamasından korkarak dinledim;

''Ne yaptınız lan kıza, yüzü kıpkırmızı?'' diye sinirle sorduğunda ses tonundaki sinir içimi titretmeye yetmişti. İçimdeki şeytan 'ne yapacaklar daha beni kaçırıp bir hayvan gibi buraya bağladılar gerizekalı' dememi istiyordu ama ben sakin kalmalıydım.

Sakin ve güçlü...

''Abi valla zarar vermedik kıza sadece çok direndi ve-'' cümlesini kesti, aynı anda elini de çenemden çekti ve adım sesleriyle benden uzaklaştıklarını anladım. Sesleri az gelse de ne dediklerini duyuyordum çünkü bulunduğum ortamdan çıkmamışlardı.

''Çok direndi ve sizde öperek etkisiz hale mi getirdiniz?'' dedi sinirle. Ne diyor bu angut ya ne öpmesi?

''Hayır, abi biz öpmedik tabi ki, öpecek başkası vardı ama öptürmedik,'' dedi. Diğer adam cümledeki çoğu şeyi yok sayarak aklındakini sordu;

''Kimmiş o öpecek şanssız kişi?'' biraz alayla, biraz da merakla sormuştu.

''Poyraz, abi eğer iki dakika daha geç girseydim mekana öpecekti kızı puşt'' dedi. O an ona bağırıp 'sen kime puşt diyorsun dingil' dememek için kendimi zor tuttum. Diğer adam alayla kahkaha attı bu duruma inanmadığını belli eden bir kahkahaydı.

''Oğlum sen mal mısın hem sana ne, bana ne öpseydi kızı, ben sana mekan çıkışı alın demedim mi ne diye dalıyorsun mekana?''

''Abi Doğanay Hanım, Selim ve Poyraz itinin silahlarını arabada bıraktırmış çevreye yerleştirdiğim adamlarımdan aldığım duyumlar bu yöndeydi, bunu bana söyledikleri an bu işi iki taraf da yaralanmadan halledebileceğimi düşündüm ve mekana daldım gerisini biliyorsun. Ama şunu biliyor musun, bilmiyorum?''

''Neymiş o bilip bilmediğimi bilmediğin şey?''

''Bu gecenin konsepti konusunda.''

''Lan Timuçin adam akıllı açık konuş, yumruğu geçircem sana şimdi.'' dedi. Adının Timuçin olduğunu öğrendiğim adam derin bir nefes verip konuştu;

''Aldığım duyumlara göre Poyraz, çevresinde her an ağzına düşen porselen bebeklerden sıkılmış, Doğanay Hanım ile manitacılık oynamaya karar vermiş.'' dedi, söyledikleriyle gözlerimi kocaman açmak istesem de açmadım. Ne saçmalıyordu bu adam böyle yüzüne bir yumruk geçirme isteğimi bastırmak zorunda kaldım. Öteki adam soğuk ses tonuyla konuşmaya başladı.

''Ee bundan bize ne koçum? Nasıl olsa işimiz bitince kızı bırakacağız, bıraksaydın da ayrılmadan öpüşselerdi''

''Hayır, asla'' diye karşı çıktı. 'Yahu sana ne be adam öpecekse beni öpecekti seni değil ya' demek istesem de sadece dinledim.

Aşkıma Mafya - İNFİAL (FİNAL)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin