45. Bölüm: ONUR'UN MEKTUBU!

14.1K 647 251
                                    

Bölüm Şarkısı: Ayna - ölünce sevemezsem seni


''Ölümü iliklerine kadar hissettiğin o an hangisiydi..?''

Acılar katman katmandı ve herkes kendi payına düşeni yaşıyordu. Doğanay, Onur'un sedye üzerinde kanlar içindeki bedeninin ameliyathaneye götürülmesini içinde artarak büyüyen bir acıyla izledi. Genç kız dayanacak gücü kendisinde bulamadı ve ameliyathanenin önüne dizleri üzerinde düştü. Gözlerinden akan aralıksız yaşlarla hıçkırıklara boğuldu. Üzerinde gelinliğinin kana bulanmış hali genç kızı titretti. Batuhan kardeşini gördüğünde hemen yanına koştu. Dizleri üzerine çöküp biriciğini kolları arasına aldı.
Batuhan kendinden emin sesiyle konuştu;
"Şşştt, geçecek güzelim... Onur yaşayacak!"
Doğanay hıçkırıklarının arasında abisine sıkıca sarıldı, ondan güç almak istiyordu.
"A-abi... korkuyorum, ya ona-"
Batuhan cümlesini tamamlamasına izin vermedi; "Onur yaşayacak Doğanay! Senin için yaşayacak!"
Selim dizlerinin üzerine çöküp Doğanay'ı kafasından öptü;
"Ağlama, Onur güçlüdür..." dedi.

Kapının girişinde sedye ile giren Çakal Mustafa'nın bedeni ile Nurselin göründü.
"Baba... lütfen dayan, lütfen! " dedi ve sedyenin doktorlar eşliğinde köşedeki diğer ameliyathaneye girmesini izledi. Bankın üzerine oturduğunda omuzları sarsılarak ağlıyordu. Tek başına, tepesindeki iki koruma ile çaresizliğine ağlıyordu. Herkes Doğanay'ın yanındaydı; babası, iki abisi, yakın kız arkadaşları, Poyraz, Timuçin ve Laz İsmail ama Nurselin tekti. Arayabileceği bir kişi dahi aklına gelmiyordu. Yapabileceği tek şey Allah'a dua etmekti.
Timuçin genç kızı uzaktan izliyordu, onu kollarına almak ve ona her şeyin geçeceğini söylemek istiyordu ama yapmadı, yapamadı. Çünkü kendisi de büyük bir acı içindeydi. Onur... tek abisi, tek dostu, tek sırdaşı ve her şeyiyle tek olan o adam ölüm kalım savaşı veriyordu.

Doğanay'ı güçlükle kaldırıp banka oturttular. İki genç kızın ağlaması koridorda yankılanıyordu ve kimsenin elinden hiçbir şey gelmiyordu. Yağız Bey kızına ve Onur'a kızgın dahi olsa kızını hastane köşelerinde bırakıp gidemezdi. Sabırla bekliyordu ya da sabırsızlıkla...


Onur'un ameliyathanesinden çıkan bir doktor ve bir hemşireyi gören Doğanay yerinden fırladı
"Durumu nasıl? Ne olur kurtarın onu..." diye yalvardı.
Doktor, genç kızın üzgün haline bakarak konuştu; "Durumu kritik, iki kurşun göğüs kafesine diğeri ise karnına isabet etmiş. Hasta aşırı kan kaybettiğinden kan gerekiyor ameliyata alabilmemiz için."
Hemşire araya girdi; "Hastanın kan grubu AB Rh negatif,"
Doğanay heyecanla atıldı; "Benim kan grubum uyuyor, ben verebilirim!"
Poyraz, Doğanay'ı kolundan kendine doğru çekti; "Sende kansızlık var ve hatta kan değerin sınırın altında! Kan vermen yasak Doğanay, kes artık saçmalamayı!" dedi.
Doğanay ağlamaktan kızarmış sinirli gözlerini Poyraz'a dikti tam bir şey diyecekken doktor araya girdi.
"Eğer durumunuz beyefendinin dediği gibiyse sizden kan alamayız ve kanınız hastaya fayda sağlamak yerine daha da çok zarar verebilir."

Doğanay beyin süzgecinden tanıdıklarının kan gruplarını geçirdi ve kafasını kaldırdığında bakışları Poyraz ile kesişti.
Sesi ağlamaktan dolayı çatallaşmış bir şekilde çıktı.
"Poyraz, lütfen..." dedi ve genç adamın koluna dokundu.
Poyraz, Doğanay'ın gözlerinin içine bakarak yutkundu çünkü genç kızın neyi demek istediğini anlamıştı.
"Doğanay, benden her şeyi iste ama bunu isteme!" dedi acı içinde kıvranır bir şekilde.
"Poyraz ben Onur'u kaybetmeye dayanamam! Yalvarırım sana kan ver! Ne istersen yaparım, ne istersen..."

Poyraz gözlerini yumdu ve kısa bir an düşündü. Şu an çekip gidebilirdi ve aptal kanın canı cehennemeydi ama kalıp Onur'a kan verip sonuçlarını kendi gözüyle de görebilirdi. Doğanay ile aralarında olan iki adımlık mesafeyi kapatıp genç kıza sarıldı. Doğanay'ın elleri havada asılı kalsa da bu durumu önemsemedi. Genç kızın saçları arasına herkesin önünde bir öpücük kondurdu. Batuhan bu tablo karşısında Alev'in hareketlerini izliyordu ve Alev kafasını çevirince göz göze geldiler. Alev'in sol gözünden akan iri gözyaşını görmüştü ve o gözyaşı Alev'in gözünden Batuhan'ın kalbine aktı.

Aşkıma Mafya - İNFİAL (FİNAL)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin