36. Bölüm: BEKARET TESTİ!

15.1K 629 120
                                    

Bölüm Şarkısı: Buray- sen sevda mısın?


''Kadın olmak mı zordu yoksa insanlar mı zorlaştırıyordu..?''

Hayat buydu işte; en ufak bir şeyde iftiraya uğramaktı. İftiranın sahibi ben mi oluyordum yoksa Onur mu? Midem onun yüzünü gördüğüm ve o iğrenç kokusunu duyumsadığım için bulanmıştı, sonuç olarak ise kusmuştum. Bu adam ne saçmalıyordu!
"Saçma sapan konuşma Çakal! Kılıç Aslan istediğini aldı, Doğanay'a elini sürmemiştir!" dedi babam kendinden emin bir şekilde. Abim beni arkasına almıştı ve babamın da bana sırtı dönüktü. Abimin omuzunun üstünden gördüğüm tek şey Çakal'ın öfke ile parlayan mavi gözleriydi.

"Konuşsana! Dokundu mu sana?!" diye yeniden bağırdığında titredim. Hangi açıdan dokunmaktan bahsediyordu bu adam? Onur bana dokunmuştu ancak onun ima ettiği gibi pislikçe dokunmamıştı!

Onur, benim kalbime dokunan adamdı. Kalbime aşk izini bırakandı.

"Bana.. Hayır öyle bir şey olmadı! Asla!" dedim kendimi savunmak istercesine.
"Doğanay olmadı diyorsa, olmamıştır!" dedi Batuhan abim beni korumak istercesine.
"Kustu, tıpkı hamileler gibi kustu! Bu bir ayda Onur'un ona dokunmak için yeterince vakti vardı! Korkudan söyleyemiyordur olamaz mı? " dedi kendi içindeki ipe sapa gelmez teorilerle.
Babam; "Kılıç Aslan, kızımın namusuna zarar verecek bir hamle yapmaz, yapamaz!" dedi.

Çakal kısa bir süre düşündü.
"Test istiyorum! Yarın, ilk işin bu olacak Yağız! Kızını hastaneye götüreceksin!" dediğinde gözlerim kocaman açıldı. Benden böyle bir şey talep etmeye hakkı yoktu!
Babam bana inanırdı değil mi? Benim babam, bana inanmalı!

***

Yatağımda dönüp duruyorum, uyku haram bana! Eve gelir gelmez yaşadığım olaylar beni derinden yaraladı. Ve sanki uyumamı engelleyen, henüz ne olduğunu keşfedemediğim ve beni huzursuzluğa iten ikinci bir sebep vardı.

Babam ve abim Çakal'ı zorla benim odamdan çıkardılar. Daha sonra babam yanıma gelip dinlenmem gerektiği, yarın konuşacağımızı söyledi. Ona inatla öyle bir şey olmadı desem de gözlerinde şüphe vardı. Benim babam, benden şüpheleniyordu! Yatakta oturur pozisyona gelip sırtımı yatağın başlığına yasladım. Bütün yollar Onur'a çıkıyordu ve ben kendimi bir türlü Onur'u düşünmekten geri alamıyordum!

Ahh Onur, ahh! Ne yapıyorsun bana böyle de, kendimi seninle dolmuş hissediyorum?

Uykusuz bir gecenin sabahında üzerimi değiştirip aşağı kata kahvaltıya indim. Babam ve abim karşılıklı oturuyorlardı. Beni ilk fark eden abimdi.
"Günaydın," dedi gergin olduğu her halinden belliydi.
"Günaydın, afiyet olsun." dedim sanki hiçbir şey olmamış gibi!
Masayı oturup çay bardağımla oynamaya başladım. Babamın ağzını bıçak açmıyordu ve bu durum beni korkutmaya başlamıştı. Babam masadan kalktı;
"Kahvaltını bitirince hastaneye gideceğiz!"

"Ne? Baba sen ne dediğinin farkında mısın?" diye sordum.
"Gayet farkındayım! Lafımı ikiletme!"
"Baba se-" diye konuşmaya başlayan abimi susturdu. Ve işaret parmağını ona sallayarak konuştu;
"Sen bu işe karışma Batuhan!" diyen babamı abimi terslemiş oldu.
"Doğanay benim kardeşim, nasıl karışmam!" dedi ve ayağa kalktı.
"Bir kardeşin olduğu yeni mi aklına geldi?! Neredeydin bunca zaman?!" dedi babam acımasızca! Haklılık payı olan bu sözler kanımı dondurdu.
Abim; "Ben..." dedi ama devamını getirmeden!
"Ne halin varsa gör!" dedi ve hızla kapıyı sertçe çarparak evden çıktı.
"Hava soğuk montunu giy, hastaneye gidiyoruz!" dedi babam abimin kapıyı çarpıp çıkmasına aldırış etmeden.

Aşkıma Mafya - İNFİAL (FİNAL)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin