32. Bölüm: ACI GERÇEK!

13.1K 640 140
                                    

Bölüm Şarkısı : Tuğba Özerk - Bitter Çikolata ( yüklemedi bir türlü watpad şarkıyı ya :( Hemen bölümü okurken açıp dinleyin anlayacaksınız kuzular :) )

Multi : Onur Sağlam ❤❤


''Aşk bir eylemdir.''

Doğanay

Birinin yanağını öpüyormuş gibi dokundurdum dudaklarımı dudaklarının üstüne. Sonra bir anda olmuştu her şey.

'Güzel, demli, yanık canım tuzlu tenine
Bitter çikolatam benim gel geceme
Hastayım gülüşüne ayva göbeğine
Acı çikolatam benim gel geceme...'

Bizim dans ettiğimiz parçadan sonra Tuğba Özerk'in Bitter çikolata şarkısının çalması benim kırılma noktamdı. Kırılma derken, gülmekten kırılma yani! Onur'dan kurtulup kendimi koltuğa atarak gülme krizine girdim. Benim gibi bir deli ve Onur gibi bir mafya bozuntusu anca böyle bir öpüşme yaşayabilirdi zaten!
Şarkı hala devam ediyordu;

'.. Aşk mı meşk mi hepsi bende
Gölgem bile sahilde sevişir senle
Gün olur güzelim devran döner
Gelirsin tıpış tıpış son seferle...'

Onur onu ortada bıraktığıma sinirlenmişti ama ona elimle televizyonu gösterdim. Hırsla kumandayı alıp televizyonu kapattı ve kumandayı duvara fırlattı. Karşımdaki koltuğa oturup elini hırsla saçlarına daldırdı.

"Ulan iki dakika romantik olalım diyoruz ama hep bir şey çıkıyor yeminle!" dedi. Onur'un isyan dolu sözlerini duyduktan sonra tepeden tırnağa kızardım.

Düşün Doğanay, konu bul ve Onur'u bıktırana kadar konuş!
"İki!" diyerek ayağa fırladım.
"Ne ikisi?" diye sorduğunda iki elimi belime yerleştirdim.
"Bana anlatacağına söz verdiğin ikinci sır, dinliyorum?" dedim iki elim belimde ve bir ayağımla ritim tutarken.

"Önce bana karşı neler hissettiği söylemen gerek küçüğüm," dedi ve koltuğa yayılarak oturdu beyefendi!
"Birincisi ben küçük değilim hele senin küçüğün hiç değilim. İkincisi ben o sırrı sana çakma sevgililik yapma karşılığında elde ettim." dedim elimi ona doğru uzatarak devam ettim;
"Sökül artık! " dedim.

"Bugün çok yorucu bir gündü Doğanay. Şu an için sadece yerdeki masayı toplayıp uyumak istiyorum," dedi.

Onur ile masayı topladık. Bulaşıkları o yıkayacak ben durulayacaktım.

Alt dudağımı dişleyip ona döndüm;

''Eline de yakıştı Onur.'' dedim. Bana yandan bir bakış attı.

''Öyle mi dersin?'' diye sordu. Kafamı olumlu anlamda salladığımda bulaşık leğenindeki sabunlu suyun köpüğünden alıp burnuma sürdü. Ondan kesinlikle böyle bir şey beklemediğim için şaşırdım.

''Ne yaptın sen!'' dedim şaşkınlıkla. Burnumdaki köpüğü silerken yanağıma daha büyüğünü bıraktı.

''Köpük de sana yakıştı!'' dedi.

''Öyle mi?'' dedim kaşlarımı kaldırarak. Elimi leğene daldırıp aldığım köpüğü ona doğru attım. Başladığımız ilk eğlenceli savaşa bu küçük kulübe şahit oluyordu. Kahkahalarımız duvarlara çarpıp yeniden bize ulaşıyordu. Koca koca insanlar eğleniyorduk, sadece bir leğen köpük savaşıyla...

Onur'un kolundaki sargıyı değiştirdim. Hem yemek yaparken hem de mutfaktaki küçük savaşımızla iyice zorlamıştı kolu ve kanlanmıştı. Küçük bir sıyrık bile olsa kendimi kötü hissetmiştim. İçimden bir ses bu eve saldırı olayının benimle alakalı olduğunu söylüyordu.

Aşkıma Mafya - İNFİAL (FİNAL)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin