Rus Ruleti

284 25 0
                                    

Gözüme vuran ışıkla kaşlarımı çatıp buz gibi zemine ellerimi koyup dişlerimi sıktım.Ağrıyla bedenimi hafifçe kaldırdığımda karşımda beni buraya kapatan o çocuk vardı.Elindeki feneri yüzümden çekip odayı aydınlattığında bende yerde oturur pozisyonumda kendime gelmeye çalışıyordum.Gözlerimdeki donukluk onu ürpertince gözlerini kaçırdı.İlerideki kirli ve küçük yatağa oturup feneri yanına koydu.

-'Kahvaltıya gitmen gerek.'

-'Aç değilim.'dedim donuk bir şekilde.Çünkü değildim.Yememeliydim.Beni öldürmek isteyen bir sürü insanla dolu bir mekandayken niye onların hazırladıkları yiyecekleri yiyecektim ki?

Çocuk düşüncelerimi bölüp kıkırdadı.Bu kıkırdayış hiçte sevimli değildi.Aksine insanın kanını donduran bir şekildeydi.Alaycı bakışları beni bulup kafasını sağa sola onaylamaz bir şekilde salladı.

-'Buradan kaçmayı mı düşünüyorsun hala?'

-'İstesem beni tutamazdınız.'

-'Dün çıkmak istedin ve seni tuttuk.'Kaşlarımı çatıp ona baktım.

-'Dün çıkmak mı istedim?Dün ne oldu?'hafızamı zorlayıp dünü hatırlamaya çalıştığımda sadece surları,temiz bir dayak yediğimi ve pansumanımı yapıp merdivenlere gitmeyi düşündüğümü hatırlıyordum.Buraya nasıl gelmiştim onu bile bilmiyordum.Ellerimin üstünde doğrulmaya çalışınca acıyla yüzümü buruşturdum.Ellerimin üstü kan toplamıştı.Çocuk bana boş bakışlar attığında çevreme baktım.Kaşlarım hala çatık olduğu için çocuk sessizce fısıldadı.

-'Gece gerçekten bayıldın demek.'ardından umursamazca devam etti.

-'Bağırıp duvarlara ve kapıya vurdun.Sürekli çıkmak istedin.Müdür izin vermedi.'

-'Bir şeyler söyledim mi?'dedim buz gibi bir tonda.

-'Çok hızlı konuşuyordun ama aynı cümleyi kuruyordun.Ben ne demek istediğini anlayamadım.'dedi tane tane.

-'Tam olarak ne dedim?'

-'Annenle ilgili bir şeylerdi.Sanırım çıkmak istediğini söyledin.Ya da biz küfür ettin.'Başımı hafifçe salladığımda çocuk yerinden kalktı.İki adımla yanıma ulaştığında kolumdan tutup tek hamlede ayağa kaldırdı.Hala kolumu tutarken gözlerimin içine baktı.

-'Annen burada olduğunu bilmiyor mu?'yavaşça sorduğu soruya tepkisiz kalınca alayla gülümsedi.

-'Anneciğini özledin demek.'

-'Çok özledim.'dedim.Onun aksine sesim kendimden beklenmeyecek kadar yumuşak çıkmıştı.Sanki var olan nefesimi bu cümleyle tüketmek istermişçesine.Sanki beni duyup kurtaracakmışçasına.

-'Zamanla anneni unutacaksın.'dediğinde kolumu bırakıp parmağını sertçe göğsüme getirdi.Tam kalbimin hizasına saniyede 4 kez vurarak.

-'Senden bunu alacaklar.'Göğsümdeki parmağını tutup kendi göğsüne koydum.

-'Sen kendi hikayene bak.Benimki sana fazla siyah gelir.'Çocuk boş gözlerle bana bakınca onu kenara itip yavaşça kapıya yöneldim.Ben odamdan çıktığımda diğer insanlarında kendi odalarından çıktığını gördüm.Demek sadece bana özel bir ceza değildi bu.Herkes böyle kalıyordu.

Seri adımlarla merdivenleri geçip gruplar halinde bir kapıdan geçen insanları takip ettim.Beni fark edenler fısıldaşıyor,fark etmeyenlerse çarpıp geçiyordu.Sinirle nefesimi dışarıya verip bende kapıdan içeri girdim.Önümde boylu boyunca uzanan bir sürü uzun ahşap masalar vardı.Oturulacak yerleri de ahşaptan ve masaya belli bir oranla çivilenmiş rahatsız koltuklardı.Gözüm masaları tararken yemeklerin ileride gri bir demirlik ile ayrılmış kısımda sıraya girilerek dağıtıldığını gördüm.Çevreme bakınıp yemek yiyebileceğim boş alanları gözüme kestirirken dışarıda da kucağında yiyen birkaç kişiyi gördüm.Onların arkasında kalan ve yere oturmuş insanlarda vardı.Satranç oynayan şu grup.Hemen sıraya girip kendi tepsimi aldım.Bahçeye yöneldiğimde satranç oynayan grubun yanına doğru gitmeye başladım.Başta dikkatlerini çekmesem de oyun oynayan iki kişi dışında hepsi sert bakışlarını bana göndermeye başlamıştı.Aramızda neredeyse 1,5 metre kalmıştı ki hepsi aynı anda nerede sakladıklarından emin olamadığım siyah parlak silahlarını bana doğrulttu.

LABIRENTHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin