Kendime geldiğimde bedenimin gevşediğini hissediyordum.
-'Lacivert olacaktım.İzin vermedin.'dedim buz gibi bir sesle.Başımı kalbinin üstüne koymuştum.Mentol ve sigara karışımı koku ciğerlerimi delik deşik etse de alışmaya başladığım bir gerçekti.
-'Sen siyahsın.Lacivert seni kirletirdi.'Bir eli belimde,beni sıkıca kendine yaslıyor öteki eliyse dağılmış saçımın ucuyla oynuyordu.
-'Git artık.'dediğimde beni kendinden ayırıp gözlerimin içine baktı.
-'Hayır.Gitmiyorum.İyi değilsin.'dediğinde omuzlarından itip dik duruşlarımdan birine büründüm.Yüzüme en soğuk maskelerimden birini takarken katilimin hayranlıkla beni izliyor oluşu ironikti.
-'Ben hiç iyi olmadım ki.'dediğimde bakışları boş boş beni süzüyordu.Yamuk bir gülümseme attım.
-'Kötüler daha havalı.Birkaç istisna hariç.'dedim.
-'Az önce ölümden dönen birine göre fazla sivrisin.'Umursamazca omuz silktim.
-'Ölüm umurumda gibi duruyor mu?'
-'Umurunda olmalı.'
Kazağımı dirseğime kadar sıyırıp kolumu ortaya çıkardığımda bozuk bir kalp şekli kabarık bir izle gözler önündeydi.
-'Bir çok kez karşılaştık.Yabancı sayılmaz.'dedim umursamazca.
-'Ben..O an..Delirmiş..-'
-'Lisedeki savunma dilekçen değil bu.'dedim gülerek.O sırada Eric'in sesini duydum.Katilim bir bana birde eve baktı.
-'Kim var evde?'
-'Abim.'Tuttuğu nefesini verdi.Gözlerime uzun gibi gelen birkaç salise daha bakıp
-'Merkezde görüşürüz güzelim.'dedi.Yol tarafına doğru yürürken bende eve girdim.İçeri girdiğimde Eric bana bakıyordu.
-'Uzun sürdü.'
-'Soğuğu seviyorum.'dediğimde şömineye birkaç odun daha attı.
-'Hasta olmanı sevmiyorum.'dediğinde piyanoya yöneldim.Kapağı açıp tuşlara baktım.Parmaklarımı nazikçe üzerinde dokundurduğumda piyanonun yeni olduğunu anladım.Buz gibiydi.Muhtemelen birkaç ergenin sosyal medyada resim paylaşmak adına çekildiği resimlerde bastıkları tuşlar haricinde hiç el değmemişti.
-'Çok kirletmişler seni.'dedim fısıldarcasına.Eric bana bakmıyordu ama kulağının bende olduğuna adım gibi emindim.
-'Sen dışarıdayken baktım.Birkaç kez kullanılmıştır daha fazla değil.'
-'Dışarısı kaç derece bilmek istemiyorsan sesini kes.'
-'Ben mutfakta bir şeyler hazırlayacağım.'dedi ve gülerek gözden kayboldu.Piyanonun başına iyice yerleşip gözlerimi kapattım.Derin bir nefes aldım.Parmaklarım bana ihanet edercesine titriyordu.
-'Sende asil dostum.Sende,bende.Temizleneceğiz.Başlayalım mı?'dedim.Bir tuşa bastığımda evin ahşap zemininde okkalı bir vuruşla kaydığını hissettim.Diğer tuşlar birbiri ardına sıralanırken daha serttim.Daha yavaştım.Daha güçlüydüm.Daha temizdim.Daha çok siyahtım.Daha çok bendim.Parçayı çalmaya devam ettikçe aklımda Arthus'un bana söylediği sözler dönüyordu.Daha sert basıyordum.Bana bakışı geliyordu.Daha hızlı.Bana dokunuşlarını düşünüyordum.Temizlenmek istercesine basıyordum.Alnımı öpüp gidişini düşünüyordum.Daha siyah basıyordum.Parça bittiğinde bir başka parçaya geçtim.Minör parçaları teker teker gezip en sert notaları bulup piyanonun dokunulmadık noktasını,çalınmadık parçasını bırakmayana dek.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
LABIRENT
Mystery / ThrillerHer hayat başka bir kitaptır.Onca yıl,ay,gün aslında çok kısadır.İnsan hayatı ne kadar sürer biliyor musunuz? Öyle sayfalarca yazılan,ömrü dolduran bakışlar toplam iki saniye bir şeydir.Çekilen acılar,atılan kahkahalar toplam üç saniyedir.Düştüğümü...