PEKALA BİLENLER BİLİR BİRAZ KISA VE PEK KONUMUZU İÇERMESEDE İLK DENEMEM OLARAK LABİRENTİN TRAİLER'I GELDİ.BUNU DENEME OLARAK GÖRÜP İKİNCİ İÇİN FİKİRLERİNİZİ DİNLEMEYİ ÇOK İSTERİM.ŞUANA DEK ALDIĞIM TEPKİLER İYİYDİİİ.
https://www.youtube.com/watch?v=RYs4mgX2lbk
BU DA LİNKİMİZ.AYRICA LABİRENTİN İLK BÖLÜMÜNDE DE VİDEOYU BULABİLİRSİNİZ.BU BÖLÜMÜNDE VİDEOSUNA KOYDUM.HEPİNİZİ ÇOK ÖPÜYOM MİNİK KATİLLERİM.İYİ SEYİRLER DİLEREM :)
Etrafımızda beliren hayali bir çizgi ring sınırlarını gösterdi.Hiç bir tepki vermeden bana bakıyordu.
-‘Öpücük kısmına gelince beni uyandır!Çok heyecanlı!’dedş kahkaha atarken.Ona doğru yaklaştığımda bana sert bir yumruk attı.Ellerimi hala saldırı modunda tutuyordum ama müthiş dayak yiyordum.Bir yumruk daha ve bir tekme.Bu işi çok iyi biliyordu.Havada uçan tekme bile atan bir katille savaşıyordum demek ki.Karakterim yere düştüğünde acı içinde kıvranırken karakterimin yanına hızla gitti ve yüzünü yüzüme yaklaştırdı tam öpecekken
-‘Bütün maç sana bir kere bile vurmamam sence de tuhaf değil mi?’dedim.Saçımdan tutup beni ayağa kaldırdı ve belimden kendine yapıştırdı.Bir eli saçımda bir eli belimde bana sinirle baktığını hissediyordum.Hala bir nefes kadar yakın olmamız ve konuşurken dudaklarıma bakması beni iğrendirse de nefesindeki sigara ve nane kokusunu duymuyor olmam bir şanstı.
-‘Ne demek bu?’dedi hırlarcasına.
-‘Gerçek dövüşte anlamış olacaksın.’dediğimde gözleri gözlerime kaydı.
-‘Sen..’
-‘Ben kazandım.’dedim gülümserken ve ekranda kocaman bir ‘LOSER’ yazısı çıkıp oyun bitince yere oturdum.Nefes nefese kalmıştım.Gözlüğü çıkarıp yere bıraktım ve odadan çıktım.Duşa kabinlerden birine girip soğuk suyun altında kendime geldim ve üzerime geldiğimde giydiklerimi geçirdim.Girişe dönerken herkes içeri giriyordu.Muhtemelen bahisler kapanmıştı.Karşıdan gelen takım elbiseli orta yaşlı siyah saçlı yeşil gözlü adama dikkatle baktım.Yüzünde kocaman bir gülümsemeyle tek eli cebinde karşımda ciddi bir şekilde duruyordu.
-‘Kimleri görüyorum böyle?Hoş geldiniz Bayan Van Black.Şeref verdiniz.’
-‘Victor Armkroof.Her zaman kibarsınız.’derken elimi nazik bir şekilde öptü.
-‘Neden ofisime geçmiyoruz? Size bir şeyler ısmarlayayım.’dediğinde nazik teklifini kabul ettim.
Simsiyah döşenmiş bir odaya geldiğimizde kendimi eski siyah beyaz filmlerdeki kötü adam bürosunda gibi hissetmiştim.Kendi siyah büyük koltuğunun arkasındaki minik buzdolabını karıştırırken bende karşısındaki siyah deri koltuğa geçtim.Birçok kez gördüğüm bu ofis normal bir evin salonu kadar olmalıydı.Parkeler tamamen özel ahşaptan yapılmış onun dışında her şey siyahtı.Yerdeki iran halısından kendi arkasındaki duvar kağıdına kadar.Odayı aydınlatan spotlar adamın adının baş harfini almıştı.Bacak bacak üzerine attım ve onu izlemeye başladım.Arkasındaki kristal şişeyle takım bardaklardan birini şişedeki içkiyle doldurup bana uzatıp koltuğuna geri oturduğunda
-‘Oğlumla tanışmışsınız.’
-‘Şu odalardaki gözlükle yapılan hologram sporları ne kadar?’
-‘Onlar satılık değil.’dedi gülümseyerek.
-‘Onlardan birini evime istiyorum.’dediğimde kaşlarını çattı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
LABIRENT
Misteri / ThrillerHer hayat başka bir kitaptır.Onca yıl,ay,gün aslında çok kısadır.İnsan hayatı ne kadar sürer biliyor musunuz? Öyle sayfalarca yazılan,ömrü dolduran bakışlar toplam iki saniye bir şeydir.Çekilen acılar,atılan kahkahalar toplam üç saniyedir.Düştüğümü...