Beni özlediniz mi?3 dediğimde aynı anda cevap verin lütfen..3! Ah..Hepinizin hayır dediğini duyuyorum.Öfkeli katillerim benim.Hepinizden özür dilerim.İnternetle ilgili yaşadığım bir sorun yüzünden bölümleri koyamadım.Acısını çıkarırcasına uzun bir bölümle sizleri baş başa bırakıyorum.Umarım beğenirsiniz.Bol yorumlar,bol beğeniler dilerim.
Uçak hafif bir sallantıyla durduğunda yeni dalabildiğim uykumdan uyanmıştım.Başımın ağrısından gözlerimi zorlayarak açtığımda lider yanımdan hızla kalkıp pilotun olduğu kabine geçmişti.Yerimde doğrulup camdan dışarıya baktığımda havanın hala karanlık olduğunu görmek bir nebze içimi rahatlatmıştı.Ellerimi başımın iki yanına koyup minik hareketlerle ovarken lider yanımdaki koltuğa aniden kendini bıraktı.
-'Hava biraz kötüymüş.Korkmana gerek yok bir saat içerisinde varmış oluruz.'Gözlerim kendiliğinden kapanırken lider hafifçe kıkırdadı.Gamzeleri yine bütün sempatikliği ile ortaya dökülmüştü ki aklıma Eric geldi.Yanına kadar uğrayıp onu görmemiştim.Ama bizim bu konuda başka planlarımız vardı.Benim hala öğrenmem gereken birkaç olay vardı ve liderin güvenini sarsamazdım.Adam bir manyaktı.
Koyu kahverengi gözünün bir kısmını kapatan yumuşak saçlarını öylesine geriye ittiğinde bal rengi gözleri gözlerime kenetlenmişti.
-'Dövmeli çocuğu kim dövdü?'dedim düz bir tonda.Yüzü tüm sempatikliğini kaybedip ciddi bir havaya büründü.
-'Adı Alex.Niye bu kadar merak ettin?'
-'Birilerinin benden önce davranması hoş.'dediğimde içten bir gülümseme attı.
-'Buradaki herkeste o dövmelerden var mı?'dediğimde kaşlarını çattı.
-'Dövmeleri nereden biliyorsun?'
-'Hector'da gördüm.Sonra birkaçınızda daha.'derken üstündeki siyah ceketi çıkarttı.İçindeki ona tam gelen şık siyah bir kazak vardı.Yavaşça sıyırıp sol kolunu ortaya çıkardığında dövmesini dikkatle inceleyebiliyordum.Diğerlerinden çok daha farklıydı.Hiç dikkat etmediğim bir şekilde onun bileğinden itibaren damarlarının her birinin üstünden ustaca geçilmiş ve en son dirseğinin iç kısmına geldiğinde büyük şekle dönüşmüştü.Sanki doğuştan yazılı bir hikayesi olduğunu ispatlar gibi.Elim yavaşça damarının üzerindeki yolu takip etti.Parmağım ağır bir hareketle yukarı asıl dövmeye doğru çıkarken lider nefesini kesik kesik alıyordu.Asıl dövmeye ulaştığımda başını kaldırıp bana baktı.Harflere bakarken bende başımı kaldırmıştım.
-'Dövmeler..İzler..'diye fısıldarken aniden elimi çektim.Aklıma Arthusla olan saçma konuşmamız birlikte geçirdiğimiz o anlar gelmişti.
-'Fazla saçma.'diye devam ettim bütün soğukluğumla.Cama dönüp dışarıyı izlemeye devam ederken lider yavaşça konuştu.
-'Hepimizin hikayesi.Hepimizin kendine özgü izi.'dediğinde yeniden ona döndüm.
-'Ruhunuzda onca iz varken neden bedeninizdekileri de insanlara gösterirsiniz ki?'dedim.
-'Ne yazıyor sence?'dediğinde başımı camdan dışarıya çevirdim.
-'Bilmediğin çok kelime var.Birkaç dil karışık ve arada sembol..-'derken sözünü kestim.
-'Kan ve aileden bahsediyor.'dediğimde şaşkınlıkla kazağın kolunu düzeltti.
-'Derslerini fazla çalışıyorsun anlaşılan.'
-'Ya da zekiyim.'dediğimde ona bakmasam da gözlerini devirdiğini hayal edebiliyordum.Uçak hafifçe sallanırken kemerlerimizi bağlamıştık.Aşağı indiğimizde geriye doğru esneyip derin bir nefes aldım.Hava laciverte dönmeye başlamıştı.Bu da demek oluyordu ki benim uyumak için en fazla 1 saatim vardı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
LABIRENT
Mystery / ThrillerHer hayat başka bir kitaptır.Onca yıl,ay,gün aslında çok kısadır.İnsan hayatı ne kadar sürer biliyor musunuz? Öyle sayfalarca yazılan,ömrü dolduran bakışlar toplam iki saniye bir şeydir.Çekilen acılar,atılan kahkahalar toplam üç saniyedir.Düştüğümü...