Özledim

558 39 7
                                    

Üzerimdeki tozu silkeleyip her zamanki yerime oturdum.Ayak bileğime taktığı o metali yeniden bileğime geçirip kilitledim ve anahtarı içime attım.Kapının çift kilitleri gürültülü bir şekilde açıldığında katilim aşağıya geliyordu.Elinde bembeyaz geniş bir tepsi vardı.Üzerinde ki yemekler arasında sadece kuş sütünün eksik olduğu bir gerçekti.Tam karşıma oturduğunda ellerime bakıyordum.Avuçları içine alıp her ikisine de baktı.

-‘İyileşiyorlar.İnanılmaz bir hızla…’dedi gülümseyerek.

-‘Sihir gibi mi?’dedim alayla.Beni duymazlıktan geldiğinde.

-‘Üzgünüm hayalci onu iyileştiren şey protein.Sihir değil.’dediğimde elimi kucağıma bıraktı.

-‘İşin inanılmaz kısmı bu.2 hafta oldu Abella.Doğru düzgün yemek yemiyorsun.Zayıfladın.’

-‘Yeni bir diyet.’dediğimde hafif bir kahkaha attı.Bacaklarımdaki morluklara ve kollarımdaki çiziklere gözü kaydığında umursamıyor gibi yapsam da onu izliyordum.Bileğimden sertçe tutup arkamı döndürdüğünde sırtımdaki biçimsiz çizikler odanın loş ışığında daha belirgin olmuştu.

-‘En son temizlemeden mi mahzene indirdim seni?Niye hatırlatmadın?’Cevap vermeme hakkımı kullanarak bakışlarımı yeniden ellerime çevirdim.

-‘Hadi bir şeyler ye.Ben öldürmeden ölmene izin vermiyorum.’

-‘Öleceğimi bilsem de sen istediğin için onları yemem.’dediğimde sert sesime karşılık gülmekle yetindi.

-‘Sıkıcı olmaya başladın.’

-‘Aynı şeyi düşünüyor olmamız çok romantik.’dedim gülümseyerek.Bana alaycı bir gülüş gönderdikten sonra

-‘Akşama kadar bir şey yok bak.Bende gidiyorum.Aç kalacaksın.’dediğinde başımı öne eğdim.Sıcak elleri çenemden tutup başımı kaldırdığında tam gözlerine bakmam için beni zorladı.Yanağıma şefkat dolu bir öpücük gönderirken.

-‘Bakışlarımı istiyordun güzelim.İşte buradalar.Ama sen kaçırıyorsun bakışlarını.Yakıştıramadım sana.Neyse akşama güzel bir ödeşme yaparız.Her zamankinden.’dediğinde gözlerimi tam gözlerine diktim.Umursamazca yemekleri de alıp çıktığında kapımı kilitledi.Biraz bekleyip yukarı kattaki botlarının sert adımlarını dinledim.Yarım saat oyalandıktan sonra arabasının motor sesiyle gülümsedim.Gidiyordu.Aradan geçen dakikalarda evden hiç ses gelmiyordu.Hızla içimdeki kendi yaptığım minik anahtarla bileğimdeki demir tasmadan kurtuldum.Mahzendeki dolaplar arasından telefonumu bulup cebime attım ve 2 haftadır özenle uğraşarak yaptığım gizli geçidin kapısının önünde gururla gülümsedim.Biraz geri sararsak 2 hafta önce buraya ilk düşüşümde duvara yaslanıp evin ve odaların planlarını düşünüyordum.Atladığım bir nokta vardı ki bu evde benim planlarımda çizdiklerimin haricinde bir de gizli odam vardı.Gizli odam evin en üstünde yer alıyor ve girişi içinde gizli bir kapıya ihtiyaç duyuluyordu.Bu yüzden bende evin çizimlerinde oynama yaparak odayı evin derinlerine giden bir yoldan geçmeden ulaşılamayacak bir noktaya koymuştum.Başlarda bu sadece fazla film izlediğimden ve artık kendi filmimi çekeceğimden eğlence olsun diye planladığım bir şeydi ama bugün kendimle gurur duymak için büyük bir sebep oluşturdu.Geçit hizmetçilerden birinin odasından çıkıyordu.Hatta hizmetçilerden birinin odasında ve yatağının altında.Söz dinleyen personelim oda şekillerini değiştirmezlerdi.Düzen konusunda ciddi takıntılarım vardı.Demek hala sözümü dinleyen ve ilk söylediğimde yapan bir kesim bulunmaktaydı.Eric’e sonradan açtığım çukuru tamir etmesi gerektiğini söylemeyi unutmamak adına aklımdaki hayali deftere not aldım.Yatağın altından sessizce çıkıp evde şöyle bir tur attım.Her odaya her köşeye ve eşyaya baktım.Çalınan ya da zarar gören bir şey yoktu.Sadece benim odamdaki yatak dağınıktı o da o sapık her gün orada uyuduğu için.Nasıl mı biliyorum?Çünkü her akşam uyumadan önce benim odamda bana işkence ediyor.Bedenimin her bir karesinde çizikler ve morluklarla dolduruyor sonra çizdiği her yeri öpüyordu.Beni temizleyip mahzene geri koyuyordu.Gizli odam için kütüphaneye gittim,her zamanki koyu lacivert kitabı aldım ve o bilindik sayfasını açtım.Kitabın kokusunu bile özlemiştim.Altını çizdiğim yer gülümsememe neden olurken kitabın içindeki anahtarı aldığım gibi boynuma astım.Kitabı yeniden kütüphaneme kaldırıp evin tek kör noktasının olduğu 2. Kattaki misafir odalarına teker teker girdim.En sonunda o malum banyoyu bulunca kabataslak olarak beynime kazıdım.Onun için yeni bir kaplama hazırlayacaktım.Evin bahçesini dolduran gürültülü motor sesiyle odadan çıktığım gibi merdivenleri üçer üçer atladım.Geçidimin olduğu yatağın altına girerken evi bir kadının çığlıkları doldurdu.Derin bir nefes eşliğinde kendimi toparlarken hızla mahzene geçtim.Telefonumu raftaki eski yerine saklarken yanına gizli odamın anahtarını da koydum.Bileğime o paslı metali takıp duvar dibine yanaştığımda kapı açılmıştı.Nefesimi düzene sokarken katil yanıma ulaşmıştı.

LABIRENTHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin