ARTHUS'TAN DEVAM
Pencerenin perdesini elimin tersiyle hafifçe açmış gecenin bitişi ve sabahın ilk ışıklarını karşılayan lacivert havada etrafıma bakınıyordum.Gabriell'in yumuşak tondaki seslenişiyle perdeyi bırakıp arkama döndüm.
-'Uyku tutmadı değil mi?'
-'Katile bakıyordum.1 haftadır hiç uğramadı.'dediğimde Gabriell elindeki kocaman fincanlardan birini bana uzattı.İçindeki kahveye bakıp derin bir nefes aldım.İşte tam da böyleydim.Simsiyah,düşüncelerimde kayboluyordum.Yatak odamdaki koltuğa yavaşça oturan Gabriell'in bakışlarına aldırmadan pencereden bakınmaya devam ettim.
-'1 haftadır katilin olmaması iyi bir şey.Ama senin asıl meraklandığın kişi katil değil.'sesindeki kırgınlıkla birlikte kahveden bir yudum aldım.
-'Abella'yı merak ettiğim falan yok.'
-'Ben Abella dememiştim.'dediğinde fincanı masanın üzerine bırakıp
-'Katilin onu öldürdüğünü düşünüyorsun.'dediğinde yutkundum.Beynimde yankılanan binlerce durum vardı ama bu dillendiremeyeceğim ölçüdeydi.
-'Katil onu seviyor.Öldürmez.'dedim farkında bile olmadan dişlerimin arasından tıslayarak.
-'Onu seviyorken ona hiç zarar vermedi mi?'dediğinde birkaç saniye içerisinde geçmişe inip Abella'yla olan o geceyi düşündüm.Bedenindeki izleri.Kolundaki o saçma izi.
-'Arthus?'Gabriell'in sesiyle aniden bakışlarım ona döndü.
-'İyi misin?Sana sesleniyorum.'dediğinde başımı yavaşça olumlu anlamda salladım.
-'İçin rahat edecekse Blacklerin malikanesine gidebiliriz.O minik kızın evine kapandığına,hatta normal hayatına devam ettiğine eminim.'dediğinde içimde bir umut belirmişti.Abella iyiydi.Güvendeydi.
-'Kahvaltıdan sonra ben giderim.'
-'Neden gittiğini soracaklar.Dava hakkında ani bir baskın yapamazsın çünkü yeni bir delil falan yok.'
-'Onlar aynı zamanda komşumuz Gabriell.'dediğimde kaşlarını çattı.Birkaç saniye sonra aniden şaşkınlıkla bana baktı.
-'Bu onun canını yakmaz mı?'
-'Canı yanarsa benimkini yakmaya gelir.'
-'Sana kızsa bile onu görmek için mi canını yakacaksın?'
-'Yaşayıp yaşamadığını bilmem gerek Gabriell.Çünkü gözlerine bakıp donduğun nefesini dinleyip ısındığın bir insandan öylece kopamazsın.'
Odadan ayrılıp aşağı kata indim.Koltuğun üstüne öylece attığım deri ceketi bir hareketle giyip telefonu pantolonumun arka cebine koydum.Arabanın anahtarlarını alıp evden çıktıktan sonra öylece gezinmeye başladım.Aklımı dağıtmak istesem de ayaklarım beni o malikaneye sürüklemekte ısrarcıydı.
Soluk yaprakları geçip yokuşu tırmandıktan sonra sırayla geniş aralıklarla kurulmuş dağınık evlere baktım.Kendi aralarında bir düzenleri vardı.Yani sonuçta milyarların uçuştuğu bu sokak herkese özel evlerle doluydu.Farklı renkler,farklı mimariler,farklı bahçeler.Ama hepsinin arasında Blacklerinki yine kendini belli ediyordu.Kapıdan itibaren içeriye şöyle bir bakınca gülümsedim.Simsiyah bir ev,düzen içinde bir bahçe.Abella gitmiş olamazdı.Arazinin her bir köşesi buram buram onun kokusunu yayarken o uzakta olamazdı.Girişteki uzun kapının önündeki ambleme bakıp yamuk bir gülüş attım.AVB.Bu kız gerçekten fazla egoistti.Ama onun o kendini beğenmiş hallerini bile özlediğim bir gerçekti.Bu esnada bana doğru yaklaşan takım elbiseli iki adama baktım.Hafif iri ebatlarda olan bu adamlar daha önce yoktu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
LABIRENT
Mystery / ThrillerHer hayat başka bir kitaptır.Onca yıl,ay,gün aslında çok kısadır.İnsan hayatı ne kadar sürer biliyor musunuz? Öyle sayfalarca yazılan,ömrü dolduran bakışlar toplam iki saniye bir şeydir.Çekilen acılar,atılan kahkahalar toplam üç saniyedir.Düştüğümü...