Danger (Tehlike)

119K 2.2K 673
                                    

Benim hikayem değil, çok ünlü olan Danger hikayesinin çevirisidir.

İyi okumalar

*

Bir Cuma gecesi daha. Sıkıcı hayatımda televizyon izlemekten ya da bilgisayarda takılmaktan ya da biri mesaj atmış mı diye (genelde atmıyorlar) defalarca kez telefonumu kontrol etmekten başka yaptığım bir şey yok. Sinir ve irite olmuş bir şekilde yine yapacak bir şeyim olmadığı için sıkıcı odama gitmek için ayağa kalktım.

Dağınık yatak ve çarşafımın içine kafamı sokup, yastığa doğru hayal kırıklıklarımın dışarı çıkmasına izin vererek kuvvetli bir çığlık attım. Neden normal insanlar gibi olamıyordum? Çok mu şey istiyordum? Sadece dışarı çıkıp serbest kalabilmek?

Üstelik bu benim doğamda yoktu. Ben Hıristiyan olarak doğdum ve vücuduma ve ahlakıma nasıl saygı duyacağımı öğrenerek büyüdüm. Çünkü biliyordumki, Tanrı yaptığım her şeyi izliyordu.

Eğer ailem normal gençlerin yaptığı şeyleri yaptığımı öğrenirse, bir hafta boyunca cezalı olarak odamda kilitli kalır, hayatımı geçirebilmem için gerekli olan televizyonumu ve telefonumu da elimden alırlardı.

Böylece çok daha iyi bir şekilde buraya uzanıp hayatımın geri kalanı için yas tutabilirdim, sonra da ölürdüm.

Tanrılar benim zihinsel çığlıklarımı duymuş ve bana yardım etmek istemiş olmalılarki aynı anda telefonuma nerdeyse aynı şeyi yazan 3 mesaj geldi. Bu akşam Block partisi var. Gece yarısı Richmond'da. Herkes davetli.

Karnımda heyecanla karışık bir karıncalanma hissederek kendimi yataktan dışarı attım ve 11.30'a ne kadar saat kaldığına bir göz attım. Hazırlanmam ve güzel görünmem için sadece yarım saatim vardı. Yani olabildiğim kadar güzel..

Neden bu kadar aceleci olduğumu ve heyecanlandığımı bilmiyordum ama bunu sevmiştim. Bu yaşamım için hissettiğim yepyeni bir duyguydu. Hem yaşamım için, hem yaşamak için..

Aceleyle banyoya koştum, sıcak suyu ayarlayıp içeri doğru adım atarken çabucak kıyafetlerimi çıkardım ve sıcak damlacıkların beni ıslatmasına izin verdim.

İşim bittiğinde odamdaki dolaba koşturmadan önce vücudumu bir havluyla sardım. Dolabıma yönelip içindekilere bakarken içimdeki eskiye dair her şeyi bastırdım ve partide güzel görünebilmek için en azından ir kıyafetimin bile olmadığına inanmadım. Sonra dar kotuma ve üstü için sadece göbeğime kadar uzanan parlak beyaz gömleğime bir bakış attım. Üstüne de deri bir ceket giyebilirdim. Evet, giyeceğim şeyler büyük ihtimal bunlar olacaktı. Açıkçası böyle şeylerim olduğundan bile haberim yoktu ama şikayet edecek değildim. Tanrı bir kez benim tarafımda oldu, ama bu sefer? Bundan yararlanacaktım.

Hızlıca havluyu yere attım, dar kotumu ve ceketimi üstüme geçirmeden önce sütyenimi ve iç çamaşırımı giydim. Siyah ve beyaz astarlı converse'imi giymeden önce ayaklarıma çabucak bir çift çorap geçirdim.

Aynadaki yansımama baktığımda harika göründüğümü söyleyebilirdim. Canlı, yeni, taze ve gerçekten hayatta olduğumu hissetmeye başlamıştım.

Makyaj bölümüne geldiğimde çabucak banyoya koşup malzeme çantamı kaptım ve tüm malzemelerimi önüme yaydım. Birkaç kusuru gizlemek için yüzüme fondöten sürmeden önce gözkapaklarıma sürmek için fardan birkaç renkli ton seçerken aceleyle kirpiklerime maskara sürdüm. Hemen ardından dudaklarıma bir parlatıcı sürdüm ve gitmek için hazırdım.

Telefonumu elime aldım ve aşağı doğru parmak ucunda yavaşça inerken Jean pantolonumun cebine telefonumu sıkıştırdım. Her bir basamağın gıcırdayacağını biliyordum ama başka çarem yoktu. Sesleri görmezden gelerek güvenle merdivenlerden aşağı indim ve kimse gittiğimi duymadan kendimi kapıdan dışarı attım.

Danger (Tehlike)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin