Bölüm 10

29.8K 1K 97
                                    

Sinirden kuduruyorum. Danger başka biri kopyala- yapıştır yapıyor facebook'ta bir sayfadan. Beni de emek hırsızı yaptılar! Bunu ablamla biz birlikte çeviriyoruz. O kızın iki günde hepsini çevirmesine imkan yok! Emek hırsızı değilim, olmam da! 

Danger ile bilgi almak, soru sormak isteyenler beni takip edebilir. Sorularınızı yanıtlıyorum. 

Danger tarzı hikayeler sevenler; I love you But.. adlı hikayeme de bakabilirler. 

30 Vote 20 yorum

EN ALTTAKİ UZUN YORUMA BAKIN!

--------

10. BÖLÜM

Sonunda, saatler geçmiş gibi hissederken, araba durdu ve bir park alanına doğru kaymaya başladı. Camdan dışarı baktığımda “Perrynin Sarayı” yazılı kirişli tabelanın güneş ışınları sayesinde göz alıcı bir parlaklıkla parladığı gözüme çarptı.

Nasıl mümkün olabilirdi? Hiçbir fikrim yoktu.

Emniyet kemerinden kurtuldum ve Justin’e dönüp şaşkınlık içinde kaşlarımı kaldırdım.

Buradan ayrılıyor falan nıydık?

Gözlerimi üzerinde hissetti ve bana doğru döndü. “Ne?” diye tükürdü ve nihayet dengesiz tavrına geri döndü.

Gözlerimi devirmemek için çabalarken, “Gidiyor muyuz, gitmiyor muyuz?” diye mırıldandım. Eğer sonrasında sonucunu ödemek zorunda kalsaydım ona özgürce bir yumruk patlatırdım.

“Evet,” Aşağı doğru eğilerek arabanın anahtar takılan bölgesinden anahtarı çektikten sonra onu cebine koydu ve içtiği sigara hala dudağında asılıyken kapıyı açtı.

İç çekerek kapıyı açtım, kendimi dışarı attıktan sonra istemediğim bir şekilde kapıyı sertçe kapadım.

“Dikkat et,” diye homurdandı. “Kendini satsan o arabayı alamazsın.”

Tek kaşımı havaya kaldırdım. “Bunu bilmek güzel,” diye alaycı bir tavırla mırıldandım kazağımın cebindeki ellerimi oynatarak.

Bana yan bakış attı. “Tuttum,” dedi şakacı bir tavırla parmağını bana doğru uzatırken.

Şimdi gözlerimi devirmiştim. “Her neyse.” Dedim başka taraflara bakarak.

Dumanından son bir nefes aldıktan sonra onu yere fırlattı ve ayakkabısının ucuyla ezdi. Kafasını lokantanın olduğu yan tarafa kaldırıp onu takip etmemi bekleyerek yürümeye başladı.

Umutsuzlukla takip ettim.

İçeri vardığımızda, lokantanın arkalarına doğru ilerlerken yanlışlıkla Justin’in arkasına çarpmam yüzünden Justin de tam yanından geçen birine çarptı. İnleyerek alnımı ovuşturdum.

“Bu da ne si— ” Tam küfür edecekken arkada duran çocuğu ve aramızdaki yoğun havayı hissedip kendimi durdurdum.

Çocuk uzundu, aynı boyda olmasalar da Justin’den çok az daha uzun görünüyordu. Kısa kesilmiş ve önleri yana yatırılmış kahverengi saçları ve heyecanlandırıcı yeşil gözleri vardı. Onlara sadece bir kez bakışınızla sizi hipnotize edebilirdi. Justin’e göre daha kaslı bir yapıya ve ölünesi bir kıça sahipti.

Bunu itiraf etmek utanç verici ama benimkinden daha iyiydi.

Hiç adil değil.

Yan tarafa doğru dudaklarımı büzerek Justin’le çocuğa doğru baktım ve anında aradaki gerginliği hissettim.

Danger (Tehlike)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin