Bölüm 31

22K 731 161
                                    

Hello, hallo, hei, bounjour, ciao , ola, merhaba.

31. Bölüme gelmiş bulunuyoruz ve tahminim 66 bölüm olmalı, yarıladık sayılır. Bu bölümde saçma saçma kelimeler vardı  ve ayrıca kıskançlık krizi geçirdiğin kısımlarda, bu bölümü ben çok beğendim nedense. Justin’in kötü çocuk imajı gidiyor falan. Neyse çok konuştum, siz bölümümüzü okuyun. Oy ve yorum yapın yeter. Sizi sevdiğimi de bilin. Çok ama çok seviyorum <3 İyi okumalar.. 

Justin’in Gözünden:

Arkamdan Kayla’nın odasını kapadım. Kayla’nın hala arkamdan ona yaptığım şeyin ardından sinirle bağrışlarını duyarken kendi kendime gülmeye başladım.

 Benim suçum değildi. O sürtük bunu hak etmişti.

 “Bunu ödeyeceksin Bieber!” Diye çığlık attı. “Tanrıya yemin ederim ki ödeyeceksin!”

 Onu yok sayıp, kafamı sallayarak merdivenlerden aşağı indim ve çocuklar aniden susup birden bana döndüler.

 “Yani?” dedi Bruce durarak. “Aldın mı? Kargoyu aldın mı?”

 Kafamla onaylayıp arkamda tuttuğum paketi çıkartıp odanın karşısında duran Bruce’a fırlattım ve tek eliyle hemen yakaladı.

 “İyi iş, Bieber.” Onaylayarak başını salladı. “Nasıl aldın?”

 Gece olan olayı tekrar düşünerek gülümsedim.

 “Senin gibi seksi bir kızı nasıl geri çevirebilirim?” diye yavaşça homurdanıp onu tutup kendime doğru çektim, kafamı saçlarının arasına sokarken onu yatağa doğru itmeye başladım.

 Dudağını ısırıp tişörtümü çekiştirirken çeneme özensiz bir öpücük yerleştirdi. “Bilmiyorum ama eğer zamanım buna değerse, yemin ederim sana kargoyu veririm.” Dudağıma da aynı öpücüğü kondurmak üzereyken hemen o bölümü atlayıp dudaklarımı onun boynuna yerleştirdim.

 Bunun için çocuklar bana büyük bir zaman dilimi borçlu.

 Dizlerinin arkası yatağa vurduğu zaman geriye uzanıp beni üstüne doğru çekti. Üstünde pozisyonumu belirlerken ağırlığımı üzerine verdim. Eğilip boynuna birçok öpücük kondururken göğsüne doğru indim.

 İnleyerek parmaklarını saçlarımın arasında gezdirdi ve beni kendisine doğru çekti.

 İhtiyaçlarını karşılamak için inledim. Bu işte gerçekten istekli olduğuma inanması gerekiyordu. Bu sürtük hiçbir şeyden şüphe duymamalıydı.

 “Justin…” Dişlerimi derisinde hissettiği an soluk soluğa kalmıştı.  “Aman Tanrım…” diye yüksek sesle inledi.

 Kelsey’in duymaması için Tanrı’ya dua ettim. İsteyeceğim en son şey kız arkadaşımın koridorun sonundan gelen inlemeleri duyup uyanmasıydı. (Ne komik olurdu o da asdf)

 Ondan geri çekilip biraz yukarıya çıktım, böylece yüzlerimiz tam olarak birbirine bakıyordu. “Bunu özlemişim.” Ona bakarak dudağımı ısırdım.

Derin bir nefes verdi. “Ben de.” Ensemden kavrayarak beni aşağı çekti, böylece dudaklarımız buluşabilirdi ama az önce yaptığım gibi hemen geri çekildim.

 Onu öpmeye hiç niyetim yoktu.

 Onunla oyun oynamayı bırakmıştım ve bu, bu tarz yaptığım son şey olacaktı.

 Kelsey artık benim için her şeydi ve aldatan biri değildim. Özellikle yanımda Kelsey gibi bir kız varken. (Bunu anca anlaman güzel Bieber..)

Danger (Tehlike)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin