Bölüm 12

28.6K 953 151
                                    

Bunu çok isteyenler için attım, hala okuyanlara

Her okuyan küçücük bir yorum bıraksa ne mutlu oluruz değilmi -- eee ne duruyorsunuz? :D

Hmmm birde Danger severler; I love you But.. adlı hikayeme bakabilirler,beni sevenlerde 16 ve Hamile'ye baksınlar, okursanız pişman olmazsınız. Yorumdaaa isteeeriiğğm. :) Reklamımı da yaptım, hadi iyi okumalar..

Kendimi yatağa uzanmış bir şeyler düşünürken buldum – hayat hakkında… Ve bunlar güzel şeyler değildi. Görüldüğü gibi, düşünmek için fazlaca zamanım vardı ama uyumaya çalışırken düşünceler yüzünden uyanık kalmaktan nefret ediyordum. Bunun yerine kafamı tuğlalara vurmayı tercih ederdim. Bana deli diyebilirsiniz ama bu düşünmemi engelleyecek tek şey gibi görünüyordu.

İç çekerek yatakta doğruldum, alnımı şiddetlice ovuşturarak delirmeden önce kendimi sakinleştirmeye çalıştım.

Saat neredeyse öğleden sonra ikiydi ve uyku saatim gelmediği halde nedenini bilmediğim bir şekilde kendimi yorgun hissediyordum.

Ailem işteydi ve uzun bir süre gelmeyeceklerdi. Ve ben de durmak bilmeyen düşüncelerimle buraya sıkışıp kalmıştım. İyi bir ikili değildi.

Keşke cezalı olmasaydım. Dışarı çıkıp Carly’nin evine falan gidebilirdim.

Battaniyeyi vücudumun tamamına örttüm ve ayaklarımı yatağın kenarlarından aşağı sarkıttım. Etrafına bakınıp, düşünmemi engelleyecek dikkat dağıtıcı bir şey bulmaya çalıştım. Ama yoktu.

Ailem her şeyimi almıştı. Televizyonum, bilgisayarım, iPod’um, laptop’ım, mp3 player’ım (Neden böyle bir şeyim olduğunu sormayın çünkü ben de bilmiyorum) ve telefonum.

Evet, eve gizlice sıvıştıktan bir saat sonra kadar telefonumuda almışlardı. Bu arada, son işi güvenle bitirmiştim. Bu sefer yakalanmamıştım. Keşke ondan önce de bu kadar şanslı olsaydım.

Ve şimdi, evde, buraya sıkışmış, düşüncelerimden sıkılmış ve hiçbir şey yapmıyor vaziyette otururken aklımdan bir sürü şey geçiriyordum.

Kendimi yataktan dışarı attım, kıyafetlerimi çıkardıktan hemen sonra banyoya doğru yöneldim. Kabine girmeden önce onları sepete fırlattım ve muslukları açıp sıcak suyun içine girdim.

İyi hissettiriyor.

Avuç içime şampuanı dökerek elimle kafamı ve kafa derimi ovuşturmaya başladım. Gözlerimi kapadım, bu her zaman iyi hissettiriyordu. Günün en güzel zamanı şu anki duş alma zamanımdı çünkü hiçbir sorun olmadan tek başımaydım ve burada istediğim kadar kalabilirdim --- yani sıcak su soğuğa dönüşene kadar.

Kollarımı ve bacaklarımı sabunla baştan aşağı ovaladım, kendi kendime bir ritim tutturdum ve sersemce başımı sallayarak bir şarkı uydurmaya başladım. Gözlerimi bir kez daha kapayıp suyun altında hareket etmeye başladım ve tüm sabunun bedenimden kayıp gitmesine izin verdim.

Kollarımı kaldırdım ve bedenimin aşağısını yıkamaya başladım. Birden kendimi Justin’in elleriyle tüm vücudumu ellediğini düşünürken bulmamla kızarmam bir oldu. Sanki ellerinden biri üzerimdeymiş gibiydi. Alt dudağımı ısırdım, duş telefonunu boynuma doğru götürerek Justin’in oraya yumuşak bir öpücük kondurduğunu hayal ettim.

Nazikçe inlemiştim, hayalimdeki görüntü sanki gerçekmiş gibi çok canlıydı.

Gözlerim dehşetle açıldı, ağzım açık kalmış bir halde ellerimin donduğunu hissettim. Etrafıma bakındım, duşa kabinde tek başımay bdım ve etrafta Justin falan yoktu.

Danger (Tehlike)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin