Bölüm 59

17.1K 402 129
                                    

Öhöm öhöm. Atladığımız 59. bölüm karşınızda... Efsane bölüm...

 
-59-

 Kelsey'nin Gözünden:

 

"Burada ne yapıyorsun?"

Onu önümde gördüğüm an, etrafımdaki her şey bir anda dondu ve ona söylemeyi planladığım her şey bir anda havada kayboldu.

"Sana da merhaba." diye alay ettim dudaklarıma orantısız bir sırıtma yerleştirerek.

Ama Justin bunda eğlenceli herhangi bir şey bulamadı. Kaşlarını çatarak başını salladı. "Burada olmamalısın." diye tısladı sessizce ve hayal kırıklıklarını saklamaya çalıştığını söyleyebilirdim.

Yüzüm birden sertleşti ve yüzümün tüm rengi soldu. "Nedenmiş o?" Kısık gözlerle ona baktım.

"Çünkü senin için güvenli değil." diye savunmayla geri bağırdı, elimde olmadan saflığına güldüm.

Onu doğru anladığıma emin olmak için tek kaşımı kaldırdım. "Benim için ne değil?"

"Güvenli, Kelsey. Burada olman güvenli falan değil." diye zehirle tısladı, tüylerim ürpermişti. 

"Benimle şu an dalga mı geçiyorsun?" Olduğum yerde dikleştim, ondan birkaç adım uzakta duruyordum. "Benim için güvenli değil mi?" diye vurguladım inanamayarak. "Tüm diğer lanet olası zamanlarda bu noktada dururken ne oluyordu peki?" Ellerimi belime koyarak elimde olmadan göğsüne vururum diye kendimi engellemeye çalıştım.

"Eskiden güvenli olduğunu düşündüğüm için tam bir aptalmışım. Sana o kadar düşkündüm ki sen burada olduğunda gelebilecek tehlikeleri düşünemiyordum." diye karşı çıktı gergin bir sesle.

"Saçmalık olduğunu biliyorsun." diye çıkıştım, başını sallayarak. "Neden kendini bu seni içten içe öldürmüyormuş gibi davranmaya zorluyorsun?"  

"Gitmelisin... şimdi." dedi sertçe, tek bir kası bile hareket etmiyordu. "Kimse seni görmeden önce."

"Kimse beni görmeyecek." diye sinirle çıkıştım. "Seni rahatsız ettiğim için kusura bakma ama ben dışında senin bu bölgene başka kimse gelmez."

"Ve bu bugün değişmeye başlayacak. Bu yakınlara bir daha gelmeni istemiyorum, beni anlıyor musun?" Soru sorarcasına kaşlarını kaldırdı. Cevap vermediğimde, yürüyüp gitmenin iyi olacağına karar verdi.

Ve öyle yaptı. Yürümeye başladı, yanımdan geçerken omzu hafifçe benimkine çarptı, hızlıca arkamı döndüğümde tam da merdivenlerden çıkmak üzereydi ki gitmeden önce sıkıca kolunu kavradım.

"Yapma bunu." diye mırıldandım kalın kafasından şu düşünceyi atması için. "Bir daha beni bırakıp gitme."

 Sözlerim içine batarken bir süre sessiz kaldı. Dudaklarını yalayarak benden geriye çekildi. "Kelsey..." Başını salladı. "Senin iyiliğin için bir şeylere son verdim. En son bu buraya tekrar gelmen anlamına gelmiyordu, o yüzden şimdi git." Yolun arkasına doğru işaret etti.

Başımı salladım. "Neden bu kadar inatçı davranıyorsun? İkimiz de gitmemi istemediğini biliyoruz."

 "Nasıl bundan bu kadar eminsin?" diye karşılık verdi, yüzündeki boş ifade onun ciddi olup olmadığını anlamamı zorlaştırıyordu.

 "Çünkü..." Susarak uzaklara baktım. "Eğer gitmemi isteseydin, bunu daha önceden yapardın. Biliyorsun, beni omuzlarından atıp bir kenara fırlatman o kadar da zor değildi..." dedim ilk tanışmamızı ima ederek ve elimde olmadan midemde kelebekler uçuşmaya başladı.

Danger (Tehlike)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin