9. Bölüm ''Dünya Adaletsiz Çocuk...''

22.1K 1.6K 122
                                    

Merhaba iyi akşamlar söz verdiğim gibi bölüm eklemeye devam...:) Yeni bir yıla gireceğiz dilerim yeni yıl sizlere hep mutluluk ve güzellikler getirir..:)

Medyaya eklediğim şarkıyla okumanızı tavsiye ediyorum.Oy ve yorumlarınızı bekliyor olacağım...Keyifli okumalar..:)



9.Bölüm''Dünya Adaletsiz Çocuk..."


''Çıkar Boynundan At O İpi Çocuk...

Salıncaklar Mı Yok Sana...

Kalk Hadi O Soğuk Betondan...

Yatacak Başka Yer Mi Yok Sana...''

Nazım Hikmet


Kafamda deli sorular dönerken gözlerim yanmaya başladı. Ağlamak değildi çekindiğim karşımdaki küçük yüreği üzmekti ağlayarak.Başımı kaldırıp Ezo'yla göz göze geldim... Gözlerinden içime akan saflığı,içime akan aynı hüznü yudumladım...

''Abi,ben babamdan utanmıyorum...Aksine onunla gurur duyuyorum ama ...'' 

Yanına gidip dizlerimin üstüne çöktüm.Bugün ben ne çok diz çökmüştüm böyle...Dudaklarımda belli belirsiz bir gülüş belirdi...aynı anda yüreğim dillendi.

'Bana hep böyle masumların önünde diz çöktür Allah'ım...Namussuzun,halden bilmez kahpenin önünde çöktüreceksen canımı al...'

''Babamla bir kere doktora giderken sınıf arkadaşlarımdan biri gördü.'' 

Kelimeler boğazına takılır gibi konuşuyordu. Bu çocuğun bedeniyle ruhu arasındaki yaş farkı dağlar kadardı...

Ne demişti usta...

'Acılarda sevinçler kadar olgunlaştırır insanları.'

''O çocuk bana babamın yanında dedi ki...Bu sakat adam baban mı?'' 

Gözleri doldu. Ah be çocuk...ah...

''Ben konuşacakken babam ondan utandığımı sanıp başını eğdi Kadir abi...ben...ben...'' 

Hıçkırarak ağlamaya başladı... Dizlerimin üstünden kalkıp yumruklayacak bir yerler aradım.Kırıp dağıtmak...

Neden demek?

Neden acıtırdık insanları? Acıttığımızda neydi kazandıklarımız? Neydi bizdeki tüm bu hırs,kötülük?

''Yarın veli toplantımız var, ben babama söyleyemiyorum abi...'' 

Dudaklarım kıvrıldı. Ah güzel çocuk... Bu ülkede doğan her çocuğu seviyordum.Bu ülkede büyüyen her çocuğu çok seviyordum...

Çünkü bizler yokluğa doğuyorduk...bizler varlığın içinde bir yok oluşa doğuyor ve yine de yıkılmıyorduk.

Çünkü benim güzel ülkemin masum çocukları vardı...

Çünkü benim ülkemin kendi gibi aydınlık çocukları vardı ve biz demedikçe kendini görmüyordu, gücünü bilmiyordu bu çocuklar... Oysa bilselerdi...bilselerdi onlar aydınlık...onlar gökkuşağının her bir rengi... Kanat takıp uçasım vardı gökyüzüne onların o masum gözlerinde...

Poyrazoğlu - Kabadayı Serisi (3)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin