Merhaba...yine ben..:)
Aslında bölümler yazılmış olmasına rağmen ekleyemedim...elim varmadı...gönlüm varmadı...İnşallah gönül koymadınız bana...
Dilerim bölümü severek okursunuz...dilerim maviler sizi bulur...
Medyaya eklediğim müzikle okumanızı tavsiye ediyorum ve çekiliyorum...Yorumlarınızı ve oylarınızı bekliyorum...Keyifli okumalar...:)
16.Bölüm ''Elbet O Gün Eşitleneceğiz Kıyamda...''
''Sanmasınlar Yıkıldık,
Sanmasınlar Çöktük;
Bir Başka Bahar İçin Sadece Yaprak Döktük...''
Mevlana
Yağmurlar yağardı yüreğine insanın bazen...
Toprak kokardı insanlar... Topraktan geldiğimiz için mi yoksa toprağa döneceğimiz için miydi bilmiyorum ama o yağmurları yağdıran benim yüreğime iki adam vardı.
Derya...
Demir...
'' Hadi gitmiyor muyuz?''
Demir'in tek kaşını kaldırıp söylediğine Derya dudaklarını ısırıp gülmemek için başını eğerek sustu.Bu adam kesin yedi aylıktı.
''Gitmiyoruz...''
''Gitmiyorsunuz...''
Serçem Demir'den de sabırsızdı.İkisinin de şaşkın bakışları önce beni sonra arkamda bir noktaya takıldı.
Beni susturmak hem de böylesi bir hükmedicilikle.Derya'nın tek kaşı kalktı bu sefer...Gülümsediğim her an onlar daha mutlu oluyordu benim için biliyordum.Candı onlar çünkü kandı... Derya gülümseyip başladığı cümleyle içim titredi.
'' O kadar işte diyorsun...
Tavanı kadar sokağın...
Dibine kadar cehennemin...''
Başımı sallayıp göz kırptım...Demir'in büyüyen gözlerine bakıp kıkırdayan küçük bedenini kendime çektim.İçeriye giren dostlarımla masaya yerleştik.
Masada sevdiklerim vardı ama eksikler ama yeni gelenler...Hep kalacak olanlar.
Öyle olmaz mıydı zaten? Hesaplı mı severdik sevdiklerimizi? Gelir ve alırlardı yüreğimizi,bizi,hatta bizden ne varsa geriye kalan alır ve onu tamamlarlardı. Sanki bir tek oymuş gibi bizi tamamlayacak olan,tamamlayabilecek olan...
Zaten bizim de yüreğimizde iz bırakanlar kapıya vurup misafir olanlar değildi. İçeri ne olursa olsun dalıp hakkı olup olmadığını düşünmeden orada hüküm sürenler olurdu.Kolay olan değil miydi suçlamak,kızmak ve hatta gitmek. Hele bazı gitmeler olurdu ki... Sessiz ve derinden giderlerdi... Canları sağolsundu kalanların da gidenlerinde...
''Aşık cadı çok güzel olmuş ellerine sağlık...''
Ezo karaya bakarken o kadar belliydi ki onu pişman etmek için elinden geleni ardına koymayacağı.
''Bugün Gülüm'le konuştum...''
Ağzına götürdüğü kaşık havada kaldı Demir'in. Derya'yla göz göze gelecekken yan tarafımda Naz ve Cengiz'e baktım.Bizim oğlan alı al moru mor...yazıktı yahu...Derya'da benimle aynı yere bakıp Demir'i dürttü.Demir de görünce dudakları kıvrılıp şeytani bir ifadeyle serçeye bakıp izin istedi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Poyrazoğlu - Kabadayı Serisi (3)
Romance"Mutluluğu sende bulan senindir, ötesi misafir..." "Yetime mi yetiyor lan gücünüz? Ben de Poyrazoğlu'ysam, ya ben kazıyacağım sizi bu dünyadan, ya da siz beni!" ****** "...