26.Bölüm"Bu Kente Yalnızlık Çöktüğü Zaman"

4.4K 358 88
                                    

İyi geceler canlar... Nasılsınız? İnşallah ruhunuz gibi aydınlık ve güzelliklerle dolu mutluluklara boğulmuş günleriniz çokça vardır ve yüzünüzde,yüreğinizde tebessüm eksik olmuyordur dilerim...

Bugün Poyrazoğlu'nun en ciddi sevenlerinden sevgili @miiirvaaa doğum günün kutlu olsun bebeğim... Tüm güzellikler,yüreğinden geçen her dileğin kabul görsün... İyi ki doğdun,iyi ki bizimlesin... :)

Biliyorsunuz ben hikayelerimde üç kişilik aşk,antin kuntin şeyler yazmayı sevmiyorum ama Kadir'i biraz zorlayacağımız bölümler kapıda... Çok sevenler lütfen kızmayın olur mu bana?

Medyaya eklediğim şarkıyla okumanızı tavsiye ediyor ve Karaoğlu'na bölüm yazmaya kaçıyorum.. Keyifli okumalar... Güzel günler ve geceler dilerim...


"Bizim kalbimiz her kırıktır çocuk. 

Ama yine de eksik etmeyiz sol cebimizden umudu..."

Nazım Hikmet Ran

...Kadir'den...


Bazı gitmeler olurdu isteksiz, yalınayak, kan revan...

Bazı gitmeler olurdu arkana bile dönüp bakmadan....

Bazı gitmeler olurdu, hesabı çoktan kesilmiş biletin yolcususundur ve sen farkında bile değilsindir...

Duyacaklarıma hazır mıydı onu da bilmiyordum? 'Cehalet mutluluktur...' diyordu birileri... Cehalet yükünü alıyordu omzundan çünkü...İnsan bilmediğinin cahili oluyordu, tıpkı benim gibi... Bu hücre, bu dört duvar bana yetimliğimden daha ağır ne yaşatabilirdi? Serçemle göz göze geldim.. Bulut mavileri ıslak,bulut mavilerinde benim bilmediğim ama onun bildiği yükler...

Başımı çevirip Ömer amcaya baktım, sonra fasulye sırığına... Dışarıdan başka bir polis memuru üç kalın dosya getirdi. Arkadan gelen iki polis memuru ve masa, sandalyeler eşliğinde hepimiz kurulduk masanın etrafına.

Toprak, önce en ince dosyayı uzattı.. Üstünde 'Serdar Poyrazoğlu' yazıyordu. Benim babam ayakkabıcıydı...neden dosya tutulsundu? Başımı kaldırıp Ömer amcaya baktım. Gözleriyle beni dosyaya yönlendirdi.

"Oku önce oğlum."

Başımı eğdim. Doyanın ilk sayfasını açtığımda gözlerim yerinden fırlayacaktı.

Komando...

Serdar Poyrazoğlu...

Nam-ı değer 'İntiharcı Serdar'..

Ömer amcanın sesiyle başımı kaldırıp ona baktım.

"Baban, candan ötem askere benden iki devre önce gitti. Malum bizim okul uzadı sonra araya sevda girdi...Orada olan bir kaç olay sonrası babanın askerliği 2 yıl yerine 5 yıl sürdü. Haber alamadım, başta..."

Başıyla işaret etti Toprak'ı.

"Babam eski istihbaratçılardan... Ömer amca ve babam,senin baban sayesinde tanışıyor ve hatta çok iyi arkadaş oluyorlar. Baban,yani Serdar Poyrazoğlu bizim bölümde ders konusudur Kadir."

Daha da şaşırdım.

Babam...

Benim babam...

Başıyla ne düşündüğümü anlamış gibi onayladı.

"Bir gün istihbaratçılar ve askeriye arasında bir toplantı sırasında baban nöbette ve bir er babamın başına silah dayıyor. Babam deli adamdı. Askere tetiği çekmezsen şerefsizsin diyor..."

Poyrazoğlu - Kabadayı Serisi (3)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin