27.Bölüm"Aşk...Ah Aşk..."

4.8K 342 44
                                    

Yine merhaba canlar... Medyaya eklediğim şarkıyla okumanızı tavsiye ediyor ve kaçıyorum...Keyifli okumalar..:)

"Seni sevdim,seni birden bire değil...

Usul usul sevdim... Uyandım bir sabah gibi değil,öyle değil..."

Gülten Akın

Güzeli sevmek ne hoştu... Adı üstünde güzeldi.. Asıl mesele herkesin güzel bulmadığını sevmekti... Şarkılar,şiirler ve hatta masallar bile bize öyle diyordu..

'Dünyalar kadar güzel...'

'En güzel...'

'Çok güzel..'

Sorarlar adama.. Kime göre güzel? Neye göre güzel?

Bilseler abdalın orada güzel dediği yüzü değil huyu güzel olan. Bilseler beden geçicidir,aslolan ruhtur. Kim istemez belli ölçütlerde aşık olmayı,sevilmeyi...

Kiminin hayali ince bellisi..kimin hayali uzun boylusudur... Ama hayat öğretiyordu insana elbet...

İnce belli değil,ince ruhlusu makbûl olandı.

Uzun boylusu değil, şahsiyeti olandı makbûl...

Leylâ sevmek hoştur amma Mecnun olmak başkadır başka ... Belki de asıl olay kimi sevdiğin değil nasıl sevdiğindir... Öyle ya..kimine göre aşk bedende..kimine göre gözlerde..bana göre aşk ruhunda olandı. Aşk ruhuna yazılandı. Tek bedende iki ruhu paylaşabilmekti.

"Kadir,kahvaltı hazır."

Yüzümü havluyla kurulayıp hızla merdivenlerden indim. Ah benim deli serçem. Ne yapmış etmi bize üç günlük izin koparmıştı.Düşünmek istemiyordum şimdi serçenin olmak zamanıydı.

Merdivenin sonunda onun beklediğini bilmek...

Ah be serçe...

Sen aşksın diye maşuk olmak güzel...

Serçe olmasan ben nasıl olurum Kadir...

"Nerede kaldın koca bebek?"

Arkasında durmuş bekliyordum geldiğimi ne zaman farkedecek diye?

"Arkamda olduğunu çoktan farkettim. O kocaman cüsseyle gerçekten sessiz olabileceğini mi düşünüyorsun?"

Hadi ya! Nasıl duymuştu ki beni?

Arkasını döndü...

Ah...

Nasıl da bulut mavisiydi gözleri. Ne zaman gözlerii değse gözlerime tüm yeminlerimi bozasım geliyordu... Bulut mavileri gülümsedi... Bakışları bile aşktı bu serçenin.

"Ben senin kulaklarımla duymuyorum deli sevdam benim..."

Kaşlarım çatıldı. Ya insan nasıl duyar başka? Küçük elleriyle ayaklarının ucunda yükselip yüzümü avuçlarının arasına aldı.

O değdi ben yandım...

O baktı ben kül oldum...

"Ben seni yüreğimel duyuyorum,görüyorum...Ben seni -"Derken bir adım geri çekilip elini kalbinin üstüne götürdü.

"Buraya hapsettim Poyrazoğlu..Kaçışın yok.. Müebbet yedin bilesin. "

Ağzımdan bir minik gülüş kaçtı. Avuçlarımın arasında kaybolan yüzünü tutup bir kaç saniye her bir noktasına kazıdım beynimin. Sen nasıl güzelsin böyle... Neden güzelsin böyle?Kaşınla,gözünle,bedeninle değil..nasıl güzelsin böyle?

Poyrazoğlu - Kabadayı Serisi (3)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin