Merhaba:) Aslında bugün her şey çok güzeldi... Bir kaç gündür çok hastaydım,iğnelerle ayaktaydım. Ama bölüm yazmak ilaç gibi geldi. Geldi amma velakin artık yorulmuşluğuma ek yine tuhaf bir yorum görünce artık bende ipler koptu...
Hepinizden çok çok özür dilerim... Üzdüğüm için özellikle...Yarın Kurdoğlu'na özel bir bölüm yazacağım sizin affınıza sığınarak...Ama şunu da söylemeliyim ki gerçekten burada yazmak tamamen yazmayı sevmekle ilgili... ister istemez olumsuz yorumlar da sizi kırıyor ve benim kırgınlığım sadece bu hikayeye de değil Kurdoğlu ve diğer yazdığım tüm hikayelere yapılan önyargılı yorumlar...
Lütfen ama lütfen yalvarıyorum eğer beni yanlış anlayacaksanız,önyargılı olacaksanız okumayın arkadaşlar... Ben 'Kabadayı' hikayesi yazıyor olabilirim ama bunu daha nasıl anlatabilirim bilmiyorum...Benim Kabadayılarım...adam öldüren baş kesenlerden değiller.
Bakın ben gerçek adamları yazıyorum...Olması gereken adamları...
Kadınları harcayan,ezen,hor gören adamlar değil...
Annelerine aşıklar çünkü kadından doğduklarını biliyorlar...
Kadına saygı duyuyorlar çünkü KADIN SAYGIDIR...KADIN SEVGİDİR...
Eğer bir gün yazarsam kadının güçsüz olduğu bir hikaye o zaman farklı konuşmalar yaparız.
Bir gün başkasının yaşamına ne olursa olsun saygı duymadan öldüren bir ADAM (!) hikayesi yazarsam o zaman dersiniz ki sen kimsin Ebru?
Ben yanlış bile olsa karşısında ki insanın yaşam hakkına öylece dalan insanlar yazmam...Aksiyon olsun diye öldüren adamları yazamam...Yazanlara saygısızlık edecek değilim. Yazmak emek işi...saygıyı hak eden bir mefhum...ama hakaret ya da eleştiri sıfatıyla karşındakini gömmek...
Haberlerde izlediğiniz adamlar,kadınlarını saçlarından sürükleyen,küçük kız çocuklarını taciz eden adamlar... asla asla yazmayacağım adamlar...hikayelerimde bu tarz adamların sadece cezalandırıldığını okursunuz...
Ve yine diyorum ki ben AŞK yazıyorum...Aşktan öte bildiğim bir şey yok...
Okursanız başımın üstünde yeriniz var hatta yüreğimin üstünde ama okumayacak ve kıracaksanız yalvarırım yapmayın...Lütfen...
Medyaya koyduğum şarkıyla okumanızı şiddetle tavsiye ediyorum...:) Oylarınızı ve yorumlarınızı bekliyorum ...Keyifli okumalar..:)
4.Bölüm ''Bir Yetim Çocuk Gibi''
''Ve Eski Tıpkı O Eski Hikayelerdeki Yalınayak,
Karlı Yollara Düşmüş,
Yetim Bir Çocuk Gibi Bu Yürek...''
Nazım Hikmet
Bir bayram sabahını hatırladım bu sabah uyandığımda.... Daha 10 yaşındaydım. Yeni bir ayakkabı alamamıştık ama babam bana o sabah en güzel hediyemi vermişti. Beni anneme götürmüştü.
Mezarlığa...
İlk ne zamandı annemle tanışmam hatırlamıyordum. Bir avuç toprağa sarılmak nasıldı bilir misiniz?
Bilemezsiniz... Ben bir avuç toprağı okşadım,sevdim gözlerimle... Ana gibi olur muydu hiçbir avuç toprak? Oluyormuş be... Anasızlık öyle bir yaraymış ki toprak bile ana geliyormuş ya öksüze...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Poyrazoğlu - Kabadayı Serisi (3)
Romance"Mutluluğu sende bulan senindir, ötesi misafir..." "Yetime mi yetiyor lan gücünüz? Ben de Poyrazoğlu'ysam, ya ben kazıyacağım sizi bu dünyadan, ya da siz beni!" ****** "...