32.Bölüm"Babamı Neden Aldın Benden?"

4.8K 308 28
                                    

İyi geceler yeniden..:) Ve tabii yine hayırlı ramazanlar... Dilerim benim yazarken hissettiklerimi hissedersiniz okurken...

Medyaya eklediğim şarkıyla okumanızı tavsiye ediyor ve gidiyorum. Keyifli okumlar... :)


"Herkesin bir umudu vardır.

Bir savaşı,

Bir kaybedişi,

Bir acısı,

Bir yalnızlığı,

Bir hüznü...

Çünkü herkesin bir gideni vardır...

İçinden bir türlü uğurlayamadığı..."

Turgut Uyar


Yalnız gecelerimin baharlarına baktım tek tek.Yan yana olmaktan bile göğsüm kabarıyordu onlarla.Demir ve Derya beni saf dışı bırakmak için ellerinden geleni yapmışlardı ama ne yapıp edip şimdi burada üçümüz yan yana duruyorduk.

"Eğer benim küçük bebeğime iyi bakmazsanız hepinizi doğrarım."

Kulaklıktan dolan sesle Demir ve Derya'm bana doğru dönüp kahkaha atmaya başladılar. Ezo,Ömer amca,Toprak dışarıda ekip arabasından bizi dinliyorlardı.

Ah be serçe yapılır mıydı bu bana? Azıcık varsa haysiyetimiz onunla bir güzel sevişmiştin.Sırıtıp bana bakan Demir'me döndüm. Parmağımı salladım.

"Sakın!"

Durur mu hiç?

"Küçük bebeğinin mamasını verdik. Altıda temiz hiç merak etme sen can..."

Ona kızacaktım.

Ona kızabilirdim.

O cümlenin sonunda geçen tek bir kelimeye aşık olmasaydım.

'Can..'

Can demişti Kara. Derya'm da canımın canı demişti. Onlar benim kanımdı. Canımdı. Ezo'ya da can demişler,canlarına katık etmişlerdi.Cana can katık edenden daha güzeli olur muydu?Şimdi tam da bu anda yan yana omuz omuza olduğum bu yiğitlerin tek bir kılı bile incinmeden buradan çıkmaları için canımı bile verirdim. Deponun demir kapısı ağır,kulaklarımızı çok rahatsız eden bir sesle açıldı. Kapıdaki adam ağzını yaya güldü.Güler gülmez sarı-siyah dişleri çıktı ortaya.

Eliyle bizi buyur edercesine içeri davet edip arkamızda durup herhangi bir tuhaflık var mı diye bakındı etrafına. Elindeki telsize tükürürcesine emir verdi.

"Oğlum bana bak Hüseyin,eğer kuş bile uçurursan bu tarafa sikerim belanı."

Karşı taraftaki adamın sesi boğuk geliyordu. Arkamızda aksayarak yürüyen adam yine bağırdı.

"Sikerim bahaneni Hüseyin,bacını unutma derim sana."

Başımı yere eğdim. Kul köle ediyorlardı insanların sevdiklerinin üzerinden. Yoksa nasıl olurdu da bu kadar büyük vebalin altına girerdi ki insanlar. Birden Demir'in böbreğine geçirdidirseğiyle.

"Çabuk olsana Kara mısın ne sikimsin."

Demir,derin bir nefes çekti,ya sabır dercesiene başını salladı. Ah be soytarının vücut bulmuş hali,ben olsam, fazla dürtmezdim Kara'yı. Ne de olsa o bizim en deli olanımızdı. Derya'ya da karışacakken Demir kendini ona siper etti. Bu seferki darbe çok sesli olunca adama çevirdim yönümü.Demir'in nefesii kesildi.Derya'm da bir an hızla adama döndü. Demir, Ortaya salladı lafını esirgemeden.

Poyrazoğlu - Kabadayı Serisi (3)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin