Irk Online - Sanal Dünya (Wattys2017)

7. Bölüm, Seviye 15 Zindanı

Kullanılan kısaltmalar: Can puanı (CP), Hasar puanı (HP), Saldırı puanı (SP)

Gözlerimi kapattım. Ellerim başımın arkasında sırtüstü uzanıyordum. Ağacın gölgesiyle birleşen rüzgarın verdiği serinlik adeta içimi ürpertiyordu. Bir süre kendimi bu doğanın bir parçası gibi hissettim. Seviye zindanına girmeme on dakika daha vardı. Bu sırada kaybettiğim CPem neredeyse dolmak üzereydi. "Can iksirini dinlenme imkanım varken kullanmam çok saçma olurdu. Ne de olsa bulması kolay değil" diye iç çektiğimde CPem 4200'de doldu. Uzandığım yerden Rindarfa göz atmak istedim. Envanter çantasını açmak için, simgeler bölümünü aktifleştirerek hayali bir dokunuşla çantanın simgesini seçtim ve sahip olduğum itemler önümde belirdi. Masmavi gökyüzünde rüzgarın taşıdığı beyaz bulutlar hareket ediyorken Rindarfı seçtim. Böylece silahın özelliklerinin yer aldığı bölüm ekranıma geldi. İlk defa bu seviyede bir efsanevi silah elde etmenin mutluluğunu yaşıyordum. Düşük seviyemde böyle bir silaha sahip olduğum için çok şanslıydım. Silahın adı özellikleri ve nasıl üretildiğinin hikayesi olan bölüme göz atıyordum. "421 SPsi ve iyileştirme özelliği vardı. Bu özellikleri benim 45. seviyeye kadar olan mobları rahatça öldürmemi sağlayabilecek türdeydi." Uzun zamandır kendimi bu kadar iyi hissettiğimi hatırlamıyordum. Karşıma hangi mob çıksa öldürebileceğim hissini yaşamak harika hissettiriyordu.

Rindarfa göz atarken seviye zindanı süresi 10 saniyeden geriye doğru yanıp sönerek saymaya başlamıştı. Ayağı kalktığımda bekleme süresi doldu. Pikselleştikten sonra zindana ışınlanacağımı biliyordum. Yalnız zindanda ne tür moblarla karşılacağımı bilmiyordum. Bildiğim kadarıyla bazı düşük seviyeli zindanlarda mega bosslar bile bulunabiliyordu. Beta sürecinde oyuna en üst seviyeden başladığım ve düşük seviye zindanlarına göz atmayı hiç istemedim. Bu yüzden bu zindanları çok iyi bilmiyordum.

Işınlandığım yer, dar ve bazı yerleri mineralli kayalarla kaplı bir yolu olan mağaraydı. Mağaranın duvarlarında asılı duran tahta meşaleler karanlık yolu aydınlatıyordu. Sağıma ve soluma baktığımda kimse yoktu. Meşaleler ile aydınlanan yolda bir adım attığım sırada arkamda bir ışık oluştu. Oyunda bir yere ışınlanan oyuncuların gidecekleri yerde yeniden doğmadan önce ışık küresinin oluştuğunu biliyordum. Geriye döndüğümde arkama ışınlanan Era adınca bir NPCydi. Üzerinde giydiği siyah şaman kıyafeti, ellerinde büyü yapmasını sağlayan şaman itemi ve kaplan motifi olan bir kalkanı vardı.

Beta sürecinde bir kaç zorlu zindan görevini daha NPClerle tamamlamıştım. İçimden "Şu beta süreci bana ne çok şey kattı." Derken yüzümdeki gülümsemeye engel olamamıştım. 

"Niye salak salak sırıtıyorsun?" bu sözleri bir NPCden duyunca gülüşüm biranda jilet gibi kesildi.

"Ba-na mı dedin?"

"Burada bizden başka kimseyi göremiyorum."

Yüzümde aptalca bir gülümseme daha belirdi ve "NPClerin böyle konuşacağını hiç aklıma gelmezdi." Dedim.

"Benim bir adım var, salak!"

"Evet, benimde iki gözüm var, Era" derken hala gülüyordum.

Bir kesinlik ifadesi takınarak "Şu itemlerini çıkar ve savaşa hazırlıklı ol. Yapman gereken tek şey beni asalak moblardan korumak ve son bossu öldürmek. Umarım elleri veya patileri ya da her neyleri varsa onları benden uzak tutmayı başarabilirsin. Aksi durumda seviye görevin boşa gitmiş olacak. Sa-lak" bu kelimeyi heceleyerek söylemesi0 nedense hoşuma gitmişti.

Bir NPC ile sanal dünyada bu tarz konuştuğum için mutlu hissediyordum. Envanter çantamı açtım ve silahım Rindarf seçtim. Üzerimde başlangıç zırhı haricinde bir zırh olmadığı için savaşa hazırdım. Era'ya doğru döndüm iki adım önümde bana bakmadan bekliyordu. "Peki, şimdi ne yapıyoruz?" diye sorduğumda sadece kafasını sola çevirerek küçümseyici bir bakış attı. Gözleri dikkatlice beni süzerken bir anda arkasını döndü "Rindarf!" dedi. İçinde hiç görmediğim bir çocuk varmışcasına bir sevinç çığlığı attı. Bu çocuksu hali pek uzun sürmedi ve eski asiliğiyle "Beni Rindarfınla şu çirkin yaratıklardan korumayı başarabilirsin umarım, salak" dedi.