Dilara ile birbirimize oldukça yakın bir şekilde duruyorduk. Eli halen kolumu tutuyordu. Buradan sonra ne yapacağımı bilmeden öylece gözlerinin içine bakıyordum. İçinde bulunduğum bu durumda neyin ne olup olmadığını anlamayacak kadar kafasız değildim. Hayattan keyif aldığım dönemlerde hoşlandığım insanlar olmuştu olmasına da ilk defa böyle cesur bir kıza denk gelmiştim. Ne yalan söyleyeyim hoşuma da gitmedi değil hani, yalnız şuan birinin hayatımda yerinin olmasını isteyemeyecek kadar çok yıpranmış bir kalbe sahiptim. Karanlık bir kalpte ufacık bir aydınlık ne kadar direnebilirdi.
Kızarmış yanaklar ve büyülenmiş gözlerle bana bakan bu güzel kızı incitmek istemiyordum. Gel gelelim buradan öylece gitmem için bir yolda yok gibi görünüyordu. Tam harekete geçeceğim sırada ise beni yapmak istemediğim bu durumdan kurtaracak bir şey oldu. Beyaz sırt çantasının içenden avazı çıktığı kadar bağırmaya başlayan cep telefonun sesini duyduğumda birazda olsa rahatlamıştım. Dilara'nın ise çalan telefonuna bakmaya hiç niyeti yok gibiydi.
Soğuk bir ses tonuyla onu teşvik edercesine "Bakmayacak mısın?" dedim. Her geçen gün yeşeren acılarıma bir yenisini katma düşüncesi beni uçurumun eşiğine kadar sürüklüyordu. Ailemin ölümünden sonra aldığım kararlar hep yalnızlık üzerine inşa edilmiş bir hayat içinde. Yine öyle olmalıydı. İçinde bulunduğum karanlığı paylaşmak için duvarlarımı indirmem beni daha fazla yıpratabilirdi. Bu yüzden yalnızlık en doğru tercihti.
"Sanırım bakmalıyım." dedi ve elini çekerek çantasının fermuarını açtı. O kafasını çantasına gömdüğünde geriye dönüp geldiğim merdivenlerden yukarıya çıkmaya başladım. Bir süre gittikten sonra solumdan göz ucuyla arkama baktım. Nihayet o karma karışık çantasından telefonunu bulup kafasını kaldırdı. Bana doğru baktığında gözlerinin buğulandığını görebilecek mesafedeydim. Onu öyle görünce içimde kimselere ifade edemeyeceğim bir duygu vardı. Sanki, sıcağı ve soğuğu, acıyı ve tatlıyı aynı anda yaşıyor gibiydim.
Önüme dönüp öylece eve doğru yürüdüm. Yaşadıklarımdan sonra bir insanı yaşıyorken arkada bırakmak çok daha olumlu bir şey gibi hissediyordum. Eve doğru giderken karşıma çıkan bazı insanlar sırılsıklam halime anlamsız gözlerle bakarak yanımdan geçip gittiler. Kimseyi umursamadan doğruca eve yürüdüm. Yol boyunca hiç bir şey düşünmemiştim sadece kendimi eve atmak istiyordum.
Kısa sürede yaşadığım olaylar eve girip doğruca banyoya geçip kendimi sıcak suyla duşa teslim ettikten sonra bir film karesi gibi aklımdan geçmeye başladı. Duşakabinin içinde ellerimi duvara dayayıp gözlerimi kapattım. Akan suyun altında öylece duruyordum. Bir süre sonra suyu kapatıp yumruklamak istediğim duvara baktım. İçimden çığlıklar atsamda sakinleşmeyi başarmıştım. Saçlarımı iki elimle geriye doğru atarak suların akmasını sağladıktan sonra duşakabinden çıktım. Turkuaz renkli kurulanma havlusunu alıp önce kurulandıktan sonra belime doladım.
Çıkmak için kapıyı açtığımda buhardan iyice ısınmış odaya dışarıdaki soğuk dolmaya başladı. Odama geçip gardolapdan sevdiğim gri yanında ince siyah çizgisi olan dizimin hemen altına kadar inen bir şortu alıp giydim. Islak havluyu boy aynasının askılığına asıp kendimi yatağa bıraktım. Tavana doğru bakarak düşünmeye başladım. Sahi oyun haricinde hiçbir şey düşünmüyorken nasıl olmuştu da böyle bir hikayenin baş rolü olmayı başarmıştım. Belki de hiç havuzun olduğu yola girmemeliydim. Bunları düşünürken esnedim. Sıcak suyun etkisiyle mayışmış olmalıydım. Gözlerimi bir kaç defa ağır bir şekilde kırptıktan sonra tekrar esnedim. Sanırım güzel bir uyku çekmeliydim. Yatakta sağıma doğru dönerek bacaklarımı karnıma çektim. Sağ elimi yastığımın altına koyduğumda olan bitenler hala aklımdan geçiyordu. En güzeli müzik dinlerken uyumak diye düşündüm. Gerçi kim şimdi kalkıp kulaklığı alacaktı.
Gözlerimi tekrar kapattığımda aklımdan geçenler yüzünden uyumamın mümkün olmayacağını anladım. Uyuşuk uyuşuk kalkıp masanın çekmecesinden kablosuz siyah kulaklığımı kutusundan aldım. Yatağa geri döndüğümde yatmadan önce dijital mp3 kulaklığın düğmesini aktif ettim. Önümde açılan hologramda kaydırmalar yaparak sanatçılar kategorisini seçtim. Arama kısmına her zaman uyumama yardım eden yıllardır dinlediğim sanatçı olan "Lindsey Stirling" yazdıktan sonra ilk şarkısına tıkladım ve müzik çalmaya başladı. Hologram ekranını kapatıp kendimi yastığa doğru bıraktım.
Yastığa ilk yattığımda ıslattığım için soğuk olan tarafını bulup iyice yerleştim. Yastığın soğuk tarafı ve Lindsey'in çaldığı keman sesiyle artık iyi bir uyku çekebilirdim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Irk Online - Sanal Dünya (Wattys2017)
Science FictionOyuncu sayısı milyonlara ulaşabilen sanal oyun toplulukları vardır. Bu topluluklarda kendini zirve yarışına adamış kişilerin savaşı gelecekte de şuan dünyada olduğu gibi tüm hızıyla devam ediyor. Eğlence Merkezi adlı firma, 2036 yılının getireceği ü...